Bahçeli'den ''Zaho saldırısının sorumlularını bulun'' çağrısı
MHP lideri Devlet Bahçeli, Irak'ın Duhok kentinde düzenlenen saldırıya ilişkin değerlendirmesinde ''Türkiye’yi Irak’ta meşgul etme, tuzağa çekme, yargılama sinsiliği kolektif bir tezgâhtır'' diye konuştu.

Devlet Bahçeli yaptığı açıklamada, insani, vicdani ve siyasi krizlerin birbirine eklemlenerek, birbirinden enerji devşirerek günbegün derinleştiğine işaret etti.
Alacakaranlık tabloya rağmen Türkiye’nin çelik gibi iradesiyle, umut ve uğur adası gibi sivrilen itibarıyla bütün dikkatleri üzerine çektiğinin altını çizen
Bahçeli, hamle üstünlüğünü sürekli elinde tutan, ilkelerinden ve inançlarından ödün vermeyen Türkiye’nin her sorunda hakem rolü üstlenmesinin tarihi misyonuyla uyumun bir sonucu olduğunu vurguladı.
Devlet Bahçeli şunları söyledi:
“Tahıl koridoru sayesinde açlıkla pençeleşen yüz milyonlarca insana can simidi uzatılmıştır.”
“29-30 Haziran 2022 tarihinde Madrid’de düzenlenen 32’inci NATO Zirvesi, 19 Temmuz 2022 tarihinde Astana formatında gerçekleşen Tahran Zirvesi, nihayetinde 22 Temmuz 2022 tarihinde İstanbul’da “Tahıl ve Yiyecek Maddelerinin Ukrayna Limanlarından Emniyetli Sevki Girişimi”nin imzalanarak bir anlaşmaya bağlanması ülkemiz lehine müstesna gelişmelerden sadece bir kısmıdır.
Bilhassa Ukrayna limanlarında sıkışan tahılın dünyaya ulaşması hususunda Türkiye’nin yoğun çabası, aylar süren müzakerelerdeki dirayeti ve ısrarı ezcümle sonuç vermiş, açlık ve yoksullukla pençeleşen yüz milyonlarca insana can simidi uzatılmıştır.İnanıyorum ki, Rusya ile Ukrayna arasında kalıcı çözüm ve barış ikliminin yeşermesi de çok uzun sürmeyecektir.”
“Zaho’da masumların canına kast eden saldırı bir terör eylemidir”
Türkiye’nin güçlü varlığından rahatsız olan husumet cephesinin ilk fırsatta kendini açık ettiği ve provokasyon düğmesine peş peşe bastığına işaret eden Bahçeli,
“Tahran Zirvesi’nden bir gün sonra Irak’ın Dohuk Vilayeti’nin Zaho İlçesi’nde bir dere kenarına yapılan hunhar terör saldırısıyla, -ki bu kanlı saldırıda 8 sivil hayatını kaybetmiş, 23 sivil de yaralanmıştır- tahıl koridoru açılmasının ertesi günü Ukrayna’nın Odessa kentindeki tahıl silolarının vurulması vahim bir tertip olarak karşımıza çıkmıştır.
Zaho’da masumların canına kast eden saldırı bir terör eylemidir.
Tertipçileri ve tetikçileri Türkiye’nin hem terörle mücadelesinden hem de bölgesel güç ve küresel aktör olarak sivrilmesinden keyfi kaçan terör, silah ve savaş baronlarıdır.Esasen bu karanlık emellerin hüviyetleri bellidir.Zaho’da sivil insanların kanını döküp hemen ardından Türk Silahlı Kuvvetleri’ni suçlama yarışına girenler Türkiye’miz üzerinde hesap yapan, bölücülüğe refakat eden, teröre gelecek bağlayan, dahası her alanda önümüzü kesmek için pusu kuran alçalmış ve alçaklaşmış çevrelerdir.”
“Irak, Türkiye ile eşgüdüm içinde Zaho katliamının faillerini ortaya çıkarmak mecburiyetindedir”
“Terörle mücadelemizi engellemek maksadıyla her yola müracaat edenlerin kimler olduğu bilinmektedir.
Zaho’daki kanlı eylemin sorumluluğunu Türkiye’ye ihale etme yanlışına düşenler bizatihi suçludur, bu suretle cinayetlerine yenilerini eklemişlerdir.
Irak Merkezi Hükümeti işbirliği kanallarını açık tutarak, diyalog zemininden kaçmadan Zaho katliamının saklanmış faillerini Türkiye’yle eşgüdüm halinde ortaya çıkarmak mecburiyetindedir.”
“Türkiye’yi töhmet altında bırakmaya hiçbir ülkenin hakkı yoktur”
“Bilinmelidir ki, şiddetle lanetlediğimiz 27 Temmuz 2022 tarihinde Musul Başkonsolosluğumuza füzeli saldırıyı kim ya da kimler yapmışsa Zaho’ya saldıran da aynı mihraklardır.
Irak’ın içine gömüldüğü siyasi istikrarsızlık tablosu, dokuz ayı bulan hükümet krizi, yayılan sokak gösterileri, mezhep temelli cepheleşmeler, birden alev alan parlamento baskınları gerçeklerin tecellisine mani olamayacaktır.
Türkiye’yi töhmet altında bırakmaya hiç kimsenin, hiçbir ülkenin hakkı yoktur.”
“Türkiye’yi Irak’ta meşgul etme, tuzağa çekme, yargılama sinsiliği kolektif bir tezgâhtır”
Irak’ın sarsak yönetimi şayet Zaho ve Musul’daki terör saldırılarının sorumlularını bulamayacaksa, buna da yanaşmayacaksa; Türkiye bu hain ve haşaratları araya araya tespit edip cezalandırmaya muktedirdir.
Ve mezkûr hesap mutlaka sorulacaktır.
Türkiye’yi Irak’ta meşgul etme, tuzağa çekme, yargılama sinsiliği kolektif bir tezgâhtır.
Bu tezgâhı kuranlar, Akdeniz ve Ege’deki mevcudiyetimizi, Rusya ve Ukrayna arasında barışçıl çabalarımızı, Tel Rıfat ve Münbiç’e muhtemel askeri harekatımızı engellemek isteyen namertlerdir.
Bunlara taşeronluk yapanlar da iç işgal cephesinde buluşan siyasi partiler, köhne bildirilere imza atan sözde aydınlar, satılmış sivil toplum kuruluşları, kiralık gazeteciler, kurşun askere dönüşmüş televizyon yorumcularıdır.”