Yılmaz Özdil: ''Bırakmayı bilmek lazım''
Gazeteci Yılmaz Özdil, Sözcü TV Genel Yayın Yönetmenliğinden ayrılmasına ilişkin ''Çok muhabbet, tez ayrılık, bırakmayı bilmek lazım'' ifadelerini kullandı.

1 Mart'ta yayın hayatına başlayan Sözcü TV'de dün şok bir ayrılık yaşandı.
Kanalın Genel Yayın Yönetmeni ve kurucularından Yılmaz Özdil, kanalı bıraktığını açıkladı.
Özdil, bugün ayrılığa ilişkin köşesinde bir yazı kaleme aldı.
Kendisini eleştirenlere tepki gösteren Özdil, ayrılıkla ilgili şunları yazdı:
"Bırakmayı bilmek lazım"
Değerli patronumuz Burak Akbay'a söz verdiğim şekilde “kurucu” görevimi tamamladım.
Anadolu imbiğinden damıtılarak süzülmüş kulağa küpe lafımızdır… Çok muhabbet, tez ayrılık, bırakmayı bilmek lazım.
Bundan sonrası, genel yayın yönetmenimiz Korcan Karar'ın liderliğinde seçkin haberci arkadaşlarımın.
" Chp'nin parasına yazık kardeşim"
(Parantez açayım… Görevden derhal uzaklaştırılmam için, bir saniye bile görevde kalmamam için, Chp yönetiminin adını kullanarak, aleyhime kampanya başlatılmasına üzülmedim desem, yalan olur.
Akp kampanyalarına alışığım, umurumda bile olmadığını beni tanıyan herkes bilir, ama doğma büyüme bir Chp'li olarak, bu kampanyaya parti kaynaklarının harcanmasına gerçekten üzüldüm.
Chp'nin parasına yazık kardeşim.
Çünkü, bu kadar dolanbaçlı yollar deneyeceklerine, direkt bana telefon etselerdi, kurucu görevim dışında bir niyetim olmadığını, Sözcü televizyonunda çalışma odamın bile olmadığını, genel müdür, genel yönetmen, genel koordinatör gibi herhangi bir sıfatımın olmadığını kendilerine zaten söylerdim.)
"Linç kampanyası başlatanlar, ne diyecekler şimdi?"
(Bakın, Meral Akşener yeniden masaya davet edildi, kasıtlı medyanın kasıtlı olarak köpürttüğü kriz, harika bir formülle, harika bir şekilde tatlıya bağlandı, Türkiye'nin umutları eskisinden çok daha fazla arttı.
Meral Akşener'in masayı dağıtmadığını, kasten masanın dışına ittirildiğini söylediğim için, ‘Meral Akşener masayı dağıttı diyenler akçeli gazetecilerdir' dediğim için, Chp yönetiminin adını kullanarak benim aleyhime linç kampanyası başlatanlar, ne diyecekler şimdi?)
(Ekmelettin İhsanoğlu faciasına yolaçanların şu anda yine tam kadro faaliyette olduğunu, altılı masayı aslında bu kadronun bozmaya çalıştığını isim isim, kronolojik olarak anlattığım için, beni ve Sözcü televizyonunu linç etmeye çalışanlar, ne diyecekler şimdi?)
"Bu ülkenin hâlâ umudu olabilir miydi?"
(Meral Akşener dışlansaydı, Meral Akşener'in ısrarla masaya getirdiği Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş denklemin dışında bırakılsaydı, bu ülkenin hâlâ umudu olabilir miydi?)
(Daha sadece yedi gündür yayında olan Sözcü televizyonu gibi namuslu televizyonlar olmasaydı, meydan iliştirilmiş televizyonlara, yangına körükle giden iliştirilmiş gazetecilere kalsaydı, bu kriz böyle tatlıya bağlanabilir miydi?)
"Meselenin doğru anlaşılmasını sağlamak mıdır"
(Biz gazetecilerin görevi, biat ettiğimiz partiler adına tetikçilik yapmak mıdır, yoksa, her iki tarafın görüşlerine de yer vererek, meselenin doğru anlaşılmasını sağlamak mıdır?)