There’s a lie that I told to you
That now I can’t tell the truth
And it ate me inside, so one soft drunken night
I slept with a man you knew
Sana söylediğim bir yalan var
Şimdi doğrusunu söyleyemeyeceğim
Ve beni içten içe yedi, bu yüzden yumuşak sarhoş bir gece
tanıdığın bir adamla yattım
And in the morning I walked home alone
And the businessmen saw my bones
With my skirt in their eyes, they remembered the nights
When they were that man you knew
Ve sabah eve yalnız yürüdüm
Ve iş adamları kemiklerimi gördü
Gözleri eteğimde, o tanıdığın adam
Oldukları geceleri hatırladılar
You told me once
You were happy to have me
But I never gave me away
Bana bir kere dedin ki
Bana sahip olduğun için mutluydun
Ama ben asla kendimi ele vermedim
There’s the lie that I told to you
Sana söylediğim bir yalan var
I would give you my heart, I think
But it’s up in a branch of a tree
It was only to tease when he climbed up the tree
Put my heart where I couldn’t reach
Sana kalbimi verirdim, sanırım
Ama bir ağacın dalında
Sadece ağaca tırmandığında dalga geçmek içindi
Ulaşamadığım yere kalbimi koy
I didn’t mind, I adored him, so
We forgot, and we left for home
And that was so long ago, now the tree it has grown
Umurumda değildi, ona tapıyordum, bu yüzden
Unuttuk ve eve gittik
Ve bu çok uzun zaman önceydi, şimdi ağaç büyüdü
And nobody knows my lover is buried underground
Nobody knows my lover is buried underground
Nobody knows my lover is buried underground
There’s a lie that I told to you
Ve kimse sevgilimin yeraltına gömüldüğünü bilmiyor
Sevgilimin yeraltına gömüldüğünü kimse bilmiyor
Sevgilimin yeraltına gömüldüğünü kimse bilmiyor
Sana söylediğim bir yalan var