Tarihi Roma Tiyatrosu ve Arkeopark alkanında aydınlatma çalışması!
Antik Roma Tiyatrosu ile Arkeopark Alanı’nda restorasyon ve kazı çalışmalarını sürdüren Ankara Büyükşehir Belediyesi; gerçekleştirdiği aydınlatma çalışması ile iki bin yıllık geçmişe sahip tarihi alanı günyüzüne çıkardı.

Ankara Büyükşehir Belediyesi, 1. ve 2.derece arkeolojik sit alanı kapsamındaki Ulus Tarihi Kent Merkezi Kentsel Sit Alanı sınırlarında yer alan Antik Ankara Roma Tiyatrosu ve Arkeopark Alanı’nda çalışmalarını sürdürüyor.

Kent tarihinin en önemli noktalarından olan bölgede gerçekleştirilen restorasyon ve kazı çalışmaları titizlikle sürdürülürken Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanlığı tarafından son olarak bölgenin tarihi dokusunun ortaya çıkarılması amacıyla aydınlatma çalışması gerçekleştirildi. Tarihi dokuya uygun olarak yeni teknolojiye uygun ve tasarruflu aydınlatma sisteminin yerleştirildiği tarihi alan ışık ışıl hâle getirildi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş bölgede yapılan çalışmaları sosyal medya hesaplarından, “Gözlerinize inanın, burası Ulus. Yıllarca ihmal edilen Ulus’un kaderini değiştirecek projemizde sona yaklaşıktık. Ankara Kalesi, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi eserlerimizin yanı sıra 2000 yıllık Roma Tiyatrosu ve Arkeopark da dönüşen Ulus’un ışıl ışıl yansıması olacak” notuyla duyurdu.

Tarihi Roma Tiyatrosu’nun Anadolu’nun orta büyüklükteki tiyatroları kapsamında bulunduğunu belirten Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanı Bekir Ödemiş, alanda gerçekleştirilen kazı ve restorasyon projesinin Anadolu Medeniyetleri Müzesi denetiminde sürdürüldüğünü kaydetti.

Roma Tiyatrosu’nun 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı hemen yanı başındaki Arkeopark’ın ise 2. Derece Arkeolojik Sit Alanı olduğunu söyleyen Ödemiş, “2020 yılında çalışmalarını başlattık ve Roma Tiyatrosu bölümünün restorasyon sürecini tamamladık” dedi.

Tarihi geçmişi 2 bin yıl öncesine dayanan bir kültür merkezinin kente yeniden kazandırılmış olduğuna dikkat çeken Ödemiş, “Burada amaç; kente değer ve kimlik katan kültürel varlığın ayağa kaldırılması ve tekrar kullanıma açılarak kentin kültürel yaşamına zenginlik katılması… Çalışmalarımızı Türkiye’nin de taraf olduğu Venedik Tüzüğü’nün koruma esaslarına uygun olarak sürdürdük. Çalışmayı yaparken bilimsel destek aldık. Hem Anadolu Medeniyetleri Müzesi hem hocalarımız tüm süreçte bizimle birlikte çalıştılar. Sonuçta da 3 bölümden oluşan; üzerinde bulunduğumuz sahne ve hemen yanı başında orkestra çukuru ve cavea çalışmamızı tamamladık. Cavea çok özel hepsi elle çalışıldı. Tüm bu örme işlemleri elle yapıldı” diye konuştu.
