Kudüs Hastanesinde hizmetler durdu
Gazze'deki Kudüs Hastanesi, İsrail saldırıları ve uyguladığı yakıt engelleme politikaları sebebiyle çalışmaların büyük bölümü durdu. MR, tıbbi röntgen ve cerrahi bölümleri kapatıldı.

Gazze Şeridi'nde İsrail'in yoğun bombardımanı altında bulunan Filistin Kızılayı'na ait Kudüs Hastanesi, ciddi bir yakıt sıkıntısı ile karşı karşıya. Durumun ciddiyetini vurgulayan Filistin Kızılayı, hastanenin mevcut yakıt rezervlerini idareli kullanmak amacıyla sağlık hizmetlerinde kısıtlamalara gitmek zorunda kaldığını duyurdu.
Hastane faaliyetlerinde kritik kısıtlamalar
Yakıt kıtlığı nedeniyle hastanenin büyük jeneratörü devre dışı bırakıldı ve daha küçük bir jeneratör kullanıma alındı. Bu durum, cerrahi bölümün kapatılmasına, oksijen üretim tesisinin durdurulmasına ve tıbbi görüntüleme hizmetlerinin askıya alınmasına yol açtı. Elektrik kesintileri nedeniyle, hastanede kalan yaklaşık 1,5 milyon yerinden edilmiş Filistinliye günde yalnızca iki saat elektrik verilebileceği belirtildi.
İnsani yardım çağrısı ve İsrail'in yakıt engeli
Hastanenin kapatılmaması için yakıt, tıbbi malzeme, ilaç, su ve gıda gibi temel ihtiyaçların ulaştırılması umuduyla bir çağrı yapıldı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, Hamas'ın elindeki esirler serbest bırakılmadan Gazze'ye yakıt girişine izin vermeyeceğini açıklaması, bu krizi daha da derinleştirdi.
Gıda ve temel ihtiyaçlarda kritik durum
Hastanede sığınan 14 binin üzerinde yerinden edilmiş kişi, gıda, süt ve bebek maması gibi temel ihtiyaç maddelerinde ciddi sıkıntılar yaşamakta. Ekmek stoklarının iki gün önce tükendiği bildirildi.
Uluslararası yardım çabaları ve saldırılar
Uluslararası Kızılhaç Örgütü'nün hayat kurtarıcı tıbbi malzemeleri hastaneye ulaştırma çabaları, İsrail bombardımanı nedeniyle engelleniyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Gazze'deki sağlık tesislerine yönelik saldırıların belgelendiğini ve Gazze hükümetinin, bölgedeki 16 hastane ile 34 sağlık merkezinin hizmet dışı kaldığını duyurduğunu bildirdi.
Bu durum, Gazze'deki insani krizin derinleştiğini ve uluslararası toplumun acil müdahalesini gerektirdiğini gösteriyor.