İğneada'da selde 6 kişinin öldüğü davanın ilk duruşması 14 saat sürdü
Kırklareli’nin Demirköy ilçesi İğneada beldesindeki geçen sene meydana gelen sel felaketinde 'Sisli Vadi' bungalov evlerinde tatil yapan 6 kişinin hayatını kaybetmesi ile ilgili açılan davanın ilk duruşması 14 saat sürdü.

Demirköy ilçesi İğneada beldesinde 5 Eylül 2023'te kuvvetli yağış nedeniyle 'Longoz Ormanları'ndaki Sisli Vadi'deki turistik bungalov evlerin olduğu bölgede sel oluştu. Dere içinde kurulan bungalov evlerde tatil yapan Dr. Selman Bağışlar ve eşi Mihriban Bağışlar, Suna Duman, emekli öğretmen Raile Şimşek, eşi Ahmet Baki Şimşek ile tesis müdürü Ümit Solmaz, sel sularına kapılarak yaşamını yitirdi.
Olayla ilgili yürütülen soruşturmada, 'Sisli Vadi' adıyla kurulan ve sele kapılan 18 bungalov evin, ruhsata aykırı olarak inşa edildiği ortaya çıktı. Özel İdare tarafından mühürlenen işletme hakkında da yıkım kararı verildi.

Ancak yıkım kararına rağmen 'Sisli Vadi' adı altında sosyal medyada tanıtımı yapılan bungalov evlerin, vergi levhasında faaliyet alanı olarak 'karma çiftlik' olarak gösterildiği tespit edildi. 'Bitkisel veya hayvansal üretim konusunda uzmanlaşma olmaksızın üretim' adıyla faaliyet yürüttüğü belirlenen tesislerin tanıtımının, sosyal medya hesaplarından, 'Doğada uyanmak, doğaya uyanmak', 'Oksijeni bol, stresi az' ifadeleriyle yapıldığı saptandı.
Dere yatağını değiştirip tesis kurdu
Olayda kızı ve damadını kaybeden Safiye Yaşa, 6 kişinin ölümünden sanıkların hepsinin sorumlu olduğunu söyledi. Bülent Bayrak’ın mühürlenen tesisi çalıştırdığını, yıkım kararını yerine getirmediğini ve evlere müşteri almayı sürdürdüğünü belirten Yaşa, “Dere yatağını değiştirip tesis kuruldu. Büyük afet oldu diyor. Ama onun tesisinden başka yerde ölen yok. Delillerin bir kısmı ortaya konmadı. Kendisi burada bir kayıp olacağını biliyordu. Sanıklardan şikayetçiyim, en ağır cezayı almaları için mücadele edeceğim. Benim evladım geri gelmeyecek ama bu örnek bir dava olsun ki başka insanların da canları yanmasın" ifadesini kullandı.

Duruşmada 8 tanık dinlendikten sonra sanık avukatları, bölgede son yılların en büyük yağışının meydana geldiğini ve bulunan afet olarak değerlendirildiğini belirterek, Bayrak’ın tek başına sorumlu olamayacağını savundu. Sanık avukatları buna göre Bayrak’ın tutuksuz ya da adli kontrol şartları uygulanarak serbest bırakılmasını talep etti.
Müşteki avukatları da Bayrak’ın yurt dışına kaçarken yakalandığını ve kaçma şüphesi bulunduğu gerekçesiyle tutukluluk halinin devamını istedi.
Cumhuriyet savcısı mütalaasında, sanık Bülent Bayrak’ın tutuklu halinin devamını diğer sanıkların adli kontrol şartı ile tutuksuz yargılanmalarına devam edilmesini talep etti.
Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, Bayrak’ın tutukluluk haline devamına, diğer sanıklar hakkında yurt dışı çıkış yasağı getirilip, adli kontrol hükümlerinin kaldırılıp tutuksuz yargılanmalarına karar verdi.