Öğrenciler sabah erken saatte kalkmaya nasıl alıştırılacak?
Veliler, çocuklarının uykularını nasıl düzene sokacaklarını merak ediyor. Peki, Öğrenciler sabah erken saatte kalkmaya nasıl alıştırılacak? İşte yanıtı...

3 aylık yaz tatilinin bitmesine sayılı günler kaldı.
Öğrenciler için artık son hafta. Okullarına kavuşmaya hazırlanıyor.
2024-2025 Eğitim ve Öğretim Yılı için geri sayım başladı.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2024-2025 eğitim öğretim yılı takvimine göre, okullar 9 Eylül itibariyle başlayacak.
Okul öncesi ve 1. sınıf öğrencileri için bu durum biraz farklı.
Onlar okula bir hafta erken başladı.
Okul öncesi ve 1. sınıf öğrencileri için eğitim-öğretim dönemi 2 Eylül itibariyle başladı.
Öğrencilere uyum haftası kapsamında okula alışması ve uyum sağlayabilmesi için bir süreç verildi.
Peki, öğrenciler okula nasıl alışacak? Öğrenciler sabah erken saatte kalkmaya nasıl alıştırılacak? 1. sınıf anneleri 1 senelik okul sürecinde çocuğuna nasıl yaklaşmalı?
İşte bu soruların yanıtını Psikolog Meryem Karakaya Ankara Masası'na yanıtladı.
Karakaya, öğrencilerin okula alışma süreçleri için çocukların düşünce ve duygularını anlamanın çok önemli olduğunu ifade etti.
"Öncesinde okula gidip gezdirmek, göstermek, öğretmeniyle tanıştırmak önemli"
Meryem Karakaya şunları söyledi;
"Bundan mı korkuyorsun, korkacak bir şey yok demek yerine, neyden korkuyorsun, ne düşünüyorsun, okula ilgili ne bilmek istiyorsun gibi burada biraz onu alana alıştırmak önemli. Sonrasında da oturup bütün o kaygılarını, korkularını, sorunlarını cevaplamak gerekiyor. Tüm sürece ona bir anlatmak gerekiyor. Okulda ne olacak, kimlerle tanışacak, okul nasıl bir yer... Belki öncesinde okula gidip gezdirmek, göstermek, öğretmeniyle tanıştırmak önemli. Şimdi okul bir de onun için kocaman bir yer. Kaybolabilir orada. Orada anne baba onu unutabilir. Anne baba orada onu kaybedebilir. Böyle korkuları da olabilir. O yüzden okulu görmesi, fiziksel olarak da orayı görmesi, velilerin burada kaybolmayacaksın, biz seni alacağız demesi, burası sınıf, burası tuvalet, burası kafeterya, burada bahçede oyunlar oynayacaksın gibi okulun tanıtılması, öğretmenlerin tanıtılması önemli. Sonrasında ne yapıyoruz? Sen sabah gideceksin. Şu saatte gideceksin. İşte orada bu dersleri yapacaksın. Bu oyunları oynayacaksın. Arkadaşların olacak. Sonra biz seni şu saatte baban ya da anne kimse seni alacağız. Çok güzel bir şekilde anlatıyoruz çocuğa. Burada da soruyoruz senin başka aklına takılan bir şey var mı? Sonrasında sevdiği birisi olabilir. Bir arkadaşı, binadan abi gibi gördüğü biri olabilir. O kendi okul sürecini anlatabilir, olumlu yönleri. Ya da ben de okula giderken korkmuşum ama sonra çok sevdim, çok eğlendim gibi. Anne baba kendi okul sürecindeki olumlu yönleri anlatabilir. "
Asıl amacın öğrencilerin bilinmezlik kısımlarını kapatmak olduğunu ifade eden Psikolog, çocukların bilinmezlikle ilgili bir problem ve korku yaşadığını söyledi.
"Okulun çok kocaman bir şey, olağanüstü bir olay gibi ne lanse etmemek gerekiyor"
Anne ve babaların kendi duygularını da fark etmesinin çok önemli olduğunu aktaran Meryem Karakaya, şöyle devam etti;
"Çocuk okula gitmekten kaygılı olabilir, korku duyabilir çünkü bilinmez bir yere gidiyor. Annenin yüz ifadesi ya da babanın yüz ifadesi korku dolu, kaygılıysa çocuğa şu mesaj gidebilir; Korkacak bir şey var ya da olumsuz bir şey var. Zaten izliyor etrafı. O yüzden orada ebeveynlerin bir fark etmesi lazım. Ben ne yaşıyorum? Ben mi korkuyorum? Hani çocuk mu zorlanıyor, ben mi daha çok zorlanıyorum? Ebeveynlerin bir önce bunun fark etmesi. Bunu bir halletmeleri gerekiyor. Bizim yapmamız gereken şey okulun ilk günü neşeli, heyecanlı, mutlu bir ifade takılmak. Ama tabi okulun çok kocaman bir şey, olağanüstü bir olay gibi ne lanse etmemek gerekiyor."
"Tutarlı bir şekilde çocuk okula devam etmeli"
Karakaya, "Okul çok büyük ve bilinmezliklerle dolu, kocaman bir yer çocuk için. Gözlemlemesi için, orayı tanıması için ebeveynin bir yanında kalacak çocuğun. Orada soracak, ne hissediyorsun, ne görmek istersin, nereye gitmek istersin, ne düşünüyorsun gibi sürekli çocuğu konuşturup o endişelerini alabilir, onlara cevaplayabilir. Sonrasında şunu kesinlikle istemiyoruz, habersiz bir şekilde gitmek. Çocuğu bıraktım. Öğretmeniyle tanıştı, arkadaşlarıyla anlaştı. Ben hemen şuradan kaçıp gideyim. Onu kesinlikle önermiyoruz, istemiyoruz. Onu tutmalı ki önemli olan şey güven. Duygusunu bir alması lazım, onu takması lazım ki orada yalnız kalabilsin, tek kalabilsin. Ne yapabiliriz? İşte eğer istersen ben bugün seninle beraber, oturacağım. Burada aşamalı bir ayrılış var aslında ayrılamayan çocuklardan, zorlanan çocuklardan. Ben bugün seninle sırada oturacağım. Tamam, yardımcı olacağım. Sonrasında sınıfın kapısında bekleyeceğim. Sonrasında bahçede bekleyeceğim. Sen teneffüslerde yanıma gelebilirsin ve ben senin yanına geleceğim. Sonrasında ben iki saat burada duracağım. Camdan beni görebilirsin. Ama sonrasında eve gideceğim. Ve sadece üçte seni gelip alacağım. Aşamalı bir şekilde çocuktan uzaklaşmak gerekiyor. Bu süreci aşamalı bir şekilde yürütmek gerekiyor. Ve tutarlı olmak çok önemli. Çocuk gitti okula bir gün, oraya alıştı, tamam artık iyiyim dedi. Ertesi gün şunu söyleyebilir ya da bir hafta sonra ben vazgeçtim okula gitmek istemiyorum diyebilir. Şunu söylememesi lazım. Tamam hadi bugün gitme dememesi lazım. Okula gidip bir konuşalım. Yine oradaki duyguyu anlamak. Ne oldu? Ne yaşadın okulda? Niye böyle hissettin? Tamam, neler yapabiliriz, nasıl düzeltebiliriz gibi. Orada çözüm önerileri bulup okula devam etmesi lazım. Ya da mesela anne diyor ki okula gideceksin, baba diyor ki tamam bugün gitmeyi versin. Böyle şeyler de istemiyoruz. Anne baba öncesinden bu bilgileri yapmalı. Tutarlı bir şekilde çocuk okula devam etmeli." değerlendirmesinde bulundu.
Çocuklar erken kalkmaya nasıl alışacak?
Meryem Karakaya, velilerin çocukları erken kalkmaya biyolojik olarak yavaş yavaş alıştırması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi;
"Burada asıl problem şuradan kaynaklanıyor. Aileler, şunu yapıyor. Pazar günü tatilde, pazartesi çocuk okulda. Dışarı bir yerde, şehir dışında, yaz tatilinde, pazar günü dönülüyor ya da cumartesi gününden dönülüyor şehre, hadi pazartesi okula başla. Ya da pazar gününe kadar, o son güne kadar çocuk o tatil düzeninde. Pazartesi hadi başla gibi olabiliyor. En az iki hafta öncesinden uyuma düzeniyle başlıyorsun. Çocuklar 1'de uyumaya alışmış diyelim yaz saatliği boyunca. Bir gün de hadi sen bugün 9'da uyu ya da 10'da uyu dersek fizyolojik olarak bunu yapamaz çocuk. Biyolojik saatinde ona bir alışması lazım. Biyolojik olarak ona bir yavaş yavaş adım adım. Bugün işte 1'de değil. 12'de, 11'de uyuyacağız. 2 haftalık süreçte bunu yavaş yavaş yapıyoruz. Sonrasının sabahları, sabah rutinini oluşturmak için. Dediğim gibi 2 haftadan öncesinden başlıyoruz buna. Sabah kaçta kahvaltı yapılıyorsa normal sadece. 8'de mi yapılacak kahvaltı? 8-8,5 arası uyanıp ailecek o kahvaltı bitiminin tekrar oluşturulması gerekiyor. Çocuk sekizde, sekiz buçukta uyandığında akşam saatlerinde yavaş yavaş aşağıya doğru gelmeye başlayacak. Sonrasında neden çocuğu bu kadar uzun süre ayakta tutan? Tablete bakıyor, bilgisayara bakıyor, oyunu oynuyor vs. Bu yüzden de gün içerisinde bayağı uzun sürüyor uyuma zamanı. Onların zamanlarını da ayarlamak. Tabi burada şu değil, okul başladığı günden sonra bilgisayar, tablet yok, arkadaşlarında oyun oynamak yok. Bunları da çok görüyoruz. Böyle olduğunda okul çocuk için bir ceza. Yani böyle kutsaklıklarla dolu bir yer gibi lanse ediliyor. Hayır öyle bir şey yok. Tekrar bu saatleri yine aşamalı olarak. Çocuk işte günde iki saat mi bakıyordu tablete. O zaman yavaş yavaş bir buçuk saat, bir saat, normal okul dönümüne ne kadar bakacaksan o saate kadar yavaş yavaş indirerek gidiyoruz. Sonrasında okul açıldıktan sonra bunun planlaması da yapılabilir. İki hafta sonra okul açılacak. Günlük ne kadar tablete bakacağız? Ne kadar? Ne zamanlar oyunu oynayacağız? Okulda şimdi hangi aktiviteleri yapmak istersin? Nasıl dersin vaktini, hangi saat aralarında yapabiliriz? Yavaş yavaş o planlamaları çocuğun zihninde oluşturmak önemli."
1. sınıf annelerine tavsiye
1. sınıf annelerinin ilk günlerde çocuğun biyolojik gelişimini takip etmeleri gerektiğini belirten Psikolog Meryem Karakaya, "En başta sadece izlesinler. Zaten okuldaki öğretmenler de izliyor olacak. Onlarla sürekli iletişim halinde olsunlar. Çocuk sadece izlesinler. Biyolojik olarak çocuk şu anda hazır mı? Özgüven problemi olabilir, dikkat dağınıklığı olabilir. Bunlar genelde okula başladıktan sonra dikkat çeken şeyler oluyor. En başta süreci olumsuz etkileyen bir şey var mı bunları gözlemlesinler. Sonra dediğim gibi biraz da sabır isteyen bir süreç bu. Kendilerine de bakmalara lazım. Hani oradaki öfke yönetimini yapabiliyorlar mı? Tahammül etme durumları da önemli. Bunları yapabiliyorlar mı? Kaygıları yönetebiliyorlar mı? Bunlara baksınlar. Sonrasında da ebeveynlerin beklentileri çok fazla oluyor çocuklar üzerinde. Hem okumaya geçecek, hemen yazacak. Böyle aşırı mükemmeliyetçi bir tutum görebiliyoruz ebeveynlerde. Çocuk bunları karşılamak durumunda değil. Çocuğun potansiyeli neyse onu çıkartabileceği bir ortam yaratmak ve çocuğu var olan durumdan daha fazla şey beklememek. Buna dikkat edebilirler. Burada dediğim gibi öğretmenle sürekli iletişim halinde olmak ya da bu süreci olumsuz etkileyen bir şey var mı yok mu bunu gözlemlemek yeterli olacaktır diye düşünüyorum." dedi.