Türkiye’den İsrail karşıtı Bogota bildirisine resmi katılım

Türkiye, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü eylemleri “soykırım” olarak nitelendiren ve buna karşı alınacak önlemleri içeren Lahey Grubu’nun Bogota Bildirisi’ne katıldığını resmen duyurdu.

AA
Kaynak AA
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Türkiye’den İsrail karşıtı Bogota bildirisine resmi katılım
AA
Kaynak AA

Dışişleri Bakanlığı tarafından gönderilen notada, Bogota Bildirisi’nde geçen “Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi” (BMDHS) ile ilgili maddelere Türkiye’nin taraf olmadığı ve bu maddelerin mevcut hukuki duruşlarını değiştirmeyeceği özellikle vurgulandı. Türkiye, söz konusu şerhini, bildirinin ikinci ve üçüncü maddelerindeki BMDHS atıflarına sınırlı şekilde yöneltti.

BİLDİRİDE İSRAİL’E YÖNELİK LİMAN YASAĞI VURGUSU

Bogota Bildirisi’nde, silah ve askeri malzeme taşıyan gemilerin İsrail’e erişimini engellemek amacıyla limanlara yanaşmalarının engellenmesi çağrısı yer alıyor. Bu çağrı, özellikle kara sularından geçiş, demirleme ve ikmal gibi faaliyetlerin uluslararası hukuk çerçevesinde kısıtlanmasını içeriyor. Ayrıca, İsrail’e silah taşıyan gemilerin bayrak ülkelerince sorumluluk altına alınması ve ihlaller halinde gemilerin bayraktan çıkarılması gibi önlemler öneriliyor.

TÜRKİYE’NİN ÇEKİNCELERİ BİLDİRİYE ENGEL OLMADI

Lahey Grubu’nun resmi platformunda yer alan bilgilere göre, Türkiye’nin şerhleri sadece ilgili deniz hukuku maddeleriyle sınırlı kaldı. Geri kalan tüm maddeler ise şerh dışında bırakılarak Türkiye tarafından kabul edildi. Böylece Ankara, bildirideki BMDHS atıflarına mesafeli yaklaşsa da genel çerçevede metne destek verdi.

HAKAN FİDAN: HUKUKÇULARLA GÖRÜŞTÜK, ŞERHLE KABUL ETTİK

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 25 Temmuz’da katıldığı bir televizyon programında konuyla ilgili kamuoyuna açıklamada bulundu. Fidan, bildirinin son imza tarihinin 30 Eylül olduğunu belirtirken, Türkiye’nin Ege Denizi’ndeki mevcut statü nedeniyle BMDHS’ye taraf olmadığını yineledi. Bu nedenle bildirideki BMDHS vurgularının detaylı biçimde istişare edildiğini ve ilgili şerhlerle birlikte metnin kabul edildiğini söyledi.

TÜRKİYE'NİN BMDHS TUTUMU YILLARDIR DEĞİŞMEDİ

1982’de kabul edilen BMDHS, özellikle yarı kapalı denizler için standart kurallar içerdiği için Türkiye tarafından eleştiriliyor. Türkiye, Ege Denizi gibi tarihsel ve coğrafi özel durumu olan denizlerde bu sözleşmenin hükümlerinin uygulanamayacağını savunuyor. Özellikle karasuları, bitişik bölge ve adaların statüsü gibi maddelerin Yunanistan’a avantaj sağlayacağı düşünülüyor.

BMDHS, EGE'DEKİ HASSASİYETİN MERKEZİNDE

Türkiye, söz konusu sözleşmenin Ege’de uygulanmasının, Yunanistan’ın karasularını 12 deniz miline çıkararak Ege’nin yaklaşık yüzde 70’ini kontrol altına almasına yol açabileceği endişesini taşıyor. Bu nedenle yalnızca BMDHS’ye doğrudan taraf olmamakla kalmıyor, aynı zamanda sözleşmeye atıf yapan tüm uluslararası belgelerde de dikkatli bir tutum sergiliyor.

TÜRKİYE’NİN TUTUMU ÖRF VE ADET HUKUKUNA SET ÇEKİYOR

Ankara'nın kararlı tutumu, BMDHS'nin bazı maddelerinin zamanla uluslararası örf ve adet hukuku kuralı haline gelmesinin önüne geçiyor. Bu yaklaşım, Türkiye'nin uzun süredir benimsediği egemenlik hassasiyetinin ve deniz yetki alanlarına ilişkin stratejik pozisyonunun bir uzantısı olarak değerlendiriliyor.

Yorumlar

Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.
Sonraki Sayfa