Baklava kutusunda 110 bin avro rüşvetin şoke eden ayrıntıları

MANAVGAT BELEDİYESİ’NDE YOLSUZLUK SORUŞTURMASI DERİNLEŞTİ

Manavgat Belediyesi’nde yürütülen “suç örgütü”, “yolsuzluk”, “rüşvet” ve “irtikap” soruşturmasına ilişkin hazırlanan iddianamede çarpıcı ayrıntılar yer aldı. Belgelerde, Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Engin Tüter’in, iş insanı Cengiz Coşar’dan baklava kutusu içinde 110.000 avro rüşvet alırken suçüstü yakalandığı olaya dair tüm detaylar ortaya çıktı.

BAŞKAN VE YARDIMCILAR DA SORUŞTURMA KAPSAMINDA

Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı, nisan ayında gelen bir ihbar üzerine Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara, başkan yardımcıları, meclis üyeleri, belediye çalışanları ve bazı iş insanlarını kapsayan geniş çaplı bir yolsuzluk ve rüşvet soruşturması başlattı. Yapılan teknik ve fiziki takiplerde, Başkan Yardımcısı Tüter’in makamında 110.000 avro rüşvet alırken polis ekipleri tarafından suçüstü yakalandığı belirtildi.

Olayın ardından Belediye Başkanı Kara’nın da aralarında bulunduğu 41 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerden 18’i tutuklanırken, 16’sı adli kontrol şartıyla, 7’si ise savcılıktaki ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Soruşturmanın ilerleyen sürecinde bazı sanıkların tahliyesiyle tutuklu sayısının 11’e düştüğü açıklandı.

TURİZMCİ İŞ İNSANINDAN ŞAŞIRTAN İFADELER

İddianamede, turizmci iş insanı Zafer Süral’ın “müşteki” sıfatıyla verdiği ifadeler dikkat çekti. Süral, uzun yıllardır inşaat işlerini Cengiz Coşar’a yaptırdığını, ancak lojman yapımı işinin belediyenin baskısıyla başka birine verildiğini söyledi. Bu gelişme üzerine Coşar’ın tepki gösterdiğini belirten Süral, Belediye Başkan Yardımcısı Tüter ve Başkan Kara’nın yeğeni Hüseyin Cem Gül tarafından şantiyeye çağrıldığını anlattı.

Süral, “Bana işi Coşar’a verebileceğimi söylediler. Ancak Coşar’dan kazancın %30’unu istemişler. Coşar bu oranı yüksek bulunca %5 veya %10 önermiş. Onlar da ‘Tamam, sen başla sonra bakarız.’ demişler.” ifadelerini kullandı.

“YÜZDE 30’U NAKİT VERMEMİ İSTEDİLER”

Cengiz Coşar ise savcılığa verdiği ifadesinde, Tüter ve Gül’ün kendisinden belediye adına brüt kazancının %30’unu nakit olarak talep ettiklerini aktardı. Coşar, “Ben bu kadar yüksek bir oran veremeyeceğimi söyledim. En fazla %10 kazancım olduğunu belirttim. Tüter de ‘Sen işi bitir, sonrasına bakarız.’ dedi.” ifadelerini paylaştı.

RÜŞVET ANININ AYRINTILARI KAMERA KAYITLARINA GİRDİ

İddianamede, 4 Temmuz günü Cengiz Coşar’ın belediyeye giderek Tüter’in ofisine 110.000 avro içeren baklava kutusunu ve viski bulunan bir poşeti bıraktığı belirtildi. Coşar’ın, “Burada şey var abi, Zafer abiden olan komisyon.” dediği, Tüter’in “Ne kadar var?” sorusuna “110 bin avro.” cevabını aldığı ifade edildi. Tüter’in bunun üzerine “Tamam, sen bir yere bir şey deme.” dediği görüşme kayıtlarına yansıdı.

“BOŞLUĞUMA GELDİ, PARAYI KABUL ETTİM”

İddianamede, Mehmet Engin Tüter’in savunmasına da yer verildi. Tüter, Coşar’ın daha önce lojman işi konusunda mağduriyetini dile getirdiğini, kendisinin de aracılık ettiğini anlattı. Komisyon teklifinin Coşar’dan geldiğini öne süren Tüter, “Parayı almak istemedim ama 4 Temmuz’da ofisime geldiğinde viski ve baklava kutusu içinde parayı getirdi. O an boşluğuma geldi, kabul ettim. Hemen ardından pişman oldum, iade etmek istedim fakat o sırada polis baskını oldu.” dedi.

BAŞKAN KARA: “ONAYIM VE BİLGİM DAHİLİNDE DEĞİL”

Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara’nın iddianamedeki ifadesinde, olaydan ancak Tüter’in suçüstü yakalanmasıyla haberdar olduğunu söylediği yer aldı. Kara, “Cengiz Coşar’ı tanımıyorum. Bu işten alınan komisyon talebinden ve paranın alınmasından bilgim yok. Olay benim onayım ve bilgim dahilinde değildir.” ifadelerini kullandı.

SAVCILIK: “SUÇTAN KURTULMA AMAÇLI BEYAN”

Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı, Tüter’in “pişman olup parayı iade etmeye çalıştım” yönündeki açıklamasının, suçtan kurtulmaya yönelik bir beyan olduğunu belirtti. Savcılık, Tüter ve Hüseyin Cem Gül’ün birlikte hareket ederek müşteki Cengiz Coşar’a karşı “icbar suretiyle irtikap” suçunu işlediklerini vurguladı.

Ayrıca, Belediye Başkanı Kara ile örgüt yöneticileri Bulem Şahbaz ve Sıla Ceyhan Berkaya’nın doğrudan eyleme katılmasalar da, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen “irtikap” suçundan sorumlu tutuldukları ifade edildi. Hüseyin Cem Gül’ün resmi görevi bulunmadığı için kamu görevlilerine özgü bu suçtan ayrıca değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.