Srebrenitsa’daki acılar bir kez daha gün yüzüne çıktı
1995 yılında Bosna Hersek’in doğusundaki Srebrenitsa’da yaşanan ve 8 binden fazla sivilin hayatını kaybettiği soykırımın 30’uncu yılı dolayısıyla Ankara’da anlamlı bir panel düzenlendi. Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) Sezai Karakoç Salonu’nda gerçekleşen etkinlikte, o günlere tanıklık eden isimler yaşadıklarını aktardı.

Etkinliğin açılışında konuşan Bosna Hersek'in Ankara Büyükelçisi Mirsada Colakovic, Srebrenitsa’da yaşanan trajedinin hâlâ taze olduğunu vurgulayarak, “Bugün dahi gözyaşlarım hiç durmadan akabilir ama adalet mücadelemizden vazgeçmemeliyiz” dedi. Colakovic, Srebrenitsa’nın yalnızca Boşnakların değil, tüm Müslüman toplumların ortak hafızasında yer aldığını belirtti.
DUYMAZ: “UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ”
ASBÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdullah Şevki Duymaz da konuşmasında, aradan geçen 30 yıla rağmen acıların ilk günkü tazeliğini koruduğunu dile getirerek, “Unutmadık, unutmayacağız” mesajı verdi.
TÜRKSOY: “EN İYİ BİZ ANLARIZ”
Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Genel Sekreter Yardımcısı Sait Yusuf ise Türkiye'nin her zaman mazlumdan yana tavır aldığını hatırlatarak, “Srebrenitsa ve benzeri zulümleri en iyi biz anlarız” diye konuştu.
İLİJAZ PILAV’DAN SAVAŞIN ORTASINDA BİR DOKTORUN TANIKLIĞI
Panelin en çarpıcı bölümlerinden biri, Saraybosna Üniversitesi’nden Srebrenitsalı Prof. Dr. İlijaz Pilav’ın sözleriydi. Soykırımı bizzat yaşayan Pilav, “O dönem tek hedefim hayat kurtarmaktı. Savaştan sonra ise tanıklıklarımı dünyaya anlatmak benim görevim oldu” dedi. Kardeşini kaybettiğini ve ormanda 6 gün 6 gece cehennem yaşadığını anlatan Pilav, “Hayatta kaldığım için kendimi suçlu hissediyorum” ifadelerini kullandı.
ORMANDA ANESTEZİSİZ AMELİYATLAR YAPTI
Savaş sırasında doktorluk görevini bırakmayan Pilav, ameliyatlarını ormanda ve anestezi olmadan gerçekleştirdiğini belirtti. İlk müdahalelerini ise yaralı çocuklara yaptığını kaydeden Pilav, “O koşullarda büyümek zorundaydım” dedi.
CAUSEVIC: “SOYKIRIM, TÜRKLERDEN İNTİKAM SÖYLEMİYLE YAPILDI”
Tuzla Üniversitesi’nden Doç. Dr. Midhat Causevic ise soykırımın tarihsel arka planını anlatarak, “Bu soykırım yalnızca Boşnaklara değil, aynı zamanda Türk kimliğine de yönelikti. Sırplar ‘Türklerden intikam’ sloganları kullanarak harekete geçtiler” dedi.
GENÇLER HEDEFTEYDİ
Srebrenitsa’daki kayıpların büyük kısmını gençlerin oluşturduğunu belirten Causevic, “16-17 yaşındaki çocuklar acımasızca öldürüldü. Kadınlar ise eşlerini ve çocuklarını kaybetti” diye konuştu.
SREBRENITSA’NIN TÜRKİYE’DEKİ YANKILARI
ASBÜ’den Dr. Gazi Doğan ise Srebrenitsa katliamının Türk kamuoyunda nasıl karşılandığını ve nasıl iz bıraktığını değerlendirdi. Panelde ayrıca Tuzla Üniversitesi’nden Dr. Amer Omerovic, Prof. Dr. Mensur Husic ve Prof. Dr. Sead Nazibegovic de soykırımı çeşitli boyutlarıyla ele aldı.
“SREBRENITSA’DAN KALINTILAR” SERGİSİ AÇILDI
Etkinlik kapsamında açılan Yasin Yılmaz’ın “Srebrenitsa’dan Kalıntılar” adlı fotoğraf sergisi, 5 Temmuz’a kadar ziyaretçilerini ağırlamaya devam edecek.
BİR GECEDE 8 BİNİN ÜZERİNDE ERKEK KATLEDİLDİ
11 Temmuz 1995’te Sırp komutan Ratko Mladic liderliğindeki birlikler tarafından işgal edilen Srebrenitsa’da, BM’ye bağlı Hollandalı askerlerin gözetiminde kadın ve çocuklar güvenli bölgeye geçerken, en az 8 bin 372 Boşnak erkek ormanlık alanlarda, fabrikalarda ve depolarda katledildi. Cesetler toplu mezarlara gömüldü.
KAYIPLAR HER YIL ANIT MEZARLIĞINA DEFNEDİLİYOR
Savaşın ardından başlatılan arama çalışmaları sonucunda toplu mezarlarda bulunan kurbanlar, kimlik tespitinden sonra her yıl 11 Temmuz’da Potoçari Anıt Mezarlığı’nda düzenlenen törenlerle toprağa veriliyor.