ABD, İran'da başarısız oldu iddiası
Washington Post’a konuşan dört farklı kaynak, elde edilen bilginin sinyal istihbaratı yoluyla sağlandığını aktardı. Habere göre, İranlı üst düzey yetkililer, ABD Başkanı Donald Trump’ın emriyle gerçekleşen saldırıların, beklenildiği kadar yıkıcı olmadığına dair kendi aralarında görüşmeler yaptı.
Trump, Fordo, Natanz ve İsfahan’daki nükleer tesisleri hedef alan saldırıların ardından yaptığı açıklamada, İran’ın nükleer kapasitesinin “tamamen yok edildiğini” savunmuştu. Ancak İranlı yetkililerin bu yöndeki özel değerlendirmeleri, Trump’ın açıklamalarıyla örtüşmedi.
İSTİHBARAT RAPORLARINA İTİRAZ: “BAĞLAM EKSİKLİĞİ VAR”
ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğü’nden kıdemli bir yetkili, gazeteye yaptığı açıklamada, tek bir elektronik konuşmanın tüm istihbarat resmini yansıtamayacağını ifade etti. “Bu tür konuşmalar bağlamdan kopuk olabilir ve ancak diğer kaynaklarla birlikte analiz edildiğinde doğru sonuçlar verir” dedi.
ELEKTRONİK GÖZÜN GÜCÜ VE SINIRLARI
Haberde ayrıca, “sinyal istihbaratı” olarak bilinen yöntemle yapılan veri toplamanın, casusluk faaliyetlerinde önemli bir araç olduğu ancak elde edilen bilgilerin her zaman tam bir tablo sunmadığına dikkat çekildi. Özellikle elektronik iletişimin yalnızca küçük bir kesitinin analiz edilmesi, yanlış değerlendirmelere yol açabiliyor.
CNN VE DİĞER MEDYADAN ŞAŞIRTAN YORUMLAR
İstihbarat raporlarına dayanan bazı Amerikan medya kuruluşları, İran’ın nükleer programının saldırılarla “tamamen yok edilmediğini”, sadece birkaç aylık bir gecikmeye uğratılmış olabileceğini öne sürdü. Bu açıklamalar, Trump yönetiminin öne sürdüğü “tarihi başarı” vurgusuyla çelişti.
BASINA SIZAN RAPORLAR FBI’IN MERCEĞİNDE
Trump cephesi bu yayınlara sert tepki gösterirken, Federal Soruşturma Bürosu (FBI) da sızıntının kaynağını belirlemek için kapsamlı bir inceleme başlattı. Medyaya yansıyan belgelerin, gizli istihbarat unsurlarını içerdiği ve ulusal güvenliği tehdit edebileceği iddia ediliyor.
SAVAŞIN SEYRİ BELİRSİZLİĞİNİ KORUYOR
13 Haziran’da İsrail’in başlattığı saldırıların ardından 22 Haziran’da ABD’nin de İran’a doğrudan müdahil olması, bölgedeki tansiyonu daha da yükseltti. Ancak hem sahadaki gelişmeler hem de istihbarat kaynaklarından gelen çelişkili bilgiler, savaşın seyrine dair net bir tablo ortaya koymuyor.