Anayasa Mahkemesi (AYM), araç satışının ardından, zorunlu mali sorumluluk sigortasının 15 gün boyunca devam etmesine ilişkin düzenlemeyi Anayasa'ya aykırı buldu.
Düzenlemeyi iptal eden Yüksek Mahkeme kararına göre, iptal hükmü 9 ay sonra yürürlüğe girecek.
AYM, iptal kararının gerekçesinde satılan araçta eski sahibinin bir sorumluluğu bulunmadığına dikkat çekti.
"Sigorta sözleşmesinde açıklık yok"
Karar, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.
Buna göre, Adana 4. Tüketici Mahkemesi, yargılamasına baktığı bir davada, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 94. maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında yer alan, "Sigortacı, sigorta sözleşmesini durumun kendisine tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde feshedebilir. Sigorta fesih tarihinden 15 gün sonrasına kadar geçerlidir." şeklindeki düzenlemenin iptali için AYM'ye başvurdu.
Kişinin aracını sattığı anda araç üzerindeki mülkiyet hakkının sona ermesine karşın söz konusu düzenlemeler uyarınca sigorta sözleşmesinden kaynaklı sorumluluğunun devam ettiğine işaret edilen başvuruda, kusuru olmadığı hallerde de tazminat sorumluluğu bulunduğuna dikkat çekildi.
İtiraz başvurusunda, kişilerin işlediği veya ihmal ettiği bir fiilden sorumlu tutulması gerektiğinin altı çizildi.
Sigorta sözleşmesinin feshedilip edilmeyeceği konusunda açıklığın bulunmadığı belirtilen başvuruyu görüşen AYM, söz konusu düzenlemeleri Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etti.
Mahkeme, iptal hükmünün 9 ay sonra yürürlüğe girmesi yönünde karar verdi.
"Eski sahibinin sorumluluğu yok"
Yüksek Mahkemenin iptal kararında, satılan aracın önceki sahibinin araç üzerindeki fiili ve hukuki hakimiyetinin sona erdiği ifade edildi.
Eski araç sahibinin yeni araç sahibi üzerinde herhangi bir denetim ve gözetim sorumluluğunun da bulunmadığı vurgulanan kararda, oysa mevcut düzenlemelere göre aracın yeni sahibinin, belirtilen 15 günlük sürede üçüncü kişilere zarar vermesi halinde, bu fiillerden aracın eski sahibinin sorumlu tutulabileceğine işaret edildi.
AYM kararında, bu durum "oldukça ağır bir müdahale" olarak nitelendi.
Kararda şöyle denildi:
Kişinin, üzerinde hukuki ve fiili olarak denetim ve kontrol imkânına sahip olmadığı kişilerin fiillerinden sorumlu tutulmasının bir zorunluluk olmadığı belirtilen kararda şunlar dile getirildi: