Ayşe Yavuz'u öldüren 'reklam panosu' davasında 15 günde tahliye!

Ankara Sincan’da 6 Haziran 2024'te rüzgardan devrilen reklam panosu, otobüs bekleyen Ayşe Yavuz’u durakta öldürmüştü. Panocu 15 günde tahliye edildi.

DHA
Kaynak DHA
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Ayşe Yavuz'u öldüren 'reklam panosu' davasında 15 günde tahliye!
DHA
Kaynak DHA

Ankara'nın Sincan ilçesinde geçen yıl meydana gelen şiddetli fırtınada reklam panosunun devrilmesi sonucu hayatını kaybeden Ayşe Yavuz’un ölümüne ilişkin davada, sorumlu firma yetkilisi Semih Esat Ünsal ilk duruşmada tutuklandıktan sadece 15 gün sonra serbest bırakıldı. Karar, aile tarafından tepkiyle karşılandı.

6 HAZİRAN'DA YAŞANAN FELAKET CAN ALDI

6 Haziran 2024’te Ankara’nın Sincan ilçesinde etkili olan sağanak ve şiddetli rüzgar, faciaya yol açtı. Sincan Belediyesi'ne ait olan ve bir firma tarafından imalat ve montajı gerçekleştirilen reklam panosu, kuvvetli rüzgar nedeniyle temeliyle birlikte devrildi. O sırada durakta otobüs bekleyen 22 yaşındaki Ayşe Yavuz, devrilen panonun altında kalarak hayatını kaybetti. Genç kadın, iş çıkışı spor yaptıktan sonra evine dönmek için durağa gitmişti.

FİRMA YETKİLİSİNE 12 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ

Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma neticesinde, panonun yapım ve montajını üstlenen firmanın yetkilisi Semih Esat Ünsal hakkında “bilinçli taksirle ölüme neden olma” suçundan 2 yıldan 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

Sanığın yargılanmasına 30 Ocak'ta Ankara Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Duruşmada sunulan bilirkişi raporuna göre, reklam panosunun temeli 4,5 metre olması gerekirken yalnızca 1,35 metre derinlikte yapıldığı, 18 metreküp beton yerine ise sadece 5,4 metreküp beton kullanıldığı tespit edildi. Mahkeme, bu ihmaller üzerine Ünsal’ın tutuklanmasına karar verdi.

TAHLİYE KARARI AİLEDEN TEPKİ GÖRDÜ

Davanın önceki gün görülen ikinci duruşmasında sanık Semih Esat Ünsal mahkeme salonunda yer almazken, hayatını kaybeden Ayşe Yavuz’un annesi, ablası ve taraf avukatları hazır bulundu. Mahkemeye sunulan bilgiye göre, Ünsal, ilk duruşmada tutuklanmasının ardından avukatının üst mahkemeye yaptığı itiraz sonucu sadece 15 gün sonra tahliye edildi. Mahkeme, dava dosyasındaki eksikliklerin tamamlanması için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

Ayşe Yavuz’un ablası Gülser Aydın, verilen tahliye kararına sert tepki gösterdi. “10 aydır kardeşimin mezarına gidip çiçeklerini seviyoruz, rüzgar gülü döndükçe ‘Ayşe bizi duyuyor’ diye medet umuyoruz” diyen Aydın, acılarını hafifletmenin yolunu adaletin sağlanmasında gördüklerini ifade etti.

Baba Mustafa Yavuz (solda), anne Nafize Yavuz (ortada) ve abla Gülser Aydın (sağda) isyan etti.

“SORUMLULUK BELEDİYEDE DEDİ, AMA HİÇBİRİ İFADE VERMEDİ”

Gülser Aydın, sanığın ilk duruşmada tüm sorumluluğun Sincan Belediyesine ait olduğunu açıkça dile getirdiğini hatırlattı. “Sanık, pano imalat ve montaj sürecinin tamamen belediyenin denetiminde olduğunu, her aşamasında belediyenin sürece dahil olduğunu söyledi. Bunu mahkemede açıkça belirtmesine rağmen ne belediyeden bir yetkili ne de başka bir sorumlu bugüne kadar ifade vermedi” dedi.

Aydın, aile avukatlarının Ankara Valiliğinden belediye yetkilileri hakkında soruşturma izni almak için defalarca dilekçe verdiğini ancak tüm taleplerin sistematik olarak reddedildiğini belirtti. Tahliye kararının hemen ardından gelen son ret yanıtının ardından dosya, üst mahkemeye taşındı ve idari yargıya başvuru yapıldı. “10 aydır kimse bizim karşımıza çıkıp hesap vermedi. Temelden ve malzemeden kaçmak için usulsüzlük yapılmış, bu ihmallerin bedelini ise kardeşim hayatıyla ödedi” ifadelerini kullandı.

Ayşe Yavuz'un annesi Nafize Yavuz

"ADALETİN YERİNİ BULMASINI İSTİYORUM"

Acılı anne Nafize Yavuz da duruşma sonrası yaptığı açıklamada gözyaşları içinde adalet çağrısı yaptı. Genç yaşta hayatını kaybeden Ayşe Yavuz’un çalışkan ve hayalleri olan bir genç olduğunu söyleyen anne, “Ayşe’m çalışıyordu, ehliyetini yeni almıştı, araba almak için para biriktiriyordu. Ramazan ayında bile ‘siz yatın ben kalkarım, size yemek hazırlarım’ derdi. Kimseyi kırmazdı, hiç kimseyi geri çevirmezdi” dedi.

Her gün kızının odasına girip boynu bükük fotoğraflarına baktığını söyleyen Nafize Yavuz, duygularını şu sözlerle dile getirdi: “Cumhurbaşkanım sesimi duysun. Bir anne feryat ediyor. Köpek öldürülünce tutuklama oluyor, kedi öldürülünce tutuklama oluyor… Benim kızımın bir kedi kadar kıymeti yok mu? Ev sessiz, bomboş. Bayram geldi ama evde bayram havası yok. O benim elim ayağımdı. Sardığım sarmayı bile beğenmezdi. Başka annelerin yüreği yanmasın, başka Ayşeler ölmesin. Tek dileğim adaletin yerini bulması.”

"FİRMA DA BELEDİYE DE SORUMLU"

Ayşe Yavuz’un babası Mustafa Yavuz ise mahkemede belediye yetkililerinin yargı karşısına çıkarılmamasına tepki gösterdi. “En çok canımızı yakan şey, belediyeye dava açamamak oldu,” diyen baba, firmanın da belediyenin de eşit derecede sorumlu olduğunu vurguladı.

“Reklam panosu zaten çok büyüktü, bilirkişi raporunda da yazıyor. Temel 4,5 metre olmalıymış ama yapılmamış, beton da eksik dökülmüş. Belediye niye denetlemedi? Suçu birbirlerine atıyorlar. Biz hem firmadan hem de belediyeden şikayetçiyiz. Davamızın arkasındayız, sonuna kadar gideceğiz” ifadelerini kullandı.

Yorumlar

Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.
Sonraki Sayfa