Ankara’da 400 milyon dolarlık arazi krizi mahkemelik oldu

Dikmen Vadisi’nde 87 bin metrekarelik arazi için mirasçılar, ABB (Ankara Büyükşehir Belediyesi) ve Hazine’ye dava açtı.

DHA
Kaynak DHA
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Ankara’da 400 milyon dolarlık arazi krizi mahkemelik oldu
DHA
Kaynak DHA

KENTSEL DÖNÜŞÜM BÖLGESİNDE 400 MİLYON DOLARLIK MÜLK DAVASI

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Dikmen Vadisi Son Etap Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında bulunan, değeri yaklaşık 400 milyon dolar olarak belirtilen 87.422 metrekarelik bir arazi, yargıya taşındı. Proje alanında yer alan 2 parsel ve bir lise alanı için, kök muris Akkız Aydoğan’ın mirasçıları tarafından hukuk mücadelesi başlatıldı.

MİRASÇILAR ‘YOLSUZ TESCİL’ İDDİASIYLA MAHKEMEYE BAŞVURDU

Akkız Aydoğan’ın mirasçıları adına Haydar Karaçavuş’un Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yaptığı başvuruda; söz konusu arazilerin, hukuka aykırı bir şekilde Hazine ve Ankara Büyükşehir Belediyesi adına tescil edildiği öne sürüldü. “Yolsuz tescil” iddiasıyla açılan dava dilekçesinde, arazi mülkiyetinin gerçek sahiplerine iade edilmesi gerektiği savunuldu.

LİSE VE KONUT ALANLARI İÇİN TESCİL VEYA TAZMİNAT TALEBİ

İhtiyati tedbir talebiyle açılan davada; 29259 ada 1 parselde 57.271 metrekare, 29260 ada 1 parselde 16.907 metrekare arsa ile 29259 ada 2 parselde 13.244 metrekarelik lise alanı olmak üzere toplam 87.422 metrekarelik taşınmazın, mirasçılar adına tescili talep edildi. Mahkeme, tescilin mümkün olmaması halinde ise arazilerin güncel bedelinin tespit edilerek mirasçılara ödenmesini gündeme alacak.

AVUKAT GÜNDÜZ: “KÖK TAPULAR MEVCUT, MÜLKİYET HAKKI İHLAL EDİLDİ”

Davacılar adına açıklama yapan Avukat Nesligül Gündüz, Çankaya ilçesi Dikmen Mahallesi sınırlarındaki söz konusu taşınmazların kök murisi Akkız Aydoğan’a ait olduğunu ve yasal mirasçıların da Aydoğan ailesi bireyleri olduğunu belirtti. Arazilerin uzun yıllar boyunca özel mülkiyet kapsamında, tarım ve hayvancılık amaçlı olarak kullanıldığını ifade eden Gündüz, bu kullanımın dikkate alınmadan taşınmazların Hazine ve ardından Ankara Büyükşehir Belediyesi adına kaydedildiğini savundu.

BİLGİLENDİRME YAPILMADAN DEVİR İDDİASI

Gündüz, tescil işlemleri sırasında ne kadim kullanım geçmişine ne de yasal mirasçılara herhangi bir bildirim yapıldığına dikkat çekti. Bu durumun Aydoğan ailesinin mülkiyet hakkına yönelik açık bir ihlal oluşturduğunu kaydeden Gündüz, arazilerin önce 1987-1990 yılları arasında Hazine adına tescil edildiğini, ardından 2012 yılında Büyükşehir Belediyesi’ne devredildiğini söyledi. Gündüz, dava dosyasında taşınmazların Akkız Aydoğan’a ait olduğunu gösteren kök tapu belgelerinin de yer aldığını belirtti.

400 MİLYON DOLARLIK ARAZİYE 2024’TE İHALE YAPILDI

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin bu parselleri de kapsayan Dikmen Vadisi Son Etap Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı’nda arsa karşılığı inşaat ihalesini 13 Şubat 2024’te gerçekleştirdiğini belirten Gündüz, bu bölgede imar uygulamalarının defalarca yapıldığını, kat irtifakları tesis edilip iptal edildiğini söyledi. Günümüzde ise söz konusu arazilerin üzerinde herhangi bir yapının bulunmadığını ifade etti.

“TÜRK ADALETİNE GÜVENİMİZ TAM”

Başlatılan hukuki sürecin tüm detaylarının mahkemeye sunulacağını vurgulayan Gündüz, Aydoğan ailesinin mülkiyet hakkının zedelenmesine yönelik bu duruma son verileceğine inandıklarını dile getirdi. Ailenin beklentisi, mahkeme kararıyla hukuka aykırı işlemlerin iptal edilmesi ve mülkiyetin iadesi yönünde.

“MÜLKİYET HAKKI TARİHSEL BELGELERLE KANITLANABİLİR”

Dava dosyasına yansıyan bilgilerde, söz konusu taşınmazların kök murisi olarak Akkız Aydoğan gösterilirken, arazilerin kadimden bu yana Aydoğan ailesi ve Dikmen köyü sakinleri tarafından kullanıldığı belirtildi. Dilekçede, bu kullanım biçiminin tahrir defteri kayıtları, tapulama tutanakları, arşiv belgeleri ve kök tapu dokümanlarıyla destekleneceği ifade edildi. Davacı Haydar Karaçavuş’un da Akkız Aydoğan’ın alt soyu ve yasal mirasçısı olduğu vurgulandı.

HAVADAN GÖRSEL KANITLAR VE KADASTRO BELGELERİYLE DESTEKLENECEK

Mahkemeye sunulacak hava fotoğrafları ve geçmiş dönem haritalarına göre, arazilerin bir bölümünün hayvan otlatma ve mera alanı, diğer bölümünün ise tarımsal üretim ve özel mülkiyet kapsamında kullanıldığı görülüyor. Bu tarihsel kullanıma rağmen tescil sürecinde söz konusu bilgiler dikkate alınmadan, parsellerin Hazine ve Belediye adına kaydedildiği dile getirildi.

MÜLKİYETE MÜDAHALE VE ‘YOLSUZ TESCİL’ İDDİASI

Dava dilekçesinde ayrıca, müvekkilin özel mülkiyet hakkının göz ardı edildiği ve taşınmazların tamamının hukuka aykırı şekilde elden çıkarıldığı ifade edildi. Tarım ve özel mülkiyete konu alanların değerlendirilmediği, bu durumun doğrudan mülkiyet hakkına tecavüz olduğu savunuldu. Alınacak bilirkişi raporları, yerel keşifler ve kadastro kayıtlarıyla arazilerin hukuki statüsünün net şekilde ortaya konacağı aktarıldı.

MEDENİ KANUN’A ATIF: TAPU SİCİLİNE ‘YOLSUZ TESCİL’ İDDİASI

Dilekçede, imar uygulamalarının birden çok kez yapıldığı, kat irtifaklarının oluşturulduğu ve en son 1 Ekim 2024 tarihinde iptal edildiği belirtildi. Bu süreçte tapu siciline yapılan işlemlerin Türk Medeni Kanunu’nun 1025. maddesi kapsamında “yolsuz tescil” niteliğinde olduğu savunuldu. Dava sürecinde Ankara Çankaya Tapu Müdürlüğü ve ilgili kurumlara yazılacak müzekkerelerle; tapu kayıtları, kadastro belgeleri, imar planları ve vergi kayıtlarının talep edilerek arazinin hukuki geçmişinin netleştirilmesi talep edildi.


Yorumlar

Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Fikret Kocer 8ay önce Meraların kuru mülkiyet hakkı zaten Hazineye ait. Kadimden gelen mulkiyet hakkı üst kullanim hakki mı acaba? Neyse varsa bir haksizlik duzelir inşallah...
Fikret Kocer 8ay önce Hazine adına yaklaşık 40 yıl önce tescili yapılmış bir taşınmazın muris ya da varisleri neden bugüne kadar beklemiş acaba?
Niyazi 8ay önce Avukat hanıma helal olsun, belgelerle destekleyerek olayı ortaya çıkarmış.
Sonraki Sayfa