Sevilmek neden korkutur?

Sevilmek herkesin aradığı, ancak bazılarının korktuğu bir duygu. Sevgiye ulaşmak isteyip, karşısına çıktığında ise kaçan insanların psikolojisini hiç düşündünüz mü? İşte sevilme korkusunun altında yatan gerçekler.

EP
Esra Polat Editör
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Sevilmek neden korkutur?
EP
Esra Polat Editör

Sevgi, pek çok insana iyi gelen, hatta hayatlarının temel amacına dönüşen bir duygudur. Ancak herkes için sevgi güzel ve rahatlatıcı olmayabilir. Özellikle çocukluğunda yeterince sevgi görmeyen, hatta sevgi yerine şiddet, ilgisizlik ya da güvensizlik yaşayan kişiler için sevgi, bilinçaltında farklı şekillerde kodlanmış olabilir. Bu durumdaki kişiler sevilmeyi, yakınlaşmayı ve bağ kurmayı istemelerine rağmen, gerçek sevgiyle karşılaştıklarında büyük bir korku duyar ve kaçarlar.

Psikolojide "öğrenilmiş çaresizlik" olarak da tanımlanan bu durumun kökleri genellikle çocukluk dönemine uzanır. Peki neden bazı insanlar kendilerini seven kişilerden kaçmayı tercih eder?

Sevilmekten Neden Kaçarız?

Çocuklukta yaşanan travmalar, gelecekteki sevgi ilişkilerini önemli ölçüde etkileyebilir. Sevgi bekleyen ancak karşılığında olumsuz tepkiler gören çocuk, sevgiyi yanlış kodlar. Sevgi kelimesi onun için artık ilgi, şefkat ve güven yerine ilgisizlik, güvensizlik, kaos ve hatta şiddet anlamına gelir.

Bir çocuk sevgi beklediği kişiden (genellikle anne-baba) ilgi yerine şiddet veya ilgisizlik görürse, iç dünyasında şu aşamaları yaşar:

  • Çocuk, doğası gereği sevilmeyi ve korunmayı bekler. Ancak karşısındaki yetişkinlerin davranışları tam tersi olduğunda sevgi, yanlış bir kodlamayla ilişkilendirilir.
  • Sevgi göremeyen çocuk, daha fazla çaba göstererek ilgiyi kazanmaya çalışır. Bu süreçte sevgiyi elde etmek için sürekli bir mücadele içindedir ve bunu hayatının normali kabul eder.
  • Çocuk, sevgiyi uğraşarak, taviz vererek ve boyun eğerek kazanılan bir duygu olarak öğrenir. Kolayca elde edilen sevgi ona yabancı ve sahte gelir.
  • Yetişkinlikte ise farkında olmadan bu döngüyü tekrarlar. Zor ulaştığı, sürekli çaba göstermesi gereken ilişkiler kurar. Karşılıksız ve koşulsuz sevgi ona anlamsız gelir. Çünkü bilinçaltında gerçek sevgi mücadelesiz kazanılamaz.

Sevgi Göremeyen Kişinin Duygusal Döngüsü

Sevgiye aç yetişen bireyler, genellikle ulaşılmaz kişilere yönelir. Çünkü çocuklukta öğrendikleri şey, sevgiyi elde etmek için sürekli çaba göstermenin gerekliliğidir. Kolayca ulaşılan sevgi onların zihninde gerçek bir sevgi olamaz. Dolayısıyla kendilerine koşulsuz sevgi sunan kişileri anlayamaz, hissedemez ve korkarak uzaklaşırlar.

Bu durumu filofobi (aşık olma korkusu) ile karıştırmamak gerekir. Filofobik kişiler bağ kurmaktan tamamen kaçarken, sevgi görmemiş kişiler bağ kurmak ister ancak sevginin ne olduğunu bilmedikleri için korkar ve kaçma eğilimi gösterir.

Peki Ne Yapmalı?

Sevilme korkusunu aşmanın yolu önce bu korkunun farkına varmaktan geçer. Birey, sevginin mücadele edilmeden, karşılıksız ve koşulsuz da alınabileceğini öğrenmelidir. 

Psikolojik destek ve terapi ile geçmişteki yanlış kodlamaları düzeltmek mümkündür. Unutmayalım ki, herkes sevgiye değer ve sevgi, hayatın en temel ihtiyaçlarından biridir.

Yorumlar

Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.
Sonraki Sayfa