27 Nisan Muhtırası: Ömer Çelik'ten paylaşım!
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, 27 Nisan Muhtırasının yıl dönümüne ilişkin paylaşım yaptı. Çelik, ''Siyasi hayatımızın sembol günlerinden biridir'' dedi.

Türk demokrasi tarihine "ilk e-muhtıra" olarak geçen 27 Nisan e-muhtırasının üzerinden 18 yıl geçti.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten 27 Nisan'a ilişkin paylaşım geldi.
"siyasi hayatımızın sembol günlerinden biridir"
Sosyal medya hesabı üzerinden bir paylaşım da bulunan Ömer Çelik, 27 Nisan'ın siyasi hayatın sembol günlerinden biri olduğunu ifade etti.
"Meclis iradesini ve hukuku hiçe sayma yoluna gitti"
Demokrasinin, 27 Nisan 2007 tarihinde, TBMM tarafından gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde askeri vesayetçi anlayışın muhtıra teşebbüsü ile karşılaştığını ifade eden Çelik, Askeri vesayetçi zihniyetin Cumhurbaşkanı seçim sürecine müdahale etmek amacıyla, “Cumhurbaşkanı Cumhuriyete sözde değil, özde bağlı olmalıdır" diyerek keyfi yaklaşımlar için Cumhuriyeti istismar ederek Meclis iradesini ve hukuku hiçe sayma yoluna gittiğini ifade etti.
"O gece demokrasi tarihimiz yeniden yazıldı"
Cumhurbaşkanının cesareti ve kararlılığı önderliğinde o gecenin tüm demokratik mücadele gücünü yeniden inşa ederek geçirdiklerini ifade eden Ömer Çelik, Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir Başbakan ve hükümetin muhtıraya direndiğini söyledi. Çelik, "O gece demokrasi tarihimiz yeniden yazıldı" dedi.
"MUHTIRA TEŞEBBÜSÜ KÂĞIT PARÇASINA dönmüştür"
Bu direnişin demokrasi için devrim niteliğinde bir siyasi kararlılık olduğunu söyleyen AK Partisi Sözcüsü, bu duruş sayesinde muhtıra teşebbüsünün kağıt parçasına dönüştüğünü aktardı.
"AK PARTİ, SANDIK SİYASETİNİN, MİLLET İRADESİNİN VE DEMOKRATİK MÜCADELENİN PARTİSİDİR"
Ömer Çelik, şunları söyledi:
fm(27 Nisan siyasi hayatımızın sembol günlerinden biridir. Demokrasimiz , 2007 yılının 27 Nisan’ında, TBMM tarafından gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde askeri vesayetçi anlayışın bir muhtıra teşebbüsü ile karşılaştı. Askeri vesayetçi zihniyet Cumhurbaşkanı seçim sürecine müdahale etmek amacıyla, “Cumhurbaşkanı Cumhuriyete sözde değil, özde bağlı olmalıdır" diyerek bir kere daha keyfi yaklaşımlar için Cumhuriyetimizi istismar ederek Meclis iradesini ve hukuku hiçe sayma yoluna gitti. Bütün muhtıralarda olduğu gibi hemen yargı vesayeti devreye girdi ve ardından demokratik iradeye karşı bazı odaklar tarafından mitingler organize edildi. Yine Cumhuriyetimizi sömürerek, Cumhur’un iradesine karşı yapılan bu mitinglere “Cumhuriyet mitingleri” denildi. Demokrasimizi çalmak isteyenler bir kere daha Cumhuriyetimizi kirletmeye kalktılar.Sayın Cumhurbaşkanımız o zaman Başbakandı. Sözde muhtıra teşebbüsüyle beraber Ankara yine koyu bir karanlığa gömülmüştü ve Hükümetimizin sonunun geldiği kanaati yayılmaya çalışılıyordu. Hesap edemedikleri şey ise Cumhurbaşkanımızın bedeli ne olursa olsun “EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR” ilkesine bağlılığı ve tüm kadrolarımızın bu mücadeleyi vermek için dimdik ayakta ve hazır oluşuydu. Ankara’ya koyu bir karanlık gibi çöken o geceyi sabaha dek tüm zerrelerine kadar hatırlıyorum. Cumhurbaşkanımızın cesareti ve kararlılığının önderliğinde o geceyi tüm demokratik mücadele gücümüzü yeniden inşa ederek geçirdik. Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir Başbakan ve hükümet muhtıraya direndi. O gece demokrasi tarihimiz yeniden yazıldı. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla muhtıra teşebbüsüne verilen cevapta, "Başbakan'a bağlı bir kurum olan Genelkurmay Başkanlığı'nın herhangi bir konuda hükümete karşı bir ifade kullanması demokratik bir hukuk devletinde düşünülemez” açıklaması yapıldı. Böylece Cumhuriyetimizi, demokrasimizi ve kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’mizi sömürmeye çalışanlara geçit verilmedi. Bu direniş, demokrasimiz için devrim niteliğinde bir siyasi kararlılıktı. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gerçekleştirdiğimiz demokratik devrimlerin “Milli İrade” lehine en dönüştürücü duruşlarından biri budur. Bu duruş sayesinde MUHTIRA TEŞEBBÜSÜ KÂĞIT PARÇASINA dönmüştür. AK PARTİ, SANDIK SİYASETİNİN, MİLLET İRADESİNİN VE DEMOKRATİK MÜCADELENİN PARTİSİDİR. TARİHİMİZ BUDUR, BUGÜNÜMÜZ BUDUR, GELECEĞİMİZ DE HEP BÖYLE OLACAKTIR)