İsrail’in ablukası Gazze’de açlığı derinleştiriyor! Bir kap yemek için saatlerce beliyorlar
İsrail, 50 günden uzun süredir Gazze Şeridi’ne insani yardım girişine izin vermiyor. Bu süreçte Gazze’de açlık her geçen gün daha da ağırlaşırken, Uluslararası Adalet Divanı (UAD), İsrail’in BM’ye bağlı UNRWA’ya uyguladığı yardım yasağını gündeme aldı. Bölgede yardım akışının kesilmesiyle temel besin maddelerine ulaşmak neredeyse imkânsız hale geldi. Gazzeliler, bir tabak pilav için bazen beş saatten fazla kuyrukta beklemek zorunda kalıyor.

2 Mart’tan itibaren İsrail’in başlattığı insani ablukayla birlikte Gazze adeta ölüm tuzağına döndü. 18 Mart’ta saldırıların yeniden başlamasıyla yaşam koşulları daha da kötüleşti. Uluslararası toplum, bölgedeki savaşın sonlandırılması ve yardımların tekrar ulaşması için İsrail üzerindeki baskıyı artırmaya çalışıyor. AFP’ye konuşan Gazzeliler, karşılaştıkları ağır şartları gözler önüne seriyor.
YARDIM STOKLARI HIZLA ERİYOR
Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP), geçtiğimiz cuma günü, ellerinde kalan son gıda stoklarını mutfaklara gönderdiklerini açıkladı. Yakında bu stokların da tükeneceği öngörülüyor. Gazze’deki yardımlar ihtiyacı karşılamaktan çok uzak. Gıda kuyruğunda sabahın erken saatlerinden itibaren uzun kuyruklar oluşuyor, insanlar bir öğün yemek için birbirleriyle yarışıyor.
h(2181460)
GAZZELİLERİN ÇIĞLIĞI: YEMEK YOKSA YAŞAM DA YOK
Henüz 10 yaşındaki Yusuf el-Neccar, ailesiyle birlikte günlük yiyecek bulmak için sıra bekleyen çocuklardan biri. Babasını savaşta kaybeden Yusuf, yaşadığı güçlükleri anlatıyor. Sırasını kaybetme korkusuyla insanlar birbirini itiyor ve küçük çocuklar yere düşüyor. “Bazen elimdeki tencere yere düşüyor ve eve yiyeceksiz dönüyorum. Bu acı, açlıktan daha kötü.” diyor. Yerinden edilmiş birçok aile, tek umutlarını yardımlaşma mutfaklarına bağlamış durumda. Muhammed Ebu Sanad ise beş saatten fazla bir tabak pilav almak için sırada beklediğini, eğer yemek bulamazlarsa açlıktan öleceklerini söylüyor.
UMUTSUZLUK VE YIKILMIŞ HAYATLAR
Nuseyrat bölgesinden Aida Abu Rayala, savaşta evinin yıkıldığını, çoğu zaman saatlerce sırada bekledikten sonra eli boş döndüğünü ifade ediyor. “Eve aç dönen çocuklarım yüzünden kendimi çaresiz hissettim, o an ölmeyi diledim.” diyen Rayala, tek arzularının insan onuruna yaraşır bir yaşam sürmek olduğunu söylüyor.
h(2181457)
AŞEVLERİ YETERSİZ KALIYOR
52 yaşındaki Fatin el Madhun, 13 gönüllü ile birlikte bir aşevinde yemek hazırlıyor. “Bir defada 500 tabak pişiriyoruz, gelenin sayısı 600’ü aşıyor. Talepler çok arttı, sınırlar kapandıkça ihtiyaçlar katlanıyor.” diyerek yaşanan krizin boyutuna işaret ediyor. Gazze'de un sıkıntısı nedeniyle fırınlar kapanırken, sebze ve meyveye ise nadiren erişilebiliyor. Han Yunus’ta yaşayan Alaa Abu Amira ise mutfağa birkaç dakika geç gelenin yemek bulamadığını, aşırı kalabalıkta insanların birbirini ittiğini anlatıyor. Dağıtılan yemekler genellikle nohut, fasulye ve pilavdan ibaret kalıyor. “Bazen midemiz baş edemiyor ama ne yapabiliriz ki, açlık her şeyin önüne geçiyor.” ifadeleriyle durumu özetliyor.
KIYAMETİ YAŞAYAN GAZZE, ULUSLARARASI YARGI ÖNÜNDE
İsrail’in yardım akışını neredeyse iki aydır tamamen engellemesi, UAD’da görülen davalara taşındı. Lahey’de Barış Sarayı’nda başlayan duruşmalar, BM ve Filistin’in sunumlarıyla açıldı. Sunumlarda İsrail’in açlığı Filistin halkına karşı bilinçli bir silah olarak kullandığı vurgulandı. Ayrıca İsrail’in UNRWA’yı kısıtlaması ve bölgede yaşanan kitlesel açlığın uluslararası hukuk açısından dikkatle incelenmesi gerektiği ifade edildi.
h(2181446)
FİLİSTİN’DEN SERT MESAJLAR
Filistin adına söz alan Büyükelçi Ammar Hicazi, İsrail’in Gazze’ye insani yardımları engelleyerek bir insan yapımı felaket oluşturduğunu belirtti. Gazzelilerin %90’ının güvenli içme suyuna ulaşamadığı, uluslararası yardım kuruluşlarının malzeme depolarının ise tamamen boşaldığı söylendi. Ayrıca, geçici tedbir kararlarının İsrail tarafından uygulanmadığı ifade edildi.
YASAKLAR VE ULUSLARARASI GERGİNLİK SÜRÜYOR
Ekim 2024’te İsrail kabinesi UNRWA’nın yetkilerini sınırlandıran yeni yasaları onaylarken, Ocak 2025’te Doğu Kudüs’teki faaliyetlerin sona ereceği açıklandı. Lahey’deki duruşmalarda 39 ülke, Arap Ligi, Afrika Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı da sunum yapacak. İsrail yazılı beyan vermekle yetinirken, karara bağlanması beklenen süreçte UAD’nin kararı bağlayıcı olmayacak; UNRWA’ya yasağın kaldırılması yönünde bir görüş bildirilirse İsrail üzerindeki uluslararası baskı daha da büyüyecek.
h(2181419)
SALDIRILAR 12 AY DAHA SÜRECEK
İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer, 52.000’den fazla Filistinlinin hayatını kaybettiği Gazze’de, saldırıların en az 12 ay daha devam edeceğini açıkladı. Bu açıklama, bölgede insani krizin daha da derinleşebileceği endişelerini artırıyor.
TÜRKİYE DURUŞMADA YÜKSEK DÜZEYDE TEMSİL EDİLECEK
Türkiye ise Uluslararası Adalet Divanı’nın söz konusu oturumlarına Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz ile katılacak. Türkiye’nin Şubat ayında sunduğu yazılı beyanda, BM üyesi ülkelerin sorumlulukları, İsrail’in UNRWA üzerindeki kısıtlamalarının hukuka aykırı olduğu ve BM kuruluşlarının saldırıya uğramasının uluslararası hukukun temeline zarar verdiği vurgulanacak. Ankara, yardımların engellenmesini ve BM personeline yönelik tacizi küresel hukuk düzeni için tehlike olarak gösteriyor.