Buda’nın mücevherleri satışa çıkıyor

Buda’nın kalıntılarıyla bağlantılı olduğuna inanılan, 1800 parçalık antik mücevher koleksiyonu Hong Kong’daki Sotheby’s müzayedesinde satışa çıkıyor. Karar tartışma yarattı.

ZDA
Zeliha Demirci Aktaş Editör
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Buda’nın mücevherleri satışa çıkıyor
ZDA
Zeliha Demirci Aktaş Editör

BİR STUPADAN ÇIKAN MÜCEVHERLER

Modern arkeoloji tarihinin en etkileyici keşiflerinden biri olarak kabul edilen ve Buda’nın fiziksel kalıntılarıyla bağlantılı olduğu düşünülen eşsiz mücevher koleksiyonu, açık artırmaya hazırlanıyor. Yaklaşık 1800 parçadan oluşan bu antik koleksiyon, 1898 yılında Hindistan’ın Piprahwa bölgesindeki bir stupa kazısında keşfedilmişti.

İngiliz arazi yöneticisi William Claxton Peppé tarafından yürütülen kazılarda, inciler, yakutlar, topazlar, safirler ve zarif altın levhalar bulunmuştu. Bunların yanı sıra, üzerinde yazıt bulunan bir çömlek içinden çıkarılan kemik parçalarının doğrudan Buda’ya ait olduğuna inanılmış ve keşif o dönemde dünya çapında büyük yankı uyandırmıştı.

GÖZLERDEN UZAKTA SAKLANAN BİR HAZİNE

Sotheby’s Asya Başkanı Nicolas Chow, koleksiyonu “tüm zamanların en olağanüstü arkeolojik buluntularından biri” olarak tanımladı. Bu paha biçilemez mücevherler, keşiften sonra büyük ölçüde gözlerden uzak tutulmuş ve özel bir İngiliz koleksiyonunda korunmuştu.

Bugün koleksiyonun sahiplerinden biri olan Chris Peppé, mücevherlerin büyük-büyükbabası tarafından bulunduğunu ve aile içinde nesilden nesile aktarıldığını belirtiyor. Peppé, BBC’ye verdiği röportajda, bu kalıntıları tapınaklara veya müzelere bağışlamayı düşündüklerini ancak her seçeneğin karmaşık sorunlar doğurduğunu söyledi. Bu nedenle müzayede düzenlemenin “en adil ve şeffaf yol” olduğunu savundu.

KUTSALLIK VE TİCARET TARTIŞMASI

Chris Peppé, satılacak mücevherlerin doğrudan “bedensel replikler” olmadığını savunuyor. Kendisinin ziyaret ettiği Budist manastırlarda da bu eserlerin, kutsal kalıntı değil, tarihi eser olarak görüldüğünü belirtiyor. Ancak bazı akademisyenler bu görüşe katılmıyor. Özellikle Thompson ve Cheong gibi araştırmacılar, kutsal nesnelerin satışa sunulmasının, sömürge dönemi anlayışını yeniden ürettiğini öne sürüyor.

Onlara göre, Sotheby’s tarafından düzenlenen bu müzayede, kalıntıların kutsallıktan koparılıp “Avrupalı koleksiyon merakı” ekseninde yeniden tanımlanması anlamına geliyor. Tartışmalar, Hindistan için büyük bir sembol olan ve İngiltere’nin Kraliyet Mücevherleri arasında yer alan Koh-i-Noor elması örneğini de yeniden gündeme taşıdı.

Koh-i-Noor, pek çok Hintli için sömürge döneminin en acı hatıralarından biri sayılıyor. Bu bağlamda, kamuoyunda “Sırada Buda'nın mücevherleri mi var?” sorusu sorulmaya başlandı.

DEVLETLERİN ROLÜ VE MÜDAHALE ÇAĞRILARI

Delhi merkezli sanat tarihçisi Kavita Singh Ahuja gibi uzmanlar, bu tür benzersiz ve kutsal kültürel kalıntıların özel şahıslara değil, devletlere ait olması gerektiğini savunuyor. Ahuja, "Bu kalıntılar bir ülkenin kültürel kimliğinin temel taşlarıdır ve devletlerin himayesine alınmalıdır." ifadelerini kullandı. Ahuja ve diğer eleştirmenlere göre, ulusal kültürel mirasın bu şekilde özel koleksiyonlara dağılması, tarihi bir sorumluluk eksikliği yaratıyor.

MÜZAYEDE NE ZAMAN?

Sotheby’s Hong Kong, bu olağanüstü koleksiyonun ne zaman açık artırmaya sunulacağını yakında açıklayacak. Müzayedenin dünya çapında büyük ilgi görmesi bekleniyor. Ancak satışın gerçekleştirilip gerçekleştirilmeyeceği, hem kamuoyu tepkilerine hem de olası devlet müdahalelerine bağlı olabilir.

Yorumlar

Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.
Sonraki Sayfa