Saadet Partili Mesut Doğan'dan Ekrem İmamoğlu açıklaması: Erdoğan yaşadığını yaşatıyor!

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile ilgili süreç yakından takip ediliyor. Ekrem İmamoğlu, geçtiğimiz aylarda yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alındı. 

Saadet Partisi Siyasi İşler Başkanı ve Ankara Milletvekili Mesut Doğan, Ekrem İmamoğlu'nun tutukluğu ile ilgili Ankara Masası'ndan Ecem Çetin'e açıklamalarda bulundu. 

"bir rakip gözükmesi"

Ekrem İmamoğlu sürecini milletin ve AK Parti tabanının gördüğü gibi gördüğünü ifade eden Doğan, "Ne demek istiyorum? Bugün AK Parti tabanıyla bir araya gelelim, konuşalım. Diyelim ki ya bu Ekrem Bey'e karşı yapılan bu adımı nasıl yorumluyorsun? Herkesin söyleyeceği şey bunun altında yani yapılan yanlışlıklardan ziyade bir rakip gözükmesi. Bu intibanın oluşması bile ben zaten bu sürecin bir de Ekrem Bey'in ismiyle özdeşleşmesini doğru görmüyorum yani. Bu Ekrem'dir, Mesut'tur fark etmez. Yani yapılan bir yanlışlık varsa yanlışa karşı gelmek lazım. Yapılan bir doğruysa o doğruya da sahip çıkmak lazım" değerlendirmesinde bulundu. 

AK Parti ve tabanın görüşlerinin zıt olduğunu ifade eden Mesut Doğan, kendisini ürküten hususun, AK Parti tabanını da kabul ettiği ve demokratik bir ülkeye yakışmayacak eylemler olması olduğunu ifade etti. 

"Eğer bir AK Parti tabanı bile bu atılan adımı aslında bir rakibi bertaraf etmeye yönelik görüyorsa bu büyük bir felaket. Beni asıl endişelendiren durum odur" diyen Mesut Doğan, konuşmasını söyle sürdürdü:

"Yoksa bunun yanında aslında ben olaylara genel manada hep şöyle bakıyorum; Belediye başkanları veya cumhurbaşkanları emanetçidir. Emanetçi ne demek? Millet sana 5 yıl bu ülkeyi yönetme hakkı vermiş. Ya da 5 yıl işte belediye yönetme hakkı vermiş. Bu emanetçi olan belediye başkanı, bu emanetçi olan Cumhurbaşkanı kendini emanetçi değil de ülkenin sahibi olarak görürse veya belediye başkanı şehrin sahibi olarak görürse kendine ve ülkesine yapabileceği en büyük zararı yapmış olur. Neden biliyor musun? Sahibi olarak görünce şöyle görüyorsun. Sen iktidarda kalmak için her yolun mubah görmeye başlıyorsun. Ve sen bir güç zehirlenmesine uğruyorsun. Bunun sonunda uzun vadede kendini zarar görüyorsa ama kısa vadede ülke zararı görüyor. Sanki Türkiye'de özellikle siyasette şöyle bir psikoloji oluştu. AK Parti ve Tayyip Bey kendini ülkenin sahibi zannediyor"

"Bu çok tehlikeli bir şey"

"Bu yanılgıyı belki de fark ettiğinde iş işten geçmiş olacak. Bizim inancımıza göre, bizim siyaset anlayışımıza göre, bu ülkede yaşayan seksen altı milyon herkes ülkenin birer ortağı. Tayyip Bey kadar ortağız. Sadece senin görevin bu ülkeyi beş yıl yönetmek. Bunu doğru algılamadığın takdirde senin hakkından, benim hakkımdan çaldıklarını kendi siyasetini güçlendirmek, rakibini de öldürmek için kullanıyorsun ya bundan daha büyük bir ihanet olmaz. Bu çok tehlikeli bir şey. Seksen beş milyon insanın gücünü kendin gücü olarak kullanıyorsun. Seksen beş milyon insanın imkanını Belediye Başkanı olarak sen de İstanbul'u böyle kullanırsan yanlış. İddialarla ilgili, yapılan soruşturmalarla ilgili benim hiçbir şey söylemem mümkün değil. Bunun ilacı zaman ve kararı yargı verecek. Ama başlangıçta AK Parti tabanı ne düşünüyor ben de öyle düşünüyorum da kastettiğim şu, Ekrem Bey'e karşı yapılanların toplum nezdinde hiç CHP, AK Parti ayırt etmeden herkesle oluşturduğu bir şey var. Bunun nedeni şu. O şuyu ben söylemek istemiyorum yani. O şu denilen duygu bende de var. Herkes de var. Ama bu noktada Tayyip Bey kendi tabanını ya da kendi insanını ne kadar dinliyordur ya da birileri ne kadar dinlemesini istiyordur, onu bilmiyorum. Biz geçici emanet usulü bize verilen yetkileri, gücü başkasını dövmek için kullanma hakkına sahip değiliz. Kendimizi de güçlendirme hakkına sahip değiliz. Ama son 10-20 yıldır bunu yaşıyoruz. Böyle bir şey olmaz. Belki bu senin siyasette iktidarda ömrünü birkaç gün uzatır ama yarın hayırla yad edilmezsin. Evet. Bu söylediklerimin çekirdek kısmı Mansur Bey için de geçerli yapıyorsa Ekrem Bey için de. Ya ben şimdi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olmuşum. Ankara'yı yönetiyorum. Ankara'yı yönetirken Ankara'da yaşayan herkese hakkı olan parayı kendimi güçlendirmek için kullanıyorsam bu Ankaralı'ya yapabileceğim en büyük ihanettir" 

"CHP Yapılan yanlışlıktan ziyade Ekrem Bey konuşturma cihetine girdi"

Saadet Partisi Ankara Milletvekili Mesut Doğan, "Belediye başkanına sabah erken saatinde polis gönderip aldırmak... Belediye başkanını tabiri caizse karakola davet etsen mahkemeye davet etsen yetmeyecek mi yani? CHP'de burada şu yanlışı yaptı bence, CHP'de olayı buradan Ekrem Bey adına nasıl yağ çıkartırız? Yapılan yanlışlıktan ziyade Ekrem Bey konuşturma cihetine girdi. Bu da yanlıştı. Gerek yok. Bugün Ekrem Bey'dir, yarın, dün de Tayyip Bey'di işte zaten. Tayyip Bey'de yapıldı. Benim zaten en şaşkınlık yaşadığım hadiselerden birisi Tayyip Bey ne yaşadıysa başkasını yaşatıyor. Halbuki millet yaşananlar bir daha yaşanmasın diye onu iktidara getirdi. Tam tersine kendisine ne yapıldığını söylüyor ise aynısını başkasına yapıyor" dedi. 

Tarihin çöp sepetleri veya şehirlerin bütün mezarlıkları bir dönem kendini ülkenin sahibi zannederlerle dolu

Toplumu siyasetten soğutmaya ve yarına dair korkutmaya kimsenin hakkı olmadığını ifade eden Saadet Partili Mesut Doğan, "Şimdi dediğim gibi Tayyip Bey'in senden benden farklı ne özelliği var? Sadece millet sana bir yetki vermiş, o yetkiyi milleti döverek kullanıyorsun. Bu bizim millet olarak ne inancımızda, ne geleneklerimizde, ne tarihimizde yok yani. Seni bu noktaya getirenlere sen artık farklı makamdan bakmaya başlarsan belki de korkudan diyelim ki siyasi ömrün veya ihtar ömrün 3 yıl artar, 2 yıl artar. Ya sonra? Tarihin çöp sepetleri veya şehirlerin bütün mezarlıkları bir dönem kendini ülkenin sahibi zannedenlerle dolu. Ne oldu? Hiç kimse yok. Yani bir insanın iktidardayken değil gittikten sonra hayırla yad edilmesi daha önemli" ifadelerini kullandı.