Kent Tiyatro Festivali 2. yılında program ve yenilikler

Uluslararası Kent Tiyatro Festivali 1-14 Ekim’de Etimesgut’ta 36 etkinlik, atölyeler ve uluslararası yapımlarla tiyatroseverlere geniş panorama sunacak.

CS
Canan Salman Muhabir
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Kent Tiyatro Festivali 2. yılında program ve yenilikler
CS
Canan Salman Muhabir

FESTİVAL İKİNCİ YILINDA PERDE AÇIYOR

Geçen yıl ilk edisyonuyla dikkat çeken Uluslararası Kent Tiyatro Festivali, bu yıl 1-14 Ekim 2025 tarihleri arasında ikinci kez Etimesgut’ta düzenleniyor. Etimesgut Kent Tiyatrosu yapılanması içinde konumlanan organizasyon, Ankara seyircisine süreklilik kazanacak bir tiyatro ekosistemi vadederek sezon öncesi güçlü bir buluşma alanı yaratıyor.

PROGRAMIN TARİHLERİ VE MEKÂNLARI BELİRLENDİ

Tüm gösterimler Eryaman’daki 100. Yıl Cumhuriyet Kültür Merkezi (CKM) çatısı altında Ana Sahne, Ali Cem Köroğlu Sahnesi (yeni Black Box) ve fuaye ile konferans salonu dağılımında gerçekleşiyor. İki hafta boyunca akşam blokları oyun ve performanslara, gündüz kuşakları çocuk etkinliklerine, atölyelere ve söyleşilere ayrılıyor.

ULUSLARARASI KATILIM ETİMESGUT'U BULUŞTURUYOR

Türkiye’den yapımların yanı sıra Lübnan, Fransa, Arjantin, Avustralya, Tayland, Portekiz, Almanya ve Yunanistan’dan sanatçıların iştirakiyle disiplinler arası bir dolaşım kuruluyor. Dans-tiyatro hibritleri, müzikal, fiziksel performans, bellek odaklı işler ve çağdaş anlatılar aynı program omurgasında bir araya geliyor.

BİLETLER SATIŞA ÇIKIYOR

Festival biletleri çevrim içi satış kanalı üzerinden erişime açıldı. Yoğun talep öngörülen açılış ve kapanış günleriyle yeni sahnenin ilk temsilleri için izleyicilere erken hareket etme çağrısı yapılıyor. Bazı gösteriler sonrası planlanan söyleşiler, biletli seyircinin deneyimini derinleştiriyor.

BASIN TOPLANTISI VİZYONU NETLEŞTİRİYOR

23 Eylül’de gerçekleştirilen basın toplantısında festivalin sanatsal yönelimi, büyüme stratejisi ve mekânsal dönüşüm hamleleri paylaşıldı. Toplantı; kurumsal sürdürülebilirlik, yerel izleyici tabanı ve üretim kapasitesi hedeflerine vurgu yapan açıklamalarla gündeme taşındı.

BAŞKAN BEŞİKCİOĞLU HEDEFLERİ ANLATTI

Etimesgut Belediye Başkanı ve Genel Sanat Yönetmeni Erdal Beşikcioğlu, geçen yılki talep artışına atıfla festivalin kentte sanata dair kalıcı bir ihtiyaç zeminini ortaya koyduğunu belirtiyor. Beşikcioğlu, “otelden ziyade yaşayan bir kent” metaforuyla sosyal yaşamı güçlendiren kültür politikalarının kurumsallaştırılacağını ifade ediyor.

ÖVÜL AVKIRAN HAYALİN GÜCÜNÜ VURGULUYOR

Eş sanat yönetmeni Övül Avkıran, üretim alanı açan belediyecilik yaklaşımının katılımcı ve dönüştürücü potansiyel taşıdığını, “kuru toprağı yeşertme” çağrısıyla festivalin gelecekte yerel üretimlere de kuluçka sağlayacak bir platform olma yönelimine işaret ediyor.

MUSTAFA AVKIRAN YENİ SAHNEYİ TANITIYOR

Eş sanat yönetmeni Mustafa Avkıran, Avignon ve Edinburgh benzeri ölçekte vizyonun uzun vadede yerli içerik üretim kapasitesiyle destekleneceğini belirtiyor. Yeni Black Box formundaki Ali Cem Köroğlu Sahnesi’nin açılışıyla mekânsal esnekliğin artırıldığı, 36 etkinlikten oluşan genişlemiş programın “kültürel takas” eksenini güçlendirdiği anlatılıyor.

FESTİVAL KAPASİTESİ VE İÇERİĞİ BÜYÜYOR

İkinci yılda seçki üç katına yakın genişletiliyor. Toplam 26 gösteri (Türkiye’den 13, yurt dışından 13) yanında atölyeler, çocuk performansları, konferanslar ve tematik söyleşiler yer alıyor. Yapı, yalnızca izleme pratiği değil katılımcı öğrenme ve tartışma alanları üreten 360 derecelik bir festival formu sunuyor.

YENİ ALİ CEM KÖROĞLU SAHNESİ AÇILIYOR

Festivalin 2 Ekim tarihli ikinci gününde 150 kişilik değişken kurulumlu Ali Cem Köroğlu Sahnesi açılıyor. Esnek ışık-mekân düzeni ve deneysel çalışmalara uygun teknik altyapı, çağdaş performans diline yanıt veren bir üretim ortamı oluşturuyor.

BELEDİYE SOSYAL ERİŞİMİ DESTEKLİYOR

Etimesgut Belediyesi biletlerin yüzde 50’lik kısmını satın alarak dezavantajlı gruplar ve belediye çalışanlarına kültürel erişim avantajı sağlıyor. Bu model hem izleyici tabanını gençleştiriyor hem de sanat ekonomisinin sürekliliğine kamusal katkı getiriyor.

ÇOK DİSİPLİNLİ REPERTUVAR ZENGİNLEŞİYOR

Müzikal anlatıdan fiziksel tiyatroya, dans performansından bellek dramaturjilerine, politika ve toplumsal cinsiyet temalı sahnelemelerden ritüel odaklı deneysel işlere uzanan dizilim içerik çeşitliliğini öne çıkarıyor. Seçimlerde kuşaklar arası diyalog ve kültürel hafıza gibi eksenler belirginleşiyor.

AÇILIŞ VE İLK GÜNLER SAHNEYİ ISITIYOR

1 Ekim’de açılış Kuşkondu Müzikali ile yapılıyor; Aristophanes esinli uyarlama şarkılar ve rejisel yeniden okuma ile seyirciye sunuluyor. 2 Ekim’de yeni sahnenin açılış temsili olan Zâkir bellek-inanç-direniş kavşağını araştırıyor. 3 Ekim’de Tiyatro Hemhâl En Sevdiğinden Başla ile ilişkisel anlatı kurarken aynı akşam Beytna ortak yemek ve beden dramaturjisini harmanlayan bir deneyim sunuyor. 4 Ekim’de Kaçak Çay Saati dans fikrini iki uçtan çekiştirirken Rinse başlangıca dair döngüsel sorgulamalar içeriyor. 5 Ekim’de Othello! Seyircili İntikam Provası metinler arası geçişlerle şiddet, temsil ve tanıklık katmanlarını açıyor; akşam PortakalAltı buluşması festivalin tek konser modülünü sahneye taşıyor.

İKİNCİ HAFTA TEMATİK YOLCULUK SÜRÜYOR

6 Ekim’de Aramızdaki Mesafe ikili yaşam paralelliği ve inanç alanları gerilimini sahneliyor; Wayqeycuna ritüel, hafıza ve topluluk katmanlarını bedenle örüyor. 7 Ekim’de Güzel Son ölüm ve kapanış temalarına alternatif bir bakış getirirken Öteki benlik bölünmesi ve kara mizahı birleştiriyor. 8 Ekim’de Medea çocuk perspektifli yeniden anlatımla gelirken Neyzen çok katmanlı biyografik kırılmaları sahne ritmine dönüştürüyor. 9 Ekim’de 9/8’lik Kıyamet ritmik anlatı ve ihanet öyküsünü darbuka merkezli yapılandırıyor; Kanlı Kabare mekânsal hafıza ve müzikal kabare formunu harmanlıyor. 10 Ekim’de Dansöz kimlik ve performativiteyi katmanlandırıyor, Linçler ve Dudaklar haklılık bekleyişinin psikodinamiğini sahneye taşıyor. 11 Ekim’de Sweat Sweat Sweat menopozu beden politikaları bağlamında görünür kılıyor, Uykusuz Bir Rüya, Salim “kader mi seçim mi” ikilemini sorguluyor. 12 Ekim’de Hallo! işitsel boşluk ve duyumsama deneyimi açarken Ashura çok dilli göç şarkılarıyla kolektif ayrılık ve birlik duygusunu yeniden kurguluyor. 13 Ekim’de Tebdil bireysel hesaplaşmayı Balat hafızası ile buluştururken Bahar Uyanışı kuşak geçişi ve ritüel dönüşüm motifleriyle kapanışa köprü kuruyor. 14 Ekim’de Sabotaj iki kişilik dramatik gerilim ve mizah ilişkisini işlerken Thirst kapanışta ritüel icadı ve bedensel iz kavramlarına odaklanıyor.

FUAYE ETKİNLİKLERİ ATMOSFERİ CANLANDIRIYOR

Fuaye alanı gün içi canlılığın merkezi haline geliyor; çocuk performansları, söyleşiler ve informel karşılaşmalar ana salon blokları arasındaki geçişi sosyalleşme katmanıyla destekliyor.

MESELEMİZ ANKARA SÖYLEŞİLERİ KENTE AYNA TUTUYOR

“Meselemiz Ankara” başlığı yerel bağımsız sanat kurumlarının kurucu ve temsilcilerini bir araya getirerek kentsel kültür politikaları, izleyici profili, mekânsal üretim ve dayanışma modellerini ortak tartışma zeminine taşıyor. Her hafta sonu oturumları kent kültür ekosistemine dair güncel soruları masaya yatırıyor.

KONFERANSLAR TİYATRO TARİHİNİ TARTIŞTIRIYOR

Erdal Ozan Metin’in “Cumhuriyetin Tiyatro İdeali ve Günümüzdeki Tiyatrocu Kimliği – Eski ile Yeni Nasıl Tanışacak?” eksenli konferansı, 1923’ten bugüne kurumsal ve bağımsız yapıların dramatik kimlik inşasını, kuşak farklılaşmalarını ve endüstri-ekonomi gerilimlerini ele alıyor. Akademik içeriğin kamusal tartışmaya açılması hedefleniyor.

ATÖLYELER YARATICI PAYLAŞIMI TEŞVİK EDİYOR

Kökten Tınıya atölyesi yapım süreçleri üzerinden enstrümanla ilişkisel zanaat aktarımı sunuyor. Bread for the World / Dünya İçin Ekmek gastronomi, toprak ve topluluk birlikteliğini performatif hazırlıkla birleştiriyor. Ortak Yaratım Tiyatrosu katılımcılara ensemble temelli devised süreçlerde oyun ve fiziksel dramaturji araçları kazandırıyor. Anatomi ve Hareket Atölyesi beden-hareket mekaniği ve sahne potansiyeli üzerine somut pratikler geliştiriyor.

ÇOCUK PROGRAMI ERKEN SAATLERİ DOLDURUYOR

Nazik Korsan Piyu başlığı ile 4-10 yaş arası çocuklar interaktif oyun dramaturjisi, ritim ve hikâye kurgusu içeren katılımcı bir deneyime davet ediliyor. Çocuk kuşağı ailelerin festivale gündüz saatlerinde dahil olmasını kolaylaştırarak erişim demografisini genişletiyor.

KAPANIŞ GÖSTERİLERİ RİTÜELLERİ SORGULUYOR

Festivalin son iki günü kimlik, dönüşüm, beden ve ritüel temalı işler aracılığıyla tematik çemberi kapatıyor. Bahar Uyanışı ve Thirst sahne dilinde dönüşüm arayışını çağdaş koreografik yapı ve performatif fragmanlarla birleştiriyor; izleyiciye sezgisel okuma alanı bırakıyor.

İLETİŞİM KANALLARI BİLGİ SUNUYOR

Resmî web sitesi ve sosyal medya hesapları (kenttiyatrofestivali.com, Instagram ve X kanalları) program güncellemeleri, bilet durumları, saat revizyonları ve atölye kontenjan duyuruları için ana referans noktası olarak konumlanıyor. Basın ve paydaş iletişimi festival süresince özel bilgilendirme akışlarıyla destekleniyor.

GÜNLERE GÖRE DETAYLI PROGRAM ÖZETİ

1 Ekim: Kuşkondu Müzikali (Açılış)

2 Ekim: Zâkir (Yeni sahne açılışı)

3 Ekim: En Sevdiğinden Başla / Beytna

4 Ekim: Kökten Tınıya Atölyesi, Kaçak Çay Saati, Rinse

5 Ekim: Bread for the World Atölyesi, Othello! Seyircili İntikam Provası, PortakalAltı Konseri

6 Ekim: Aramızdaki Mesafe / Wayqeycuna

7 Ekim: Güzel Son / Öteki / Tiyatro Konferansı

8 Ekim: Medea / Neyzen

9 Ekim: 9/8’lik Kıyamet / Kanlı Kabare

10 Ekim: Dansöz / Linçler ve Dudaklar

11 Ekim: Sweat Sweat Sweat (Söyleşi dahil) / Uykusuz Bir Rüya, Salim

12 Ekim: Ortak Yaratım Tiyatrosu Atölyesi / Hallo! / Ashura

13 Ekim: Anatomi ve Hareket Atölyesi / Tebdil / Bahar Uyanışı

14 Ekim: Anatomi ve Hareket (devam) / Sabotaj / Thirst (Kapanış)

ERİŞİM VE LOJİSTİK BİLGİLER SUNULUYOR

CKM’ye toplu taşıma hatları ve yaya bağlantılarının kolay erişimi, artan akşam trafiğine karşı erken varış önerisini gündeme taşıyor. Bilet alan izleyiciler söyleşi sonrası oturumlara katılım için zaman planlaması yapmaya teşvik ediliyor.

KÜLTÜREL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK HEDEFİ BELİRGİNLEŞİYOR

Festival modeli; yerel izleyiciyi uluslararası yapımlarla çaprazlama, yeni sahne açılışıyla üretim altyapısı kurma, erişilebilirlik politikasıyla sosyoekonomik bariyerleri azaltma ve ilerleyen yıllarda kendi prodüksiyonlarını yaratma hedefleri üzerinden çok katmanlı bir kültür politikası çerçevesi çiziyor.

Yorumlar

Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.
Sonraki Sayfa