Yaşlı ayrımcılığına karşı çözüm: Sosyal katılım şart
HBVÜ’den Prof. Dr. Ayşe Canatan, yaşlılara önyargı ve ayrımcılığın sosyal katılımla kırılacağını vurguladı; ekonomik ve sağlık engellerine dikkat çekti.

YAŞLI AYRIMCILIĞININ KÖKÜNDE ÖNYARGI VAR
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı ve Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayşe Canatan, yaşlıların toplumsal yaşamda görünür biçimde ayrımcılığa uğradığını belirtti. Canatan, bir yaşlıyla hiç temas kurmamış kişilerin bile kalıp yargılarla hareket edebildiğini, dönemsel gelişmelerin bu önyargıları besleyebildiğini söyledi.
PANDEMİ SÜRECİ ÖNYARGILARI DERİNLEŞTİRDİ
Pandemide uygulanan kısıtlamaların, yaşlıları haksız biçimde “riskin başlıca kaynağı” gibi konumlandırdığına dikkat çeken Canatan, bu algının mevcut ayrımcı tutumları güçlendirdiğini ifade etti. Toplu taşımada yaşlıların “meşgul ediyorlar” denilerek hedef alınmasının da hak ihlaline dönüştüğünü, herkes gibi toplumsal hayata katılımın onların da hakkı olduğunu vurguladı.
YAŞLILIK BİYOLOJİK BİR SÜREÇ, YAVAŞLAMA BAŞARISIZLIK DEĞİL
Canatan, yaşlanmanın fizyolojik doğasına işaret ederek, gençlikteki hız ve becerinin azalmasının “yetersizlik” olarak yorumlanmaması gerektiğini belirtti. Herkesin bir gün yaşlanacağını hatırlatan Canatan, günlük yaşamda daha yavaş hareket etmenin ya da bazı işleri eskisi kadar ustalıkla yapamamanın doğal olduğunu söyledi.
SOSYAL KATILIMI ETKİLEYEN EKONOMİK VE SAĞLIK ENGELLERİ
Teknolojinin işleri kolaylaştırdığını, bedensel eforun azaldığını dile getiren Canatan, günümüzde yaşlıların da aktif sosyal yaşama dahil olmaya çalıştığını aktardı. Ancak ulaşım maliyetleri, taşıma güçlüğü, kronik hastalıklar ve zamanlı ilaç kullanımı gibi etkenlerin katılımı sınırladığını, yaşlı yoksulluğunun yaşamın tüm alanlarını etkilediğini vurguladı.
NÜFUS DENGESİ DEĞİŞİYOR: YAŞLI ORANI HIZLA YÜKSELECEK
Geliri olmayan yaşlılara 2022 sayılı kanun kapsamında destek sağlandığını hatırlatan Canatan, düzenli iş veya yatırım imkanı olmayanların ileride daha çok zorlandığını söyledi. Genç yaşlardan itibaren “yaşlılık farkındalığı” kazandırmanın kritik olduğunu belirterek, kısa bir süre içinde yaşlı nüfus oranının gençleri geçmesinin beklendiğini, buna uygun politika ve yatırımın artırılması gerektiğini kaydetti.
PROJELERİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ İÇİN KALICI HİZMET ŞART
Yerel yönetimlerin proje üretme kapasitesine dikkat çeken Canatan, AB, TÜBİTAK ve Ulusal Ajans destekli çalışmaların proje süresi bitince kalıcı hizmete dönüşmekte zorlandığını ifade etti. Etkin etkinin, sürekliliği olan hizmet modelleriyle sağlanabileceğini söyledi.
SANAT VE TEKNOLOJİYİ BULUŞTURAN ERA PROJESİ
HBVÜ’nün ortaklarından olduğu ERA Projesi ile kırsalda yaşayan yaşlıların sanat terapisiyle hayata bağlanmasının hedeflendiğini belirten Canatan, etkinliklerin kayıt altına alınarak VR gözlüklerle hareket kabiliyeti sınırlı kişilere ulaştırıldığını anlattı. Bu yaklaşımın “yerinde yaşlanma” ilkesine katkı sunduğunu, yaşam boyunca biriktirilen mekansal belleğin korunmasının demans riskini azaltmada önemli olabileceğini dile getirdi.
TAZELENME ÜNİVERSİTELERİ VE YAŞAM BOYU ÖĞRENME
Canatan, 60 yaş ve üzeri bireylerin bilgi ve becerilerini koruyan, yenilerini kazandıran Tazelenme Üniversiteleri’nin önemine değindi. Emeklilikten sonra eğitim alma isteğinin desteklenmesi, 65 yaş sonrası programların artırılması ve halk eğitim merkezlerine erişimin kolaylaştırılmasının yaşlıları hayata daha güçlü bağladığını söyledi.
KAMU İLETİŞİMİNDE DOĞRU SAAT VE DOĞRU YÖNTEM
Yaşlı istismarı ve ihmalinin de görüldüğünü belirten Canatan, kredi çektirme baskısı ya da bakım sırasında ihmalkar davranışlar gibi örneklerin yaygınlığına dikkat çekti. Etkili farkındalık için kamu spotlarının herkesin izlediği saatlerde yayınlanması gerektiğini vurguladı; TİHEK’in yaşlı hakları alanındaki çalışmalarının BM düzeyine taşındığını, yaşlı haklarının da özel koruma kapsamına alınması gerektiğini ifade etti.
AYRIMCILIĞI KIRMANIN YOLU: YOKSULLUĞU AZALT, BAKIMI GÜÇLENDİR, FARKINDALIK YARAT
Prof. Dr. Canatan, yaşlı yoksulluğu azaltılmadan, bakım hizmetleri profesyonel standartlarda güçlendirilmeden ve gençlere erken yaştan yaşlılık bilinci kazandırılmadan ayrımcılığın kırılamayacağını belirtti. Farkındalık yükseldikçe sosyal katılımın ve yaşlılığa ilişkin yaşam düzenlemelerinin iyileşeceğini sözlerine ekledi.