Kadem Özbay'dan sert tepki: ''Devlet eğitimi yük olarak görüyor!''

12 yıllık eğitim süresinin kısalacak olması eğitim camiasında yeni bir tartışmaya neden oldu. Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Özbay'dan da tepki geldi.

Ecem Çetin Muhabir
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Kadem Özbay'dan sert tepki: ''Devlet eğitimi yük olarak görüyor!''
Ecem Çetin Muhabir

12 yıllık eğitim süresi kısalıyor. 

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'den konuya ilişkin geçtiğimiz günlerde yeni bir açıklama geldi. 

Bir süredir üzerinde çalışılan ve tamamlanan raporu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sunacaklarını söyleyen Tekin, kabinede bununla ilgili bir sunum yapacaklarını aktardı.

Eğitim ve Bilim İş görenleri Sendikası Başkanı Kadem Özbay, 12 yıllık eğitim süresinin kısalacak olmasıyla ilgili Ankara Masası'na açıklamalarda bulundu. 

"eğitimin niteliğini uzatmaya ihtiyacımız var"

Eğitim hayatının kısaltılmaya değil, eğitim niteliğinin uzatılmasına ihtiyaç olduğunu kaydeden Özbay, eğitimin niteliğiyle ilgili ilgili ciddi sorunlar olduğunu söyledi. 

"DEVRİM DENİYORDU, ŞİMDİ YÜK DİYORLAR"

Artık eğitimle ülkedeki çocuklara ve gençlere bir gelecek vaat edilemez hale geldiğini söyleyen Kadem Özbay, diplomalı işsizlerin sayısının her geçen gün arttığı bir tabloyla karşı karşıya olduklarını ifade etti. Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı, 4+4+4'ün ilk geldiğinde buna devrim denildiğini, şimdi ise buna yük dendiğini belirtti. Özbay, "2012'de yürürlüğe girdiğinde eğitimde kalma süresi Türkiye'de 6.1 yıldı. 13 yıldır bu 12 yıllık güya zorunlu eğitim uygulanıyor ancak halen 8-9 bandında" dedi. 

"Çocuğu ara eleman olarak gören bir zihniyetten bir eğitim bakanı olur mu?"

Eğitim süresinin kısaltılmasına gerekçe olarak ara eleman, iş gücü piyasasını sunmanın çok büyük bir vicdansızlık olduğunu kaydeden Kadem Özbay, "Kimin için kullanıyoruz bunu? 18 yaşın altındaki çocukları için kullanıyoruz. Çocuğu ara eleman olarak gören bir zihniyetten bir eğitim bakanı olur mu? Çocuk yani, böyle bir şey olabilir mi? Üniversite mezunu her dört gençten biri zaten işsiz" ifadelerini kullandı. 

EĞİTİM SÜRESİNİN KISALMASIYLA NE OLUR?

Eğitim süresinin kısaltılmasıyla çocuk işçiliğe yasal kılıf oluşturulacağını, çocuk işçilerin sayısının artacağını ifade eden Özbay, "Asgari ücretin altında ücretlerle çalıştırılan çocuklara şahitlik ederiz. Bunların sayısının arttığını görürüz. Zaten var bu tablo. Sayısının bu yasal olarak daha çok arttığını görürüz. Maalesef ki iş kazalarında daha fazla çocuklarımızı kaybettiğimizi, yaralandıklarını görürüz. Daha fazla istismara uğrayan çocuklarla ilgili haberlere şahitlik ederiz. Çocuk gelin sayısına daha fazlasıyla şahitlik ederiz maalesef ki ve bunun da yasal bir kılıf zemine oluşturulmuş olur. Ama bunun hukuki olması yasalara göre hukuki olması gerçekten hukuki ve doğru olduğu anlamına da gelmez" açıklamasında bulundu.

"Ekonomik krizin en derin şekilde etkilendiği alanlar eğitim alanları"

Üniversite diplomalarının insanlara bir iş güvencesi vermediğini, o diplomayla insanca yaşayabilecek bir yaşam koşulu sağlamadığını dile getiren Özbay, ekonomik krizin en derin şekilde etkilendiği alanların eğitim alanları olduğunu söyledi. 

"Yusuf Tekin,  piyasanın ve tarikatların taleplerini yerine getiriyor"

Okuldan kopuşun, okuldan soğumanın sebebinin okulun artık bir gelecek var etmediği tablosuyla karşı karşıya kalınması olduğunu aktaran Kadem Özbay, şöyle devam etti:

"Geçtiğimiz yıl 800 bin üzerinde çocuk okul dışında kalmış. Neredeyse 1 milyon yakın çocuk okul dışında kalmış. Bir de ara eleman diyor, zaten bugün 1 milyon 600 bin üzerinde meslek liselerinde, 400 bin üzerinde MESEM'lerde yani 2 milyon çocuk mesleki eğitim adı altında zaten iş güçü piyasasına yönlendirilmiş. 1 milyon yakın çocuk da okul dışında kalmış, geriye kaldı 3-3.5 milyon çocuk. Şimdi Yusuf Tekin'in derdi bu 3-3.5 milyon çocuğu da mı okul dışına gitmek? Onları da iş yüzü piyasasına mı yönlendirmek? Sen mesleki eğitim adı altında iş yüzü piyasasına yönlendirdiğin çocukların gelecekte okullarını bitirdikten sonra istihdamıyla ilgili bir veri sunabiliyor musun? Yok. Şu anda Yusuf Tekin’in derdi artık Anadolu Liselerinde okuyan çocukların bir önce okuldan kopup meslek adı altında iş gücü piyasasına yönlenmesi. Milli Eğitim Bakanının derdi, iş gücü piyasası derdi olamaz. Milli Eğitim Bakanının derdi eğitimle ilgili olması gerekir. Çocukların okuldan kopmasının sebebinin bir öğün yemeğin, temiz suyun, okula erişimin olmadığını görüp bunu düzeltmek için çabalaması lazım. Ama o piyasanın ve tarikatların taleplerini yerine getiriyor. Neden? Çünkü bunlardan kim rahatsız? Tarikatlar rahatsız. Uzun süre eğitimde olan çocukların okulda olmasından, kız çocuklarının 17-18 yaşında, 16 yaşında okulda olmasından rahatsız olan başta tarikatlar. Bunun yanındaki piyasa. Neden? Piyasa askeri ücreti bile yüksek buluyor, daha az ücretle çalıştırabilecek kişi arıyor. Onun için de çocuklara gözlerini dikmiş durumdalar. Samimilerse kendi çocuklarını göndersinler meslek okullarına. Hatta samimilerse bu eğitim süresi bu kadar uzunsa on yıldan sonra çocuklarını okula göndermesinler. Kendi çocukları olunca paralar olunca çocuklarını yurt dışında üniversite okutanlar şimdi halkın çocuklarının eğitim süresinin uzun olduğu derdine düşmüşler. Bir an önce okulun dışına gidelim, piyasanın ihtiyaçlarını karşılayalım, tarikatların taleplerini yerine getirelim derdim" 

"Devlet eğitimi kendine yük olarak görüyor"

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası Başkanı Kadem Özbay, "Yusuf Tekin'in açıklamaları var, biz formüllerden bahsetmedik diye. Bunu tartışmaya açtık, bununla ilgili bir hazırlık yapıp kabineye sunacağız diyor. Türkiye'nin en büyük sendikalarından biri eğitim iş sendikası. Milliyetin Bakanlığında böyle bir görüşüne, böyle bir tartışma süreçle ilgili değerlendirme toplantısına da ait edilmedik. Herhangi bir görüş sorulmadı. Demek ki Yusuf Tekin bundan önceki olduğu gibi yine tarikatlarla, patronlarla bazı değerlendirmeler yapmış, bir planlama yapmış. Ama bu planlamanın ne olduğu net bir şekilde kimsenin şu anda önünde yok. Yalnızca dışarıya yansıyan 3 artı 1 mi, 2 artı 2 mi? gibi formüller, şunun kesin olduğunu hepimiz görüyoruz. Bu zorunlu eğitimin, zorunluluktan çıkarılıp yasal bir kılıf oluşturmak, çocuk işçiliğe, çocuk geline, okuldan kopuşlara yasal bir kılıf oluşturmak. Devlet eğitimi kendine yük olarak görüyor. Burada bir patron edasıyla diyor ki; biz burada okuldaki öğrenci sayısını ne kadar azaltırsak bizim maliyetimiz azalır. Bunun derdine düşmüş durumlarda" değerlendirmesinde bulundu.

"BAKANIN EĞİTİMLE ALAKASI YOK"

Yapılması gerekenin eğitimin niteliğini yükseltmek, öğrencilerin sosyal ve ekonomik eşitsizliklerini gidermek, üniversite mezunlarının, lise mezunlarının istihdam sorununu çözmek, çocukları geleceğe hazırlayan çağdaş bilimsel eğitim modelini hayata geçirmek olduğunu söyleyen Kadem Özbay, "Ama bakanın sözlerinden anlaşılan eğitimin gerçek sorunlarından fazlasıyla uzaklaştığını, eğitimle alakası olmadığını bir kez daha göstermiştir" dedi.

Yorumlar

Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.
Sonraki Sayfa