Ankara’da edebiyat ve yapay zeka tartışıldı: Sanat mı, veri mi?

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi, 4. Edebiyat Festivali kapsamında yapay zekanın sanata etkilerini masaya yatırarak etik sınırları tartıştı.

AA
Kaynak AA
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Ankara’da edebiyat ve yapay zeka tartışıldı: Sanat mı, veri mi?
AA
Kaynak AA

Başkent Ankara’nın tarihi dokusunda eğitim veren yükseköğretim kurumunda, teknoloji ve sanat dünyasını bir araya getiren kritik bir oturum gerçekleştirildi. Akademisyenler ve yazarlar, dijital dönüşümün edebi eserler üzerindeki yansımalarını ele alarak, makine öğreniminin insan yaratıcılığına olan etkilerini ve gelecekteki olası senaryoları derinlemesine irdeledi.

AKADEMİSYENLER VE YAZARLAR BİR ARAYA GELDİ

Türkiye Yazarlar Birliği ile Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nin (ASBÜ) ortaklaşa organize ettiği 4. Ankara Edebiyat Festivali, güncel ve tartışmalı bir konuya ev sahipliği yaptı. ASBÜ Sezai Karakoç Salonu’nda gerçekleştirilen panelde, teknolojinin sanat üzerindeki dönüştürücü gücü ele alındı. Prof. Dr. Hasan Yücel Başdemir’in moderatörlüğünü üstlendiği oturumda, dijitalleşmenin edebiyat dünyasında yarattığı fırsatlar ve tehditler uzman isimlerce değerlendirildi.

İNTERNETTEKİ YORUMLARIN ÇOĞUNLUĞU YAPAY ZEKA TARAFINDAN ÜRETİLİYOR

Panelde söz alan Doç. Dr. Ahmet Faruk Çeçen, yapay zekanın zaman algısı üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Teknolojinin geçmiş, bugün ve gelecek arasındaki bağlamı koparma riski taşıdığını belirten Çeçen, akademisyenlerin mevcut durumu analiz etmeye çalıştığını ifade etti. Edebiyatçıların bu teknolojiyi kullanıp kullanmamasının tamamen bir vicdan meselesi olduğunu vurgulayan Çeçen, çarpıcı bir istatistik paylaştı. İnternet ortamındaki yorumların yüzde 60’ının yapay zeka botları tarafından oluşturulduğunu hatırlatan akademisyen, yeni nesil üretim modellerinden kaçışın mümkün olmadığını dile getirdi.

MAKİNELERİN VERİYLE BESLENDİĞİ VURGULANDI

Panelist Ahmet Melih Karauğuz ise içinde bulunulan süreci "yeni bir kültürel devrim" olarak nitelendirdi. Dünyada pek çok kişinin yapay zeka sanatını kurguladığını belirten Karauğuz, insan üretimi ile makine üretimi arasındaki temel farkın "niyet" olduğunu savundu. Algoritmaların veriyle beslendiğini ancak tecrübeden yoksun olduğunu ifade eden yazar, "Makineler tahmin modelleri üzerine kuruludur. Bir yazarın dizesindeki yaşanmışlığı ve arka planı bilemezler, sadece bir sonraki kelimeyi istatistiksel olarak tahmin ederler" şeklinde konuştu. Karauğuz, tartışmanın insan-makine kıyaslamasından ziyade, insan odaklı sanatın geleceğine evrilmesi gerektiğinin altını çizdi.

EDEBİ ESERLERDE KULLANIMI ETİK BULUNMADI

Yapay zekanın yazarlık sürecindeki rolüne değinen Doç. Dr. Ali Durdu, teknolojinin fikir geliştirme aşamasında bir asistan gibi kullanılabileceğini belirtti. Düşüncelerin yapay zekaya aktarılarak yol haritası çizilebileceğini söyleyen Durdu, buna karşın edebiyatta doğrudan kullanımın olumsuz etkileri olabileceğini savundu. Durdu, edebi eserlerin ruhunu ve özgünlüğünü korumak adına yapay zekanın üretim sürecine dahil edilmesini etik bulmadığını sözlerine ekledi.

D. MEHMET DOĞAN, YAPAY ZEKA İLE İLGİLİ NE DÜŞÜNÜYORDU?

Türkçeye çok büyük hizmetler veren, Türkiye'nin en kapsamlı Türkçe sözlüğünün de sahibi olan büyük dava adamı merhum D. Mehmet Doğan, geçtiğimiz yıl ağustos ayında Hakk'a yürümüş, vefatından çok kısa süre önce yapay zeka ile ilgili şu anlamlı yorumu yapmıştı: "Yapay zeka çok güzel eserler yazabilir, fevkalade şiirler de üretebilir ancak yapay zekadan hiçbir zaman bir Yunus Emre, bir Mevlâna çıkmaz."

Yorumlar

Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.
Sonraki Sayfa