Taha Hüseyin Karagöz’den Mansur Yavaş’a: Ankara Mogadişu’ya dönüyor!
Taha Hüseyin Karagöz, Ankara’daki %35’lik ulaşım zammını ve trafik çilesini sert sözlerle eleştirdi, Mansur Yavaş’ın ''bedava ulaşım'' vaadini hatırlattı.
Gazeteci Taha Hüseyin Karagöz, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın seçim dönemindeki vaatleri ile göreve geldikten sonraki icraatları arasındaki uçuruma dikkat çekti. Özellikle toplu taşıma ücretlerine yapılan yüzde 35 oranındaki zammı gündemine alan Karagöz, Başkent’teki trafik sorununun ve belediyecilik hizmetlerinin geldiği noktayı "Mogadişu" benzetmesiyle eleştirdi. Karagöz, geçmiş dönemde yapılan hizmetlerin önemine vurgu yaparak mevcut yönetimin yetersiz kaldığını savundu.
BEDAVA ULAŞIM VAADİNDEN REKOR ZAMMA
Karagöz, Mansur Yavaş’ın geçmişte "Ankara halkını bedava taşıyarak trafik sorununu çözeceğim" şeklindeki sözlerini hatırlatarak, gelinen noktada yapılan yüzde 35’lik zammın büyük bir çelişki oluşturduğunu ifade etti. Duruma tepki gösteren gazeteci, "Sinirlerim bozuldu, ne günlere kaldık. Bedavaya götüreceğim diyeli çok olmadı ama sonuç ortada" diyerek Ankaralıların bu tabloyu hak etmediğini belirtti. Su faturalarındaki yüksek rakamlara ve gelmeyen otobüslere de değinen Karagöz, 10 dakikalık mesafelerin artık 55 dakikada gidilebildiğini dile getirdi.
MELİH GÖKÇEK’İN ESERLERİ OLMASA TRAFİK DURURDU
Ankara’nın trafik yoğunluğu bakımından İstanbul ve İzmir ile yarışır hale geldiğini belirten Karagöz, eski başkan Melih Gökçek döneminde yapılan altyapı yatırımlarının şehri ayakta tuttuğunu öne sürdü. Gökçek’in yaptığı alt ve üst geçitlerin önemine değinen Karagöz, "O eserleri bugün Ankara’dan çıkarın, kimse yerinden kıpırdayamaz. ODTÜ yolu yapılırken eylemler düzenlendi ama bugün o yol Ankara’nın atardamarıdır" ifadelerini kullandı. Mevcut yönetimin trafik sorununu çözmek yerine "sigara molalı" bekleyişlere mahkum ettiğini savundu.
POPÜLİST SÖYLEMLER VE HİZMET EKSİKLİĞİ
Mansur Yavaş’ın oy kaybı yaşayıp yaşamayacağı konusuna da değinen Taha Hüseyin Karagöz, yönetimin "engelleniyoruz" söylemine sığındığını iddia etti. Heykel açılışları, konserler ve kurban eti dağıtımı gibi hamlelerle asıl sorunların üzerinin örtüldüğünü belirten Karagöz, CHP belediyeciliğini genel manada eleştirdi. İstanbul ve Ankara’nın yönetim anlayışının benzerlik gösterdiğini, altyapı eksikliklerinin olası bir deprem veya felaket anında büyük bir kaosa yol açabileceği uyarısında bulundu.
TAHA HÜSEYİN KARAGÖZ: Mansur Yavaş Ankara halkını bedava taşıyarak trafik sorununu çözeceğim demişti. Toplu taşıma ücretlerine de yüzde 35 zam... Sinirlerim bozuldu! Ne günlere kaldık ya! "Bedavaya götüreceğim, trafiği böyle çözeceğim." diyelim, bir ay oldu olmadı. Gülüyorum da sinirimden gülüyorum. Ya, Ankara’lı bunu hak etmiyor ya!
Evde kesilen suya fahiş fiyat ödemekten, gelmeyen otobüse yüksek rakamlar ödemekten; hatta o otobüs ki, on dakikalık yürüyeceğiniz yeri elli beş dakikada size götüren otobüsler... Önceden Ankara’da bir yerden bir yere gitmek yirmi, yirmi beş dakika sürüyorsa, "Ya çok trafik var." falan deniyordu. Şimdi İstanbul’dan farkınız kalmadı. Şey diyorlardı ya: "Biz her yeri İzmir gibi yönetelim." Gerçekten İstanbul da İzmir gibi oldu. Ankara da İstanbul gibi oldu. Yavaş yavaş Mogadişu’ya doğru gidiyoruz efendim. Yani Allah sonumuzu hayretsin.

Bunun üzerinden Mansur Bey oy kaybeder mi? Valla, iki tane heykel açılışı yapar, "Biz engelleniyoruz." der, birkaç konser ve kurban eti dağıtır, kavurma dağıtır. Unutulur, bunlar da unutulur. Ama Ankara’da yeni bir trend başlamış, değil mi? Sigara molası başlamış.
Ne gerek var canım Melih Gökçek zaten Ankara’ya ne yaptı ki tırnak içerisinde? Çaldı, çırptı canım ya Melih Gökçek! Onun yaptığı alt geçitleri, üst geçitleri bugün Ankara’dan çıkart, kimse yerinden oynayamaz. Seversiniz, sevmezsiniz; gerçekler bunlar efendim.
Melih Gökçek’in o ODTÜ arazisinden geçerken, başına gelmeyen kalmadı. Düzenlenmeyen eylem kalmadı. Bugün o yol, Ankara’nın atardamarlarından bir tanesi efendim. Beğenmediğiniz adam sayesinde hâlâ gidebiliyorsunuz, sigara molası vererek de olsa. Diğer türlü evden de çıkamayacaktınız yani.

Ankara’da bol bol şarkı söyleyin efendim. İzmir’de işe yarıyor. İstanbul’da da biz yavaş yavaş söylemeye başladık ama biraz art. 18, biraz hakaret içerikli. O kadarını da artık kaldırırsınız. Ne diyor Murat Emir, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili galiba... Sayın Emine Erdoğan’a hakaret edenle ilgili "Hiciv var canım, bunda ne var falan." diyor. Biz de çok hiciv dolu şarkılar söylemeye başladık artık İstanbul’da; millet birbirini gırtlaklar hâle geldi. Siz tavernalarda millete kargo poşeti içerisine delege parası dağıtacaksınız diye bizim hayatımız zindan oluyor.

Bir yerde bir kaza oluyor, trafik süresi bir saatten üç buçuk saate uzuyor bir kaza yüzünden. Ya, deprem olsa ne yapacağız? Hiçbir yer yıkılmasa bile bizim İstanbul’dan çıkışımız iki gün sürecek. Kör inat uğruna, hani o karşı çıktığınız o yollar, o kavşaklar, o Kuzey Marmara Otoyolları, karşı çıktığınız yerler uğruna göz göre göre çok büyük bir felakete gidiyoruz.
Bunlar kayıtlara geçsin diye söylüyorum çünkü o gün geldiğinde yine bu işleri aslında yapmak için elini taşın altına koyanları suçlayacaksınız ya... Hiç boşuna uğraşmayın. Hepinizi tanıyoruz. O eylemleri nasıl düzenlediğinizi biliyoruz yani. Yerel yönetim elinize geçtiği zaman tünelleri, köprüleri, kavşakları nasıl yapmadığınızı çok iyi biliyoruz. "Acımızın üstüne tepeceksiniz, devlet yok falan." diyeceksiniz ya... Onu demeyin diye bu kayıtlara geçiriyorum.
