Ankara'da ''Türkiye Yüzyılı''na sağlık vurgusu!

Sağlık-Sen ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen “Sağlıklı Türkiye Yüzyılında Sağlık Okuryazarlığı Sempozyumu”, Ankara’da yoğun katılımla gerçekleştirildi.

Ankara’da, Sağlık-Sen ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi iş birliğiyle gerçekleştirilen “Sağlık Okuryazarlığı Sempozyumu”, kamu, akademi ve sağlık camiasını bir araya getirdi. Memur-Sen Genel Merkezi Toplantı Salonu’nda gerçekleşen etkinliğe çok sayıda akademisyen, sağlık yöneticisi, öğrenciler ve davetliler katıldı.

TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONUNDA SAĞLIK OKURYAZARLIĞI ÖNEMLİ BİR ADIM

Sempozyumda konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Ahmet Aydın, Türkiye’nin sağlık alanındaki ilerlemesini vurgulayarak şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde son yıllarda sağlıkta büyük bir dönüşüm yaşandı. Bu gelişmeler, Türkiye Yüzyılı vizyonunun önemli bir parçasıdır. Türkiye yalnızca kendi vatandaşları için değil, aynı zamanda bölge halkları için de sağlıkta umut veren bir ülke konumuna gelmiştir.”

YENİ MODEL VE İŞ BİRLİĞİ FIRSATI

Bakan Yardımcısı Aydın, sempozyumun sağlık okuryazarlığı konusunda yeni modellerin geliştirilmesine, bilgi paylaşımına ve kurumsal iş birliklerine zemin oluşturacağına inandığını ifade ederek, organizasyona katkı sunan Sağlık-Sen ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’ne teşekkür etti.

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ SAHADA ÇEKTİĞİ ZORLUKLAR

Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, sağlık çalışanlarının sahada yaşadığı sorunlara dikkat çekerek, sağlık okuryazarlığının hem sistemin verimliliği hem de şiddetin önlenmesi açısından kritik bir rol oynadığını ifade etti.

“Sağlıklı Türkiye Yüzyılında Sağlık Okuryazarlığı Sempozyumu”nda konuşan Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, sendikal anlayışlarının üç temel ayak üzerine kurulu olduğunu belirtti: Sosyal sendikacılık, akademik sendikacılık ve teşkilatçılık. Doğan, bu doğrultuda sağlık okuryazarlığının akademik sendikacılığın merkezinde yer aldığını ifade etti.

“HER VAKAYA AMBULANS GİTMEMELİ” UYARISI

Doğan, özellikle sahada görev yapan sağlık çalışanlarının en çok zorlandığı konulardan birinin gereksiz acil servis kullanımı ve ambulans çağrıları olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

“Vatandaşımız elbette en iyi sağlık hizmetine layıktır. Ancak her diz ağrısı, diş ağrısı gibi durumlarda ambulans gönderilmesi, gerçekten acil vakaların mağduriyetine neden olabilir. Kalp krizi geçiren ya da yüksekten düşen bir vatandaşımızın önceliği olmalı. Burada vatandaşımızın sağlık okuryazarı olması büyük fark yaratacaktır.”

ŞİDDETİN ÖNLENMESİNDE DE SAĞLIK OKURYAZARLIĞI ETKİLİ

Sağlık okuryazarlığının yalnızca hizmet kullanımında değil, sağlıkta şiddetin önlenmesinde de önemli bir rol oynayabileceğini söyleyen Doğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Eğer vatandaşlarımız, sağlık sisteminin nasıl işlediğini bilir, kendi durumunun acil olup olmadığını anlayabilecek bilgiye sahip olursa hem sağlık çalışanları üzerindeki baskı azalır hem de gerilim ve şiddet vakalarının önü kesilir.”

Sağlık-Sen olarak Sağlık Bakanlığının bu alandaki çalışmalarıyla tam uyum içinde hareket ettiklerini belirten Doğan, bakanlığın bu yönde attığı adımları desteklemeye devam edeceklerini ifade etti.

“HEDEFİMİZ SAĞLIK OKURYAZARLIĞINDA SÜRDÜRÜLEBİLİR MÜDAHALE STRATEJİLERİ GELİŞTİRMEK”

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Cengiz Köseoğlu, sağlık okuryazarlığının yalnızca birey sağlığı değil, toplumsal refah açısından da kritik öneme sahip olduğunu belirterek, yenilikçi ve kalıcı stratejilere ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

“Sağlıklı Türkiye Yüzyılında Sağlık Okuryazarlığı Sempozyumu”nda konuşan Prof. Dr. Ali Cengiz Köseoğlu, sağlık okuryazarlığının günümüz sağlık sisteminde yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorumluluk haline geldiğini ifade etti. Bu doğrultuda, sempozyumun bilgi paylaşımı ve stratejik iş birlikleri açısından büyük bir fırsat sunduğunu belirtti.

SAĞLIKLI KARARLAR İÇİN BİLGİYİ DOĞRU OKUMAK ŞART

Rektör Köseoğlu, sağlık okuryazarlığını şu sözlerle tanımladı:

“Sağlık okuryazarlığı, bireylerin sağlıkla ilgili bilgilere erişmesi, bu bilgileri anlaması ve kendi kararlarında etkili bir şekilde kullanabilmesi için gereken zihinsel ve sosyal becerilerdir. Bu beceriler geliştikçe bireylerin kendi sağlıkları üzerindeki kontrolü artar, daha sağlıklı bir yaşam sürme şansı yükselir.”

TOPLUMSAL DÜZEYDE KALICI ÇÖZÜMLER GEREKİYOR

Prof. Dr. Köseoğlu, geçtiğimiz yıllarda yapılan akademik çalışmaların düşük sağlık okuryazarlığı seviyesinin toplum sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini net şekilde ortaya koyduğunu belirterek, “Bu alanda ilerleme kaydetmiş olsak da, henüz yeterli düzeye ulaşamadık. Dolayısıyla bu eksikliği gidermek adına proaktif ve yenilikçi müdahalelere ihtiyaç var.” dedi.

SEMPOZYUMUN STRATEJİK HEDEFİ: KANITA DAYALI MODEL GELİŞTİRMEK

Sempozyumun temel amacının mevcut durumu değerlendirmekle sınırlı kalmadığını belirten Köseoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu organizasyon, aynı zamanda sağlık okuryazarlığını artırmak için sürdürülebilir ve kanıta dayalı stratejiler geliştirme yolunda somut bir adım niteliği taşımaktadır. Akademi, sendika ve kamu iş birliğiyle ortaya konacak her çalışma, toplum sağlığına doğrudan katkı sunacaktır.”