DMM: Sazlıdere Barajı üzerinden su krizi algısı oluşturuluyor
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi: ''İstanbul'da su krizi iddiaları gerçeği yansıtmıyor''

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), İstanbul'daki Sazlıdere Barajı üzerinden yürütülen "su krizi" iddialarına ilişkin bir açıklama yayımladı. DMM, söz konusu yorumların kamuoyunu manipüle etmeye yönelik olduğunu bildirdi.
"SU KRİZİ ALGISI GERÇEĞİ YANSITMIYOR"
DMM’nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, 2022 yılında alınan bir kararla ilgili olarak çeşitli manipülasyon kampanyalarının yürütüldüğü, bu kampanyaların İstanbul'da su krizine yol açacağı yönünde yanlış bir algı oluşturulmaya çalışıldığı belirtildi.
Açıklamada, İstanbul'un su kaynakları ve tüketim verilerinin, Kanal İstanbul ve sosyal konut projelerinin İstanbul'u susuz bırakacağı yönündeki iddiaları çürüttüğü ifade edildi.
SAZLIDERE BARAJI'NIN SU KAYBI ETKİSİ YALNIZCA %3
2024 verilerine göre İstanbul’un yıllık su tüketimi 1 milyar 162 milyon metreküp olarak gerçekleşirken, Sazlıdere Barajı'nın mevcut verimi yıllık 51 milyon metreküp seviyesinde bulunuyor. Kanal İstanbul devreye girdiğinde, Sazlıdere'nin %61’i kanal içerisinde kalacak olsa da, kalan %39’luk bölüm korunacak.
DMM, Kanal İstanbul Projesi sonrası Sazlıdere Barajı'ndan kaynaklı su kaybının İstanbul genelinde etkisinin yalnızca %3 seviyesinde olacağını vurguladı.
İSTANBUL’DA SU ARZI GÜVENDE
2024 yılı itibarıyla İstanbul’a verilen su miktarının 338 milyon metreküp olduğu, bunun 287 milyon metreküpünün DSİ tarafından Melen ve Yeşilçay regülatörlerinden sağlandığı bilgisi paylaşıldı. Ayrıca, İstanbul barajlarının doluluk oranının %82,10 seviyesinde olduğu ve gelecekteki ihtiyaçlar için Avrupa yakasında yeni su kaynakları ve depolama projeleri üzerinde çalışmaların sürdüğü kaydedildi.
“2022 TARİHLİ KARAR YENİ DEĞİL”
DMM açıklamasında, Sazlıdere Barajı’nın içme suyu rezervi statüsünden çıkarılmasına ilişkin kararın 15 Eylül 2022 tarihinde, ilgili bakanlıklar ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin katkılarıyla alınmış bir karar olduğu hatırlatıldı. Bu kararın yakın zamanda verilmediği ve siyasi manipülasyon amacıyla gündeme getirildiği vurgulandı.