Savcılara mal varlığına el koyma yetkisi verildiği iddialarına yanıt
İletişim Başkanlığı DMM, savcılara doğrudan mal varlığına el koyma yetkisi verildiği iddialarına açıklık getirerek kamuoyunu uyardı.
DMM’DEN DEZENFORMASYON UYARISI
İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), bazı basın ve sosyal medya paylaşımlarında yer alan savcılara kişilerin mal varlıklarına doğrudan el koyma yetkisi verildiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını açıkladı. Merkez, söz konusu haberlerin asılsız olduğunu ve kamuoyunu yanlış bilgilendirmeyi amaçladığını duyurdu.
SOSYAL MEDYADA YAYILAN İDDİALAR
DMM, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, belirli haber siteleri ve sosyal medya platformlarında dolaşıma giren iddiaların gerçek dışı olduğunu vurguladı. Açıklamada, bu tür içeriklerin dezenformasyon niteliği taşıdığı ve vatandaşları yanıltmaya yönelik olduğu belirtildi.
ANAYASA’YA GÖRE YASAMA YETKİSİ
Merkez, yasama yetkisinin Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) ait olduğuna dikkat çekti. Anayasa’nın 7’nci maddesi çerçevesinde, herhangi bir yetkinin doğrudan savcılara devredilemeyeceği hatırlatıldı. Bu kapsamda, TBMM’nin gündeminde söz konusu konuyla ilgili herhangi bir yasal çalışmanın bulunmadığı bildirildi.
BİRÇOK KURUMLA TEKNİK ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR
Açıklamada, nitelikli dolandırıcılık, nitelikli hırsızlık ve banka ile kredi kartlarının kötüye kullanımı gibi suçlarla mücadele amacıyla bazı teknik çalışmaların yürütüldüğü kaydedildi. Bu çalışmalar, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı başta olmak üzere ilgili kurumlar arasında gerçekleştiriliyor ve uluslararası anlaşmalar çerçevesinde hazırlık niteliğinde bulunuyor.
BAĞLAYICI NİTELİK YOK
DMM, yürütülen teknik düzeydeki çalışmaların yasama sürecinin doğal bir parçası olduğunu ve henüz bağlayıcı bir etkisinin olmadığını vurguladı. Kamuoyuna, doğruluğu teyit edilmemiş ve manipülatif içeriklere itibar edilmemesi gerektiği hatırlatıldı.
KAMUOYUNA ÖNEMLİ ÇAĞRI
Merkez, vatandaşların sosyal medyada dolaşan iddialara temkinli yaklaşmasını ve resmi kaynaklardan doğrulanmamış bilgileri paylaşmaktan kaçınmasını önerdi. Dezenformasyonla mücadelede farkındalık yaratmanın önemine dikkat çekildi.