Ankara’da “Srebrenitsa” konferansı düzenlendi

Sırplar tarafından Bosna Hersek’in Srebrenitsa kentinde 8372 sivilin katledildiği soykırımın 30. yıl dönümünde Ankara’da konferans düzenlendi.

AA
Kaynak AA
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Ankara’da “Srebrenitsa” konferansı düzenlendi
AA
Kaynak AA

ANKARA'DA SREBRENİTSA SOYKIRIMI'NIN 30. YILI ANILDI: "UNUTMAK İHANETTİR"

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde düzenlenen "Dünya Srebrenitsa'yı Unutmuyor" konferansı, 1995'te 8 binden fazla Boşnak sivilin katledildiği soykırımın 30. yılında uluslararası hafızaya dair çarpıcı bir çağrıya ev sahipliği yaptı. Zambak Boşnak Kadınlar Derneği ve akademik kurumların iş birliğiyle gerçekleşen etkinlik, soykırımın psikolojik ve tarihsel katmanlarını masaya yatırdı.

TARİHİN KARA LEKESİ: BİR SOYKIRIMIN ANATOMİSİ

Balıkesir Üniversitesi'nden Doç. Dr. Admir Mulaosmanoviç, "Soykırım Bilincinin Katmanlı Yaratımı" başlıklı sunumunda, Sırp milliyetçiliğinin 1990'larda Müslüman Boşnaklara yönelik sistematik nefretinin köklerini Osmanlı dönemine uzanan tarihsel gerilimlerle açıkladı. "Srebrenitsa'da sadece insanlar değil, bir medeniyetin hafızası da yok edilmek istendi" diyen Mulaosmanoviç, günümüzde bile Sırp grupların soykırımı inkâr eden açıklamalar yaptığını vurguladı.

VİCDANIN SORGULADIĞI TRAVMA: "NEDEN BİZ DEĞİL DE ONLAR?"

Zambak Boşnak Kadınlar Derneği Başkanı Dženita Özgüner, katliamdan sağ kurtulanların asla iyileşmeyen yaralarına dikkat çekti: "Toplu mezarlardan çıkan her kemik, bir annenin 'Çocuğum neden yaşamadı?' sorusunu yeniden canlandırıyor. Soykırımın ağırlığı, nesiller boyu taşınacak bir yük." Özgüner, uluslararası toplumun sessizliğinin suça ortak olduğunu belirterek, Hollandalı BM askerlerinin Sırplara teslim ettiği sivil listelerinin hâlâ tam olarak açıklanmadığını hatırlattı.

ARŞİVLERE GÖMÜLEN GERÇEKLER: 1.000 KAYIP AİLESİ BEKLİYOR

11 Temmuz 1995'te Ratko Mladiç komutasındaki Sırp birliklerinin BM koruması altındaki "güvenli bölge"yi işgaliyle başlayan katliamda, kadın ve çocukların ayrılmasının ardından 8.372 Boşnak erkeğin fabrikalarda, ormanlarda infaz edildiği belirtildi. DNA teknolojisiyle 30 yılda 7.000'e yakın kurbanın kimliği tespit edilse de, 1.000'den fazla aile hâlâ yakınlarının kalıntılarına ulaşabilmek için bekliyor. Potočari Anıt Mezarlığı'na her yıl yenileri eklenen mezarlar, adaletin gecikmişliğinin sembolü haline geldi.

OSMANLI MİRASINDAN MODERN SOYKIRIMA: BİR İNSANLIK DRAMI

Konferansta öne çıkan en çarpıcı vurgu, Srebrenitsa'nın sadece bir etnik temizlik değil, İslami kimliğin hedef alındığı kültürel bir yok ediş olduğuydu. Mulaosmanoviç, "Camileri yıkıp kütüphaneleri yakarken, aslında 500 yıllık bir tarihi silmeye çalıştılar" ifadelerini kullanırken, Boşnakların direnişini ise "Kurşunlarla öldürülen bedenlerin, hafızayla yeniden doğuşu" olarak tanımladı.

GÜNÜMÜZ İÇİN UYARI: TARİH TEKRARDAN İBARETTİR

Etkinlik, soykırımın küresel ölçekte ders çıkarılmayan bir uyarı olduğuna dikkat çekerek sona erdi. Özgüner'in "Filistin'den Myanmar'a, aynı oyunlar farklı coğrafyalarda oynanıyor" sözleri, salondan uzun süre alkış aldı. Konferansın ardından katılımcılar, Potočari'deki anıta bağış toplamak için başlatılan "Bir Taş da Sen Koy" kampanyasına destek verdi.

SONUÇ: HAFIZA, ADALETİN TEMELİDİR

Ankara'daki bu anma, Srebrenitsa'nın sadece geçmişin değil, bugünün de meselesi olduğunu bir kez daha gösterdi. BM arşivlerinin tam açıklanmaması ve soykırım faillerinin bir kısmının hâlâ serbest dolaşımı, uluslararası hukukun insanlık suçları karşısındaki çifte standardını sorgulatıyor. 30 yıl sonra bile, Potočari'de her 11 Temmuz'da toprağa verilen yeni cesetler, unutmanın ihanet olduğunu haykırıyor.

Yorumlar

Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.
Sonraki Sayfa