Ankara'da 18 günlük eşini vuran eski polise 37 yıl hapis cezası

YARGITAY'DAN KRİTİK ONAMA KARARI

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Ankara'da 2020 yılında yaşanan ve kamuoyunda büyük yankı uyandıran şiddet olayında, sanık Müslüm Aktaş’a verilen toplam 37 yıl 4 ay hapis cezasını onayladı. Karar, olayın hukuki boyutunda son noktayı koyarken, kamu vicdanını da etkileyen bir sürecin sona erdiğine işaret etti.

CEZALAR TEK TEK BELİRLENDİ

Ankara 35. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davada, sanık Müslüm Aktaş hakkında “eşe karşı kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan 19 yıl, “nitelikli cinsel saldırı” suçundan ise 12 yıl hapis cezası verilmişti. Toplamda 31 yıl hapis cezası ile yargı süreci tamamlanan sanık için karara itirazlar gelmişti.

İSTİNAF MAHKEMESİ CEZAYI ARTIRDI

Dosya, tarafların başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’ne taşındı. Daire, sanığın kamu görevlisi olması ve olay sırasında resmi görevde kullandığı silahı kullanmasını dikkate alarak, “kasten öldürmeye teşebbüs” cezasını 25 yıl 4 aya çıkardı. Böylece sanık Aktaş’a verilen toplam ceza 37 yıl 4 aya yükseldi.

POLİS MEMURLUĞUNDAN İHRAÇ EDİLDİ

Olayın ardından kamuoyunda oluşan tepkiler ve yargı süreciyle birlikte Müslüm Aktaş, görev yaptığı polislik mesleğinden de çıkarıldı. Emniyet teşkilatındaki disiplin mekanizmaları doğrultusunda, sanığın memuriyetle ilişiği kesildi.

AVUKAT TEMYİZ TALEBİNDE BULUNDU

Sanık Aktaş’ın avukatı, yapılan yargılamanın eksik inceleme içerdiğini ve müvekkilinin isnat edilen suçları işlemediğini öne sürerek dosyanın Yargıtay’a taşınmasını talep etti. Avukatın temyiz başvurusu, Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından değerlendirildi.

YARGITAY CEZALARI HUKUKA UYGUN BULDU

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, temyiz taleplerine ilişkin yaptığı değerlendirmede, istinaf mahkemesinin hükmünde hukuka aykırılık tespit etmedi. Daire, Aktaş’ın “nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs” ve “nitelikli cinsel saldırı” suçlarından aldığı toplam 37 yıl 4 ay hapis cezasını yerinde buldu ve onama kararı verdi.

MAĞDURUN BEYANLARI DELİL SAYILDI

Yargıtay kararında, mağdur Sevginur Aktaş’ın olaydan 12 gün sonra verdiği ilk ifadesi ile birlikte düzenlenen muayene raporunun yargılamada hüküm kurmak için yeterli olduğu belirtildi. Ayrıca, dosyada eksik soruşturma yapıldığı yönündeki iddiaların geçerli bulunmadığı ifade edildi.

“SANIK OLAYA İNTİHAR SÜSÜ VERMEYE ÇALIŞTI”

Sevginur Aktaş’ın avukatı Arzu Gül, karar sonrası yaptığı açıklamada, sanığın olayın ardından suçu gizlemeye çalıştığını belirtti. Gül, “Sanık, mesleği nedeniyle delil karartmanın yollarını iyi biliyordu. Komşular kapıyı çaldığında açmamasının nedeni, elindeki barut izlerini yok etmeye çalışmasıydı.” dedi.

“MÜVEKKİLİM SAĞ KALDI AMA İYİLEŞEMEDİ”

Avukat Gül, Sevginur Aktaş’ın hayatta kalmasının adalet arayışlarını güçlendirdiğini vurgulayarak, “Kafasından vurulan müvekkilim, maalesef tam olarak iyileşemedi. Yaşadığı travmanın etkisiyle epilepsi hastalığına yakalandı ve 5 yıldır çanta dolusu ilaç kullanmak zorunda kalıyor.” ifadelerini kullandı.

OLAYIN GEÇMİŞİNE DÖNÜŞ

13 Eylül 2020 tarihinde, Keçiören’deki evinde başından silahla vurulmuş halde bulunan Sevginur Aktaş, Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ilk müdahalenin ardından Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edilmişti. Yoğun bakım sürecini atlattıktan sonra ifadesi alınan Aktaş, olay günü eşi tarafından cinsel saldırıya uğradığını ve ardından başından vurulduğunu açıklamıştı.

SANIK “İNTİHAR ETTİ” DEDİ, TUTUKLANDI

Sevginur Aktaş’ın ifadesiyle çelişen beyanlarda bulunan polis memuru eşi Müslüm Aktaş, eşinin intihar ettiğini öne sürse de, toplanan delillerin ardından tutuklandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, sanık hakkında “eşe karşı kasten öldürmeye teşebbüs” ve “nitelikli cinsel saldırı” suçlamalarıyla iddianame hazırladı.