Ankara’nın başkent oluşunun 102. yılında zaman yolculuğu
AA arşivinden siyah-beyaz kareler, güncel renkli fotoğraflarla birleştirildi; Ankara’nın 1923’ten bugüne dönüşümü tek karede yeniden canlandırıldı.

ANKARA’NIN 102 YILLIK DÖNÜŞÜMÜ GÖRSEL OLARAK BİRLEŞTİRİLDİ
Ankara’nın 13 Ekim 1923’te başkent ilan edilmesinden bugüne geçirdiği dönüşüm, Anadolu Ajansı arşivindeki siyah-beyaz fotoğrafların günümüzde aynı açılardan çekilen renkli karelerle harmanlandığı özel bir çalışmayla ortaya kondu. Kent hafızasını diri tutmayı amaçlayan projede geçmiş ile bugün, tek karede buluşturuldu.
TARİHİ YAPILAR VE SİMGELER AYNI KADRAJDA
Çalışmada, kentin simge yapıları yıllar arasındaki değişimi gösterecek şekilde yeniden kurgulandı. Bazı yapılar ilk halleriyle Cumhuriyet’in kuruluş yıllarına ışık tutarken, bugünkü görünümleri mimari ve kentsel dönüşümün izlerini yansıtıyor. Böylece Ankara’nın belleği, dönemler arası karşılaştırmalı bir dille aktarılıyor.
ANITKABİR’DEN ULUS’A UZANAN HATTA ZAMANIN TANIKLIĞI
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir’e ait iki farklı döneme ait karelerde gökyüzündeki uçuş gösterileri öne çıkıyor. 1979’daki siyah-beyaz görselde Türk Hava Kuvvetleri’ne bağlı F-104’lerin uçuşu, 2024’teki renkli karede ise 30 Ağustos Zafer Bayramı kapsamında Türk Yıldızları’nın saygı uçuşu yer alıyor. Her iki görüntü, anma geleneğinin zamanlar üstü devamlılığını belgeliyor.
ULUS’TA KAMUSAL MİMARİ VE PLANLI KENTLEŞMENİN İZLERİ
Cumhuriyet’in ilk yıllarında idari ve ekonomik merkez olan Ulus, Ankara’nın planlı kentleşme mirasını taşıyan yapılarıyla dikkat çekiyor. Eski Merkez Bankası, Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü, Türkiye İş Bankası, Osmanlı Bankası ve eski Maliye Bakanlığı binası gibi yapılar, dönemin kamusal mimari anlayışını bugüne taşıyan başat örnekler arasında.
ULUS’UN TARİHİ DOKUSUNU YAŞATAN YAPILAR
Ankara Palas ve Etnografya Müzesi, Birinci Ulusal Mimarlık Akımı’nın seçkin örnekleri olarak öne çıkıyor. Ankara Palas başlangıçta konaklama için tasarlanırken, Etnografya Müzesi Anadolu’nun kültürel mirasını sergileyen bir merkez olarak konumlanıyor. Ulus’taki II. Evkaf Apartmanı ise 1930’lardaki kira geliri amacıyla kullanılan işlevinden bugün Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Küçük Tiyatro ve Oda Tiyatrosu’na evrilen kimliğiyle korunmuş bir miras. Atatürk Bulvarı’ndaki PTT Pul Müzesi ise 1940’ta Emlak ve Eytam Bankası olarak kullanılan yapının, bugün kültürel yaşamın parçası haline gelişini gösteriyor; yapının projelendirilmesi Avusturyalı mimar Clemens Holzmeister’e ait.
DİNİ VE KÜLTÜREL SİMGELER: HACI BAYRAM VE AUGUSTUS TAPINAĞI
Ulus’taki dini-kültürel odaklardan Hacı Bayram Veli Camisi ve türbesi, Augustus Tapınağı ve yanındaki açık hava müzesi, 1945 tarihli siyah-beyaz karede yer alıyor. Güncel fotoğraflar ise caminin dayanıklılığını ve bölgenin süreklilik gösteren manevi kimliğini gözler önüne seriyor.
ULUS VE KIZILAY MEYDANLARINDA DEĞİŞEN RİTİM
1940’ların Ulus Meydanı sakin ve dingin bir kent atmosferi sunarken, bugünkü fotoğraflar artan nüfus ve hareketliliğin altını çiziyor. Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel’in imzasını taşıyan Zafer Anıtı, 1970 tarihli arşiv karesindeki konumunu ve simgesel değerini bugün de koruyor. Kızılay Meydanı’nın 1973’teki siyah-beyaz görüntüsünde düzenli ulaşım ve geniş açıklıklar görülürken, güncel kareler kentsel dokudaki yoğunlaşmayı yansıtıyor. Güvenpark’taki Güvenlik Anıtı ise 1970’ten bugüne meydanın ayırt edici sembollerinden.
KORE’DE SAVAŞAN TÜRK ASKERLERİ ANITI: BELLEĞİN SÜREKLİLİĞİ
Kore Parkı’ndaki Kore’de Savaşan Türk Askerleri Anıtı, 1973 tarihli arşiv fotoğrafı ve güncel görüntüde büyük ölçüde benzerliğini koruyor. Anıt, Kore Savaşı’nda şehit olan Türk askerlerinin kahramanlığını ve hatırasını yaşatmaya devam ederek kentin kolektif hafızasında özel bir yer tutuyor.