Ankara'da dededen toruna aktarılan gelenek: Tiftik keçisi...
Ankara'nın Ayaş ilçesinde gerekli desteklerle birlikte Tiftik keçisi yetiştiriciliği dünya sahnesine taşınıyor...
Ayaş’ta yaklaşık 3 bin tiftik keçisi, kuşaklar boyunca aktarılan üretim kültürüyle yetiştirilmeye devam ediyor. Osmanlı döneminden bu yana Ankara’nın simge değerlerinden biri olan Ankara tiftiği, üreticilerin özverisiyle bugün de hem iç pazarda hem de uluslararası alanda rekabet gücü taşıyor. Dededen toruna bu mesleği sürdüren üreticiler Mesut Eroğlu ve Numan Çinkaya, tiftik keçisinin yetiştirme şartlarını, üretim sürecindeki zorlukları ve elde edilen tiftiğin kullanım alanlarını anlattı.

“15 SENE İÇERİSİNDE BU VAZİYETE GELDİK”
Mesleğin çocukluk yıllarından itibaren hayatlarının bir parçası olduğunu söyleyen Mesut Eroğlu, “5-6 yaşlarında babamın yanında başladım. Yaş 58, hâlâ devam ediyorum. Biz kuzusunu değil tiftiğini satarız. Bu yüzden sürüyü büyütmek daha kolay. Koyunla birlikte destekleyerek yaklaşık 15 senede bu noktaya geldik. Tiftik keçisi çok temiz, çok doğal bir hayvan. Zengin mera istemez, bozkırda bile kendini idame ettirir” dedi.
EN ÇOK EMEK İSTEYEN DÖNEM İLKBAHAR AYLARI
Tiftik keçisinin bakım sürecine de değinen Eroğlu, “Mart, nisan ve mayıs ayları en çok emek isteyen dönem. Hem tiftiğini alıyoruz hem oğlaklar doğuyor. O üç ay zor, geri kalan 9-10 ay ise oldukça rahat. O dönemde de verimini alıyorsun” ifadelerini kullandı.
TİFTİK, LÜKS GİYİMDEN TEKSTİLE UZANIYOR
Tiftiğin kullanım alanlarını anlatan Eroğlu, “Kazaktır, eldivendir; biz yöresel olarak bunları yapıyoruz. Dışarıda sof kumaşı üretiliyor, lüks giyim ürünlerinde kullanılıyor. Tiftiğin en önemli özelliği bakteri barındırmaması. Yıkandığında ilk günkü gibi olur. Yün, pamuk ve ipekten bu yönüyle ayrılır” diye konuştu.
SÜRÜLER NEDEN BÖLÜNÜYOR?
Keçilerin birkaç sürüye ayrılmasının nedenini açıklayan Eroğlu, “Birbirlerine üstünlük sağlamak için kafa tokuştururlar. 700’ün üzerine çıkmamaya çalışırız. En fazla bin olur. Fazlası zarar eder. O yüzden sürüyü parçalara bölerek güderiz” dedi.
“DÜNYANIN EN İYİ TİFTİĞİNİ ÜRETİYORUZ”
Devlet desteklerinin artırılmasını talep eden Eroğlu, “Dünyadaki tiftiğin geldiği noktaya bakarak bizim de pazarlarda önümüzün açılması gerekiyor. Çünkü dünyanın en iyi tiftiğini üretiyoruz. Parlaklık, elastikiyet ve saflık bakımından bizimki çok üstün” ifadelerini kullandı.
ANKARA SOFU DÜNYADA EŞSİZ
Ankara sofunun kalitesine dikkat çeken Eroğlu, “Ankara sofuyla normal sof karıştırılmamalı. Dünyada eşi yok. Sadece Hint kumaşıyla yarışabilir. Yetiştirme Ankara’da, kalite Ayaş’ta. Üretim ve lojistiğin burada olması gerekiyor” dedi.
“OSMANLI’NIN BİRİNCİ YATIRIMI TİFTİKTİ”
Yaklaşık 50 yıldır bu işi yaptığını belirten üretici Numan Çinkaya ise, “62 yaşındayım, çocukluğumdan beri bu işle uğraşıyorum. Tiftik keçisinin değeri paha biçilemez. En zor dönem kırkım ve yavrulamanın aynı zamana denk geldiği iki aylık süreçtir. Onun dışında zorluğu yok. Osmanlı’nın birinci yatırımı tiftiğin kendisiydi. Gelir kaynağıydı, gelenekti” şeklinde konuştu.