Prof. Dr. Esra Çöp: Akran zorbalığı ilkokula kadar indi
Ankara Bilkent Şehir Hastanesinden Prof. Dr. Esra Çöp, akran zorbalığının ilkokula indiğini ve dijital dünyada şiddet içeriklerinin etkili olduğunu söyledi
Ankara'nın dört bir tarafından "akran zorbalığı" haberi geliyor. Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Kliniği Şefi Prof. Dr. Esra Çöp, akran zorbalığının ilkokul düzeyine kadar indiğini söyledi. Esra Çöp, erken yaşta dijital dünyayla tanışmanın ve şiddet içeriklerine maruz kalmanın bu tabloyu beslediğini vurguladı. Açıklamalar, çocuk ve ergen ruh sağlığı açısından risklere dikkat çekti.
AKRAN ZORBALIĞI NEDEN İLKOKULA İNDİ?
Prof. Dr. Esra Çöp, akran zorbalığının çocuk ve ergenlerin ruh sağlığını tehdit eden en önemli sorunlardan biri olduğunu belirtti. Zorbalığın ilkokul düzeyinde daha görünür hale gelmesinde iki başlık öne çıkıyor: Bir yanda farkındalığın artmasıyla zorbalığın daha doğru tanınması ve daha çok dile getirilmesi, diğer yanda çocukların çok erken yaşlarda dijital içeriklerle karşı karşıya kalması.
Çöp’ün değerlendirmesine göre çocuklar, şiddetin anlamını ve sonuçlarını tam kavrayamadıkları yaşlarda şiddet içeren içeriklere maruz kalabiliyor. Ekran süresi arttıkça, gerçek ile kurgu arasındaki farkı ayırt etmekte zorlanan çocuklar bazı davranışları “oyun gibi” algılayabiliyor ve bunu okul ortamına taşıyabiliyor. Bu durumda, yapılan davranışların doğuracağı gerçek sonuçları öngörmek de zorlaşıyor.
OKULLARDA DİSİPLİN VE ÖNLEME PROGRAMLARI
Prof. Dr. Çöp, ilkokul ve ortaokul disiplin yönetmelikleri ile lise disiplin yönetmelikleri arasında farklar bulunduğunu hatırlattı. Bu farklılıklar nedeniyle, çocukların sergilediği davranışların sonuçlarına karşılık okul sisteminde hazır ve yaygın programların her zaman yeterli kalmadığını ifade eden Çöp, bu alanda bir boşluk olduğunu söyledi. Çöp’e göre söz konusu boşluğun doldurulması, akran zorbalığını önlemede etkili bir adım olacak.

BEYİN GELİŞİMİ VE KARAR VERME
Çöp, çocukların beyin gelişimi henüz tamamlanmadığı için karar verme mekanizmaları ile neden-sonuç ilişkisi kurma becerilerinin yeterince gelişmediğini vurguladı. Bu nedenle hem ebeveynlerin hem de okulun daha fazla rehberlik sunması gerekiyor. Rehberlik, yalnızca “kural koyma” ile sınırlı kalmadan, davranışın etkisini anlama, duyguları düzenleme ve sağlıklı iletişim kurma gibi alanları da kapsıyor.
ZORBALIĞIN UZAMASI HANGİ BELİRTİLERE YOL AÇIYOR?
Prof. Dr. Çöp, zorbalık uzun sürüp kronikleştiğinde zorbalığa uğrayan çocuklarda belirgin sorunların görülebileceğini söyledi. Zorbalık okul ortamında yaşanıyorsa okula gitmek istememe davranışı ortaya çıkabiliyor; derslerde gerileme, sabahları kalkmak istememe, arkadaşlardan uzaklaşma ve içe kapanma gibi belirtiler sık görülüyor. Çöp, uzun sürdüğü durumlarda intihara varan ciddi sorunların da ortaya çıkabileceği uyarısında bulundu.
Zorbalığa eşlik edebilen fiziksel şikâyetlere de dikkat çeken Çöp, karın ağrısı ve baş ağrısı gibi yakınmaların görülebileceğini belirtti. Ailelerin özellikle ani davranış değişikliklerini, okula karşı isteksizliği ve ders başarısındaki belirgin farklılıkları ciddiye alması gerekiyor.
SİBER ZORBALIĞIN “SUSKUNLUK” ETKİSİ
Çöp, çocukların ve ergenlerin yaşadıklarını çoğu zaman ailelerine söylemekte çekindiğini, bunun siber zorbalıkta daha da belirginleştiğini ifade etti. Bazı çocuklar, durumu anlatırlarsa ailelerinin kendilerini kısıtlayacağını, telefonlarını alacağını ya da bilgisayar kullanımına izin vermeyeceğini düşünüp susabiliyor. Ergenler ise anlaşılmayacaklarını düşünebiliyor.

Öğretmenlere söylemekten çekinmenin de çeşitli nedenleri olduğuna işaret eden Çöp, “ispiyoncu” olarak görülme korkusu, güçsüz görünme endişesi veya etiketlenme kaygısının öne çıktığını aktardı. Zorbalık yapan kişilerin çocuklara ya da ailelerine zarar vereceğine yönelik tehditlerinin de çocukları korkutabileceğini söyleyen Çöp, bu yüzden yaşananların hemen paylaşılmadığını belirtti.
AİLELER NE YAPMALI?
Prof. Dr. Çöp, ailelerin eleştirmeden, açık ve güvene dayalı bir iletişim kurmasının çocukların kendilerini daha rahat ifade etmesini sağladığını söyledi. Çocuğu suçlayan, küçümseyen ya da doğrudan cezaya yönelen tepkiler yerine, dinleyen ve güven veren bir yaklaşımın daha etkili olacağını belirtti.
OKUL VE AİLE İŞ BİRLİĞİ
Prof. Dr. Çöp, akran zorbalığının yalnızca ailenin ya da yalnızca okulun sorumluluğunda görülemeyeceğini, konunun sistemsel bir sorun olarak ele alınması gerektiğini kaydetti. Aile ve okul iş birliğinin güçlü kurulması gerektiğini belirten Çöp, okul kuralları, arkadaş ilişkileri, sosyal ilişkiler ve duyguları yönetme başlıklarında hem ailelerin hem de okuldaki rehberlik birimlerinin donanımlı olması gerektiğini ifade etti.
Çocuklara akran zorbalığının ne olduğunun anlatılması, böyle bir durumla karşılaştıklarında kimlere başvurabileceklerini ve hangi adımları atabileceklerini net biçimde bilmeleri de öne çıkan başlıklar arasında yer aldı. Çöp, çocukların sıkıştıklarında kimlerden ve nasıl yardım alacaklarını bilmesi için güvenebilecekleri bir sistemin kurulmasının önemini vurguladı.