Ankara Üniversitesi, iklim değişikliğine dirençli türleri araştırıyor

Ankara Üniversitesi, iklim değişikliği ve küresel ısınmanın etkilerine karşı tarımda en verimli türleri belirlemek üzere genetik temelli araştırmalar yürütüyor. Agrigenomik Hub çatısı altında yapılan çalışmalarla Türkiye'nin iklimine en uygun bitki ve hayvan türleri seçiliyor.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE UYUMLU TÜR SEÇİMİ

Ankara Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren ve kısa adı Agrigenomik Hub olan Hayvan ve Bitki Genomik Araştırma İnovasyon Merkezi, iklim değişikliğine karşı tarımsal dayanıklılığı artırmayı hedefliyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın “Rekabetçi Sektörler Programı” kapsamında 2017 yılında kurulan merkezde, bitki ve hayvanların fizyolojik süreçleri incelenerek genetik yapıları detaylı biçimde analiz ediliyor.

GENETİK MÜDAHALE OLMADAN EN UYGUN TÜRLER BELİRLENİYOR

Merkezin direktörü Profesör Doktor Emre Keskin, “Amacımız, Türkiye'nin iklim koşullarına en uygun, en verimli türleri belirlemek. Herhangi bir genetik müdahalede bulunmadan, doğal olarak mevcut türler arasından seçim yaparak, tarımsal üretime destek sağlıyoruz” dedi. Keskin, Türkiye’nin yanı sıra Orta Doğu, Avrupa, Kafkasya, Güney Amerika ve Asya ülkeleriyle de iş birlikleri yürüttüklerini belirtti.

BUĞDAYDAN ARPAYA, GENETİK ANALİZLER DEVAM EDİYOR

Tarım ve Orman Bakanlığı ve TAGEM ile ortak projeler yürüten merkezde, özellikle buğday ve arpa gibi tarla bitkilerinin genetik yapıları çıkarılıyor. Bu sayede, değişen iklim koşullarına daha dayanıklı, verimli ve kaliteli ürünler geliştirilmesi hedefleniyor. Profesör Keskin, bu çalışmaların kuraklık başta olmak üzere çevresel tehditlere karşı Türkiye tarımına önemli katkılar sunacağını ifade etti.

TR.AQUA PROJESİYLE SU ÜRÜNLERİNDE YENİ NESİL YAKLAŞIM

TR.AQUA Projesi kapsamında Türkiye'nin en büyük yüksek teknoloji platformlarından birini yönettiklerini belirten Agrigenomik Hub Direktörü Prof. Dr. Emre Keskin, özellikle levrek balığı üretiminde Türkiye’nin Avrupa birincisi, dünya ikincisi olduğunu hatırlattı. “Avrupa’da yenilen her 10 levrekten 9’u Türkiye’den gidiyor” diyen Keskin, balık çiftliklerinde ekosistem dostu, daha az yem tüketen ve düşük oksijenle hayatta kalabilen türlerin genetik olarak seçildiğini söyledi.

MOLEKÜLER EKOLOJİYLE BİYOÇEŞİTLİĞE KATKI

Agrigenomik Hub’ta sadece tarım değil, biyoçeşitliliğin korunmasına yönelik moleküler ekoloji çalışmaları da yürütülüyor. Anadolu’nun endemik ve tehlike altındaki türleri için çeşitli projeler geliştirdiklerini ifade eden Prof. Dr. Keskin, “Çizgili sırtlanlar gibi nadir türler üzerinde dışkıdan diyet analizi yaparak popülasyon çalışmaları yürütüyoruz. Türkiye’nin en kapsamlı kuş tüyü bankası da burada bulunuyor” dedi.

SİYEZ BUĞDAYLARIYLA İKLİME DAYANIKLI TARIM MODELİ

Tarım alanındaki örneklerden biri olarak siyez buğdaylarını ele aldıklarını belirten Keskin, buğdayın farklı iklim koşullarındaki verimliliğini araştırdıklarını aktardı. “Amaç, minimum sulama ile maksimum ürün verimi sağlayacak genetik özellikteki siyez türlerini tespit etmek” dedi.

GELECEĞE DOKUNAN ARAŞTIRMALAR

Ankara Üniversitesi Agrigenomik Hub’ın, tarımda verimliliği artırmanın yanı sıra çevresel etkileri azaltmaya ve tehdit altındaki türleri korumaya yönelik yaptığı çalışmalar, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelesinde önemli bir bilimsel dayanak oluşturuyor.