Mumyanın laneti gerçek mi? Tutankhamun’un mezarı açıldıktan sonra yaşanan esrarengiz ölümler

1922’de açılan Tutankhamun’un mezarı, sadece arkeoloji tarihini değil, aynı zamanda lanet söylentilerini de başlattı. Peki, arka arkaya gelen ölümler tesadüf müydü?

ZDA
Zeliha Demirci Aktaş Editör
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Mumyanın laneti gerçek mi? Tutankhamun’un mezarı açıldıktan sonra yaşanan esrarengiz ölümler
ZDA
Zeliha Demirci Aktaş Editör

TUTANKHAMUN’UN MEZARI

1922 yılında Mısır’ın Krallar Vadisi’nde İngiliz arkeolog Howard Carter ve finansörü Lord Carnarvon, tarihin en büyük arkeolojik keşiflerinden birine imza attı: Tutankhamun’un neredeyse bozulmamış mezarı ortaya çıkarıldı. Genç firavunun mezarında, binlerce yıllık paha biçilemez hazineler, altın maskesi ve mumyalanmış bedeni yer alıyordu.

Ancak bu keşiften kısa bir süre sonra, ekibe dahil olan bazı kişilerin esrarengiz ve zamansız ölümleri, halk arasında “Firavun’un Laneti” efsanesini doğurdu.

TUTANKHAMUN’UN MEZARI LANETLİ Mİ?

İlk ölüm, mezarın açılmasından sadece birkaç ay sonra yaşandı. Mezarı finanse eden Lord Carnarvon, sivrisinek ısırığı sonrası gelişen enfeksiyon nedeniyle 1923’te hayatını kaybetti. Ölümünün ardından Kahire’de elektriklerin aniden kesilmesi ve aynı anda İngiltere’deki köpeğinin uluyarak ölmesi, söylentileri daha da alevlendirdi.

Bazı öne çıkan ölümler:

•    George Jay Gould I (Amerikalı milyoner): Mezar ziyaretinden sonra ateşlenip öldü.

•    Aubrey Herbert (Carnarvon’un üvey kardeşi): Göz hastalığı nedeniyle öldü, bazıları mezardan taşınan lanetli objelerle temas kurduğunu iddia etti.

•    Archibald Douglas Reid (mumyanın röntgenini çeken doktor): Röntgen işlemi sonrası aniden rahatsızlandı ve kısa sürede yaşamını yitirdi.

•    Hugh Evelyn-White (mezarda görev alan arkeolog): 1924’te intihar etti, geride “bir lanet tarafından takip edildiğini” yazdığı bir mektup bıraktı.

20 yıl içinde mezarla doğrudan ilişkili olan 20’den fazla kişinin farklı nedenlerle hayatını kaybetmesi, kamuoyunda bu olayların basit bir rastlantı olmadığına dair inancı pekiştirdi.

LANET YOK, AMA MİKROPLAR VAR

Bilim insanlarına göre bu ölümler, lanetle açıklanabilecek doğaüstü olaylar değil. 2002 yılında yapılan bir çalışmada, mezarların havasında Cladosporium ve Aspergillus gibi toksik mantar türlerinin bulunduğu açıklandı. Bu sporlar, özellikle bağışıklık sistemi zayıf bireylerde ölümcül solunum enfeksiyonlarına yol açabiliyordu.

Ayrıca, mezarda kullanılan mumyalama malzemelerinin bazıları, binlerce yıl sonra bile zehirli gazlar üretmiş olabilir. Bu teoriler, söz konusu ölümlerin arkasında biyo-kimyasal nedenler olabileceğini destekliyor.

TUTANKHAMUN’UN LANETİ 

Tutankhamun’un laneti sadece bilim dünyasında değil, popüler kültürde de büyük yankı uyandırdı. 1930’lardan itibaren Hollywood, “Mumya” temalı korku filmleriyle bu efsaneyi besledi. Bu da halkın lanet efsanesine olan ilgisini sürekli canlı tuttu.

Mısır hükümeti ise yıllar boyunca lanet söylentilerine karşı durmaya çalıştı. Çünkü bu tür söylentiler, hem arkeolojik çalışmaları hem de turizmi olumsuz etkileyebiliyordu.

MEZARA DOKUNMANIN BEDELİ Mİ, MEDYANIN GÜCÜ MÜ?

Tutankhamun’un mezarıyla ilişkili ölümlerin bir kısmı tıbbi olarak açıklanabiliyor olsa da, olayların zamanlaması ve sayısı akıllarda soru işareti bırakmaya devam ediyor. Psikolojik etkiler, toplumsal algı ve medya manipülasyonu, lanetin yayılmasında önemli rol oynadı.

Bugün bile bazı Mısır müzelerinde görev yapan rehberler, “lanetli objelere” dokunmamaları için ziyaretçileri uyarıyor.

Yorumlar

Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.
Sonraki Sayfa