CHP'de son dönemde yaşanan “yolsuzluk” ve “şaibeli kurultay” iddiaları hem parti içi çatışmaları hem de toplumsal güveni sarsan gelişmeleri beraberinde getirdi. Açılan davalar, verilen ifadeler, karşılıklı suçlamalar…
Bunların hangisi itiraf, hangisi iftira? Şimdilik bunu kestirmek zor. Türkiye, geçmişte kumpas davalarında “itiraf” diye alkışlayanların 15 Temmuz Darbe Girişimi yaptığını ve iftiraya uğrayanların yıllar sonra aklandığını acı biçimde tecrübe etti.
Bu nedenle bugün yaşananları anlamlandırmak ve doğru bir çerçeveye oturtmak için zamanın süzgecine ihtiyaç var.
*
Adalet Duygusunun Zedelenişi
İktidarın, ülke iç huzuru ve güvenliği için daha dikkatli olması gerekirken, CHP içindeki krizin derinleşmesine adeta eşlik etmesi, vatandaşta adalet duygusunu daha da zayıflatıyor.
Gazetecilere dava açılması, Sözcü ve Halk TV’ye verilen 10 günlük karartma cezası ve bu kararın yargı tarafından durdurulması, toplumda adalet, güven, özgürlük duygusunu zedeledi.
Sadece CHP seçmeni değil, siyasi görüşü ne olursa olsun toplumun neredeyse tamamında bu ortamda “adalet duygusunun” artık hissedilmediğini dile getiriyor.
İktidarın bu algıyı yıkıp olumluya çevirmesi için tavrını biraz yumuşatması ve algıyı olumluya çevirecek adımlar atması gerekiyor.
*
Yargının Siyasallaşması: Karşılıklı Bir Sarmal
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatlarının bu kadar çok sayıda kişiye dava açması, özellikle böyle bir siyasi atmosferde daha fazla gerilim yaratıyor.
CHP ise davaların siyasallaştığından şikâyet ederken, kendi içinden gelen açıklamalarla da bu süreci siyasal bir kriz haline getiriyor. CHP'den gelen her açıklama, her sosyal medya paylaşımı, her iddia, yargı süreçlerine gölge düşürebiliyor.
Bu karşılıklı tırmanış, sadece hukukun değil Türkiye'deki siyasetin çökeceği bir kavganın izlerini taşıyor.
*
CHP’li belediyelere yönelik yolsuzluk iddialarında genel olarak “kaynak aktarımı” ve “ihale usulsüzlüğü” gibi temalar öne çıkıyor. Gözaltılar genellikle 24-48 saat sürerken, tutuklama yalnızca birkaç isimde uygulandı. Bazı dosyalarda delil yetersizliği eleştirilirken, soruşturmaların zamanlaması ve medya üzerinden yansıtılış biçimi kamuoyunda yargıya güveni daha da zedeliyor.