Psikolojide Barnum etkisi denilen bu yanılgı, astrolojinin en büyük gücü olabilir.
Astroloji son yıllarda hayatımızın neredeyse her köşesine sızdı. Sosyal medyada burç yorumları, retro gezegenler ya da “hangi burç hangi burçla anlaşır” listeleriyle karşılaşmamak imkânsız. Eskiden gazetelerin arka sayfalarında ufak tefek köşelerde yer bulan bu yorumlar, artık gençlerin sohbetlerinin bile parçası haline geldi.
Oysa astroloji yalnızca bugünün merakı değil. Mezopotamya’da gökyüzü gözlemleriyle başlayan süreç, Antik Yunan’da felsefeyle birleşti. Çin’de Ejderha ve Kaplan burçları hâlâ kültürel öneme sahip. Hindistan’da Vedik astroloji, evliliklerden iş seçimlerine kadar ciddiyetle dikkate alınıyor. Osmanlı’da da “müneccimbaşı” unvanlı kişiler sarayda gökyüzünü yorumlardı. Yani astroloji yüzyıllardır farklı kültürlerin ortak dili olmuş.
Bilim ise başka şey söylüyor. 1985’te fizikçi Shawn Carlson’un yaptığı deneyde astrologlardan kişilerin doğum haritalarını doğru kişilerle eşleştirmeleri istendi, sonuç şanstan öteye geçmedi. Psikoloji ise bu ilgiyi Barnum etkisi ile açıklıyor: İnsanlar genel ifadeleri kendilerine özelmiş gibi algılamaya eğilimli.
Örneğin “Önümüzdeki günlerde yeni bir fırsat karşına çıkabilir”, “Bu hafta ilişkilerinde küçük yanlış anlaşılmalar olabilir”, “Yakın zamanda iş veya para konularında beklenmedik bir gelişme yaşayabilirsin” ya da “Sağlıkla ilgili ufak tefek konulara dikkat etmekte fayda var” gibi cümleler neredeyse herkese uyabilir. Ama biz bunları okuduğumuzda, “tam bana göre” hissine kapılırız. İşte burç yorumlarının cazibesi biraz da buradan geliyor.
Türkiye’de astrolojiye bakış da çok katmanlı. 1990’larda televizyon çağının başında astroloji hatları günde on binlerce çağrı alıyordu. Yıllar sonra yapılan bir ankette katılımcıların yalnızca küçük bir kısmı astrolojiyi “çok ciddiye aldığını” söylerken, çoğunluk onu daha çok “sohbetlik” gördüğünü belirtiyor. Dünya genelinde de tablo benzer: ABD’de yetişkinlerin dörtte biri astrolojiye inanıyor, diğerleri ya mesafeli ya da kararsız.
Peki neden bu kadar popüler? Belirsiz bir çağda yaşıyoruz. Ekonomi, ilişkiler, iş hayatı… Her şey hızla değişiyor. İnsanlar yön arıyor. Astroloji kesin cevaplar vermese de bir dil sunuyor. Örneğin pandemi döneminde insanlar belirsizlik içinde burç yorumlarına daha fazla yöneldi. Günümüzde de işsizlik, ilişkilerdeki karmaşıklık ve gelecek kaygısı astrolojiyi cazip hale getiriyor. Bunun yanında astroloji, sohbet açmak için de kullanılıyor. “Sen hangi burçsun?” sorusu çoğu kez tanışmalarda ilk cümle haline geldi. Bir de eğlence tarafı var: sosyal medyada burçlarla ilgili espriler, caps’ler, listeler hızla yayılıyor.
Kısacası astroloji; biraz rehber, biraz sohbet açıcı, biraz da eğlencelik olduğu için popüler.
Astroloji geleceği kesin olarak söylemez. Ama insanlara düşünmek, hissetmek, kendini tanımak için bir araç sunabilir. Önemli olan, yıldızların bize ne söylediği değil; biz yıldızlara bakarken kendimizden ne anladığımızdır.