VIP Yolu, YHT ve Nüfus Patlaması: Etimesgut'u Sıkıştıran Üçlü

YAYINLAMA
07 Aralık 2025 23:50
GÜNCELLEME
08 Aralık 2025 00:04

Sabah 7.10’da Bilkent Şehir Hastanesi’ndeki randevuma yetişmek için Etimesgut dolmuşuna bindim. “Bindim” diyorum ama sığdım mı, o hâlâ tartışılır. Etimesgut’ta sabah saatlerinde gerçek bir alternatif olmadığı için, özellikle şehir hastanesine gidecekler açısından dolmuş artık her günün kaçınılmaz bir şehir ritüeline dönüşmüş durumda.

Daha kapılar kapanmadan trafik başladı. Eskişehir Yolu’nda VIP Havalimanı yolundaki düzenleme nedeniyle yan yol tamamen kapatılmış, gidiş–geliş trafiği tek şeride düşürülmüştü. Ankara’nın batı koridorunun en işleyen arterlerinden biri, sabah saatinde adeta nefessiz kalıyordu.

Normal koşullarda 20 dakikada varacağım yolun daha ilk 10 dakikasında ilerleyemeyeceğimizi anlamıştım. Ancak asıl gerilim, dolmuş şoförünün aşırı kalabalık nedeniyle yaklaşan denetim noktasından kaçınmaya çalıştığı anda başladı. Ceza riskini göze almak istemeyen şoför, güzergâhtan sapmaya başladı. O an aklıma Kemal Sunal’ın “Atla Gel Şaban” filmindeki meşhur dolmuş sahnesi geldi; istemsizce güldüm.

Bir sapıyoruz, iki sapıyoruz…

Her keskin dönüşte dolmuşun içindeki homurdanmalar büyüyor. Derken cam kenarında oturan bir amca dayanamadı:

Ne yapıyorsun şoför? Aynı yerden üç kere geçirdin bizi!”

Şoförün cevabı da klasik bir Ankara refleksiydi:

“Özür dilerim, bir hata yaptım.”

Ancak amca söylenmeye devam edince şoför bu kez,

“Ama tepemi attırmayın, bırakırım sizi burada!”

diye çıkıştı.

Bir anda herkes sustu. Çünkü sabah trafiğinde bir tartışma büyürse, o dolmuşun hiç ilerleyemeyeceği kesindi. Üstelik Ümitköy durağı da es geçilmişti. Şoför, “Parasını vereyim, bakanlığın orada inin, metroyla bir durak gidin,” diyerek durumu çözmeye çalıştı. Teyze ise haklı olarak sordu:

"Peki nasıl gideceğim?”

Neyse ki Ümitköy yolcusu bir kişiydi. Ya daha fazla olsaydı, sabah trafiği büyük bir tartışmaya dönüşebilirdi.

Trafik Etimesgut’taki kadar kilit olmasa da ağırdı. Sonuç olarak 8.30’daki randevuma 10 dakika geç kaldım.

Ama asıl mesele geç kalmak değildi.

O an fark ettim ki bu yaşanan, yalnızca kişisel bir sabah stresi değil; Etimesgut’un artık taşıyamadığı bir nüfusun, tamamlanmamış altyapıyla her gün karşı karşıya gelişinin canlı bir örneğiydi.

***

ETİMESGUT NEDEN KİLİTLENİYOR? SORUN BİR SABAHIN ÖFKESİ DEĞİL, YILLARIN BİRİKİMİ

Etimesgut trafiği, tek bir kazanın, tek bir şerit daralmasının veya tek bir yol çalışmasının sonucu değil. Bu bölge, Ankara’nın son yıllarda en hızlı büyüyen yaşam koridorlarından biri hâline gelirken; ulaşım altyapısı, bu büyümeye eşlik edecek hızda genişlemedi.

Bugün yaşanan kronik sıkışıklık; hızlı kentleşme, devam eden mega projeler, az sayıdaki alternatif aks ve toplu taşıma entegrasyonunun yetersizliği gibi birden fazla faktörün birleşiminden oluşuyor.

***

1) Devam Eden Altyapı Projeleri: Şehrin Nabzını Yavaşlatan Ana Etken

Ankara–İzmir Yüksek Hızlı Tren (YHT) hattının Etimesgut geçişi, bölgenin hareket kabiliyetini belirleyen en kritik unsur hâline geldi. Yol daralmaları, kapatmalar ve geçici düzenlemeler, sabah ve akşam yoğunluğunu doğal hâline dönüştürdü.

İstasyon Caddesi çevresindeki alt/üst geçit modernizasyonu da bu tabloya eklenince sonuç net:

Etimesgut, aynı anda iki büyük altyapı projesinin baskısı altında.

Bu yüzden sabah yoğunluğu rastlantı değil; yapısal bir tıkanma.

***

2) VIP Havalimanı Yolu Çalışması: Günlük Trafiği Kilitleyen En Görünür Neden

Son haftalarda bölge trafiğini daha da ağırlaştıran en belirgin etken, VIP Havalimanı için kazı çalışması. Yan yolun tamamen kapatılması ve gidiş–geliş şeritlerinin tek şeride düşmesi, sabah saatlerinde zincirleme bir tıkanma yaratıyor.

Bu müdahale yalnızca Eskişehir Yolu’nu değil, Bağlıca bağlantısından Eryaman’a kadar geniş bir hattı etkiliyor. Dolmuşta yaşanan “aynı yerden üç kez geçme” tartışması da bu daralmanın sahadaki en sade yansımasıydı.

***

3) Nüfus Artışı ve Ulaşım Arzının Uyumsuzluğu

Eryaman, Bağlıca ve Elvankent, Ankara’nın son on yılın en hızlı büyüyen konut alanları.

Yeni yaşam bölgeleri çoğaldı; ancak yollar, kavşaklar ve toplu taşıma kapasitesi aynı hızla büyümedi.

Etimesgut bu nedenle Ankara’nın batı koridorunda bir tür “HUNİ” işlevi görüyor:

Ne kadar araç girerse girsin, çıkış kapasitesi değişmiyor.

***

4) Dolmuş–Minibüs Sisteminin Talebi Karşılayamaması

Dolmuşların tıklım tıklım olması ve şoförlerin denetim baskısıyla güzergâh değiştirmek zorunda kalması bireysel bir tercih değil; bu sistemsel bir kapasite sorunu.

1990’ların dolmuş modeli, 2025’in Etimesgut nüfusunu taşımaya yetmiyor.

***

5) Eskişehir Yolu’na Aşırı Bağımlılık

Ankara’nın batı yakası tek bir arterle nefes almaya çalışıyor:

D-200 / Eskişehir Yolu.

Bu kadar kırılgan bir modelde:

- bir şerit daralması,

- bir yan yol kapatılması,

- bir çalışma uzaması

tüm ilçeyi durdurmak için yeterli oluyor.

***

6) Alternatif Yol Eksikliği

Etimesgut–Eryaman hattını merkeze bağlayan geniş, paralel arterlerin yetersizliği, yoğunluğu belirli noktalarda sıkıştırıyor. Planlama literatüründe bu durum “yapısal tıkanma” olarak tanımlanır.

***

7) Ulaşım Talebini Artıran Yeni Merkezler

Bilkent Şehir Hastanesi, kamu kampüsleri, yeni konut projeleri…

Bölgedeki araç talebi sürekli arttı; ancak bu talebi karşılayacak kapasite artışı gerçekleşmedi.

***

8) Veriye Dayalı Planlama Eksikliği

Nüfus hareketi ve ulaşım kapasitesi birlikte okunmadan yapılan kentleşme, bugünkü tabloyu kaçınılmaz kılıyor. Artık trafik bir “sürpriz” değil; sistemin doğal davranışı.

***

Peki Etimesgut Trafiği Ne Zaman Rahatlayacak?

Ulaştırma Bakanlığı’nın açıkladığı proje takvimi, Etimesgut’un ne zaman nefes alacağına dair önemli bir çerçeve sunuyor.

Ankara–İzmir YHT hattının Ankara–Afyon bölümünün 2026’da tamamlanması, bölgedeki şantiye yükünün büyük kısmını azaltacak. Yol daralmalarının, geçici düzenlemelerin ve kapatmaların önemli bölümü bu aşamayla birlikte normale dönebilecek.

Hattın tamamının 2027’de hizmete alınması, Etimesgut’taki geçici düzenlemelerin kalıcı yol, köprü ve bağlantılara dönüşmesi anlamına geliyor.

Bu nedenle bölge açısından en gerçekçi öngörü şöyle:

- 2026: İlk hissedilir rahatlama yılı

- 2027: Kalıcı çözümlerin devreye girmesi

***

Etimesgut Trafiği Bir Gecede Değil, Bir Takvimle Düzelecek

Bugün yaşanan sıkışıklık, bireysel hatalardan değil; hızlı kentleşme ile büyük altyapı projelerinin aynı koridorda kesişmesinden doğan yapısal bir sorun.

Bu tablo, 2026 ve 2027’ye kadar etkisini göstermeye devam edecek gibi görünüyor.

Gerçek rahatlama, projelerin tamamlanmasına ve alternatif aksların güçlendirilmesine bağlı.

Yorumlar (1 yorum)
Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Okur 2 hafta önce Etimesgut trafiğinin düzeleceğine hiç inanmıyorum. Ankara trafiği içinden çıkılmaz hale geldi. Hala Mansur diye ölmeye devam etsinler.