Türkiye'nin etkisi İsrail'in hareket alanını daraltıyor
Tel Aviv’in korkusu; hem kontrolü hem meşruiyeti kaybetmek(ki işlediği savaş suçları ve soykırımla zaten kaybetti)
GÜVENLİK DOKTRİNİ:EGEMENLİK ALANI ENDİŞESİ
Tel Aviv’in temel refleksi, Gazze’yi tamamen kendi askerî denetiminde tutmak. Hatta o bölgeden Filistinlileri zorla göç ettirmek.
Türkiye’nin garantör, gözlemci veya insani koridor yöneticisi olarak sürece dâhil olması, İsrail açısından “egemenlik alanına müdahale” anlamına geliyor.
Netanyahu’nun “Gazze’nin güvenliğini yalnızca İsrail sağlar” sözü, bu korkunun özetidir.
HAMAS GEÇMİŞİ: TARAFSIZLIK ALGISININ ZEDELENMESİ
İsrail, Türkiye’yi “arabulucu” değil “karşı taraf” olarak görüyor.
Ankara’nın Hamas’la yıllardır süren teması, Tel Aviv’de güven bunalımı yaratıyor.
İsrail basınına göre; Türkiye’nin sürece girmesi, “Hamas’ın diplomaside meşrulaşması” anlamına gelir — bu yüzden de veto edilmiştir.
TARİHSEL ARKA PLAN: OSMANLI’NIN GÖLGESİ, İSRAİL’İN KORKUSU
Gazze ve Kudüs, Osmanlı döneminde 400 yıl boyunca barış ve refahın simgesiydi.
Filistin halkı hâlâ o dönemi “en huzurlu yıllar” olarak anıyor.
İsrail’in korkusu, Türkiye’nin bu tarihsel mirasla yeniden sahaya dönmesidir.
Çünkü Türkiye bölgeye girerse, sadece bir devlet değil; NATO, Türk Devletleri Teşkilatı ve İslam dünyası ümmetleri ve dünyanın vicdanı da girmiş olur.
Ve maskelediği tüm gerçekler gün yüzüne çıkar.
İsrail, bu durumda dilediği gibi “ihlal” yapamayacağını biliyor.
Bu yüzden yıllardır Kudüs’teki Osmanlı izlerini — medreseleri, çeşmeleri, kitabeleri — görünmez kılmaya çalışıyor.
Tarihsel meşruiyeti silmeye çalışan İsrail, bugünün diplomatik meşruiyetini korumaya çabalıyor.
BÖLGESEL DENGE: ANKARA ETKİSİNİ SINIRLAMA ÇABASI
Gazze’nin yeniden inşasında Türkiye, Katar ve Mısır doğal rakip konumda.
Ancak Türkiye’nin yükselen “insani diplomasi dili”, İsrail’in güvenlik merkezli söylemini gölgeliyor.
Tel Aviv, Türkiye’nin bölge halkları arasında yeniden güvenin, özgürlüğün ve kurtuluşun adresi haline gelmesinden rahatsız.
Kısacası, İsrail Türkiye’nin yarattığı ve Gazze’ye girdiği andan itibaren yaratacağı etkiden korkuyor.
BATI MİMARİSİ VE İÇ SİYASET BASKISI
ABD–İngiltere ekseni Gazze sonrası planı Batı merkezli bir mimariyle yürütüyor.
Türkiye’nin bağımsız çizgisi bu yapıya sığmıyor.
Ayrıca Netanyahu hükümeti, Türkiye’nin dâhil olmasının İsrail kamuoyunda “zayıflık” algısı yaratmasından çekiniyor.
Bu yüzden Tel Aviv, dış politikayı iç siyasete kurban ediyor.
MAVİ MARMARA’NIN GÖLGESİ
2010’daki Mavi Marmara baskını, iki ülke ilişkilerinde görünmez bir sınır çizdi.
İsrail kamuoyunda hâlâ “Türkiye Gazze’nin tarafıdır” algısı kırılmadı.
Yani tarafsızlık konusundan öte rakip olarak görüyor.
Türkiye’nin “vicdan diplomasisi”, İsrail’in söylem üstünlüğünü kırıyor.