Göz kapaklarının ardındaki oda

YAYINLAMA
19 Mayıs 2025 17:54
GÜNCELLEME
19 Mayıs 2025 18:00

Gözlerini her kapattığında oraya dönüyorsun. Bunu fark etmiyorsun belki ama her gece, zihninin derinliklerinde o odaya çağrılıyorsun. Bazen bir rüya gibi, bazen sadece tuhaf bir huzursuzluk hissiyle. O oda senin içinde var. Ne kapısı var ne penceresi ama bir kez içine girince, çıkamayacağını biliyorsun. Bir mahkumiyet değil bu. Daha çok bir yüzleşme alanı.

İçeri girdiğinde seni saran karanlık, boşluk değil. Hatırlamadığın ama unutamadığın her şey.

Zemindeki ayak sesleri

O odada zaman işlemiyor. Ama geçmişin izleri adım adım dolaşıyor. Unuttuğunu sandığın bir çocukluk anısı… Konuşulmayan bir kavga… Sessizce içine attığın bir gözyaşı… Hepsi orada. Duvarlarda gölgeler var, tanıdık yüzler ama hiçbiri konuşmuyor. Sadece seni izliyorlar. Bazıları seni affetmemiş. Bazılarını sen affedememişsin.

Odanın zemininde ayak sesleri yankılanıyor. Kimin ayakları? Belki terk ettiklerin. Belki kendin.

Uyanmadan önceki titreme

Zaman zaman uyanmadan hemen önce bir titreme hissediyorsun. Bir düşüş gibi. Sanki o odadan kaçmaya çalışmışsın, ama başaramamışsın. Uyanıyorsun.

Terli bir yastık, hızla atan bir kalp, neye ait olduğunu tam kestiremediğin bir sıkıntı. Gün boyu peşini bırakmıyor. İş yerinde, yolda, yemek sırasında… O his orada. Bir şeyin eksik olduğu duygusu. Bir şeyin seni izlediği sezgisi...

Bastırılanın dirilişi

O oda, görmemeyi seçtiğin her şeyle dolu. İçinde bastırdığın öfke, söylemekten korktuğun sözler, bir zamanlar hissettiğin ama hiç açığa çıkarmadığın duygular…

Hepsi orada, canlı. Her gece göz kapakların kapanırken, onlar uyanıyor. İçlerinden bazıları seni dürtüyor. Bazıları sadece sessizce izliyor. Ama bazıları konuşuyor. Ve söyledikleri hep aynı: "Biz buradayız. Sen yok saydıkça biz büyüyoruz."

Yüzleşmenin soğuk aynası

Oda senin içindir, ama sana ait değildir. Çünkü oraya her girdiğinde kendinle değil, kendinden kaçırdıklarınla karşılaşıyorsun. Aynada gördüğün yüz senin, ama daha soluk, daha yorgun, daha kırgın. Konuşmuyorsunuz. Çünkü orada kelimeler değil, pişmanlıklar konuşur.

Bir şey söylemeden hissedersin: “Keşke daha cesur olsaydım. Keşke susmasaydım. Keşke orada kalmasaydım.”

Odadan taşan gölge

Uyanmak bir kurtuluş gibi gelir bazen. Ama bu sahte bir güvenliktir. Çünkü o odadan her sabah bir şey seninle birlikte dışarı çıkar. Görünmeyen bir ağırlık gibi sırtına biner. Gülümsemek zorlaşır. Konsantre olmak, bağ kurmak, mutlu olmak... Hepsi bulanıklaşır.

Çünkü odadan taşan gölge, tüm benliğine siner. Ve bilirsin, o oda seni hatırlıyordur. Sen her gece unutsan da, o seni unutmaz. Oraya her gece yeniden çağrılırsın.

Ve her gece, biraz daha derine çekilirsin. Çünkü göz kapaklarının ardındaki oda… seni senden daha iyi tanır.

Yorumlar (0 yorum)
Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.