Yaz ayları geldiğinde sosyal medya adeta renkli bir tatil kataloğuna dönüşüyor.
Bir yanda Maldivler’den deniz manzaraları, diğer yanda Ege sahillerinden gün batımları…
Herkes en güzel anlarını, en parlak filtrelerle paylaşırken, ekran başında izleyenler için görünmez bir duygu dalgası yükseliyor: Kıyaslama.
Psikologların sıkça vurguladığı bir gerçek var: İnsan zihni, başkalarının hayatını görmeye başladıkça, kendisini karşılaştırmadan duramıyor. Özellikle ekonomik sebepler, yoğun iş temposu veya kişisel koşullar nedeniyle tatile çıkamayan bireyler, bu fotoğraflar karşısında “ben de eksik miyim?” hissine kapılabiliyor. Sosyal karşılaştırma teorisine göre, bu duygu sadece anlık değil; özsaygı, memnuniyet ve mutluluk üzerinde de uzun vadeli etkiler bırakıyor.
Bir de işin “kaçırma korkusu” var. İngilizcesiyle FOMO (Fear of Missing Out). Sosyal medyada sürekli tatil karelerine maruz kalan bir kişi, kendisini hayatın dışında kalmış gibi hissedebiliyor. Araştırmalar, sosyal medya kullanımını sınırlayan insanların FOMO, kaygı ve depresyon düzeylerinde belirgin düşüş olduğunu ortaya koyuyor. Yani ekranda daha az vakit geçirmek, ruh sağlığımızı korumak için aslında sandığımızdan çok daha güçlü bir adım.
Tatil fotoğraflarının bir diğer etkisi ise “seyahat kıskançlığı.” Yapılan bir çalışmaya göre, tatil paylaşımlarını gören kullanıcıların, kıskançlık duygusu nedeniyle aynı yerlere gitme arzusu artıyor. Yani sosyal medya yalnızca hislerimizi değil, tatil planlarımızı da şekillendiren görünmez bir rehbere dönüşmüş durumda.
Oysa tatil, yalnızca kilometrelerce uzağa gitmek demek değil. Bir günlüğüne işten kopup doğada yürüyüş yapmak, sevdiğin bir arkadaşla uzun bir kahve sohbeti, hatta evde kendiyle baş başa kalabilmek de zihinsel bir tatil olabilir. Gerçek dinlenme, aslında mekânda değil; içsel huzuru bulabilme becerimizde gizli.
Belki de bu yaz kendimize şunu hatırlatmalıyız: Başkalarının tatil fotoğrafları bizim değerimizi ölçmez. Herkesin hayatı farklı, herkesin koşulları farklı. Önemli olan, bulunduğumuz yerde, elimizdeki imkânlarla huzur bulabilmek. Çünkü tatilin en güzel fotoğrafı, aslında filtrelenmemiş, yalnızca bize ait olan o içsel dinginlik anında saklıdır.