Sessiz Dünyanın Çığlığı: Filistin

YAYINLAMA
14 Eylül 2025 00:04
GÜNCELLEME
14 Eylül 2025 00:06

Bir yer düşünün; çocukların gülüşleri yerine bomba seslerinin yankılandığı, annelerin dualarının gökyüzüne barış yerine duman olarak yükseldiği… Orası Filistin. Dünyanın en eski acılarından biri, hâlâ taze bir yara gibi kanamaya devam ediyor.

Her gün haberlerde rakamlar görüyoruz: “X kişi hayatını kaybetti, Y kişi yaralandı.” O rakamların aslında birer hayat, birer hikâye, birer yarım kalmış hayal olduğunu unutuyoruz. Bir çocuğun doğum günü pastası yerine yıkılmış bir evin enkazında aradığı oyuncağı, bir annenin kaybettiği oğlunun ayakkabısına sarılışını görmezden geliyoruz.

Ve dünya? Dünya yine sessiz.

Toplantılar düzenleniyor, kınamalar yapılıyor, sosyal medyada üç gün gündem oluyor ve sonra hayatımıza devam ediyoruz. Sanki olanlar başka bir gezegende yaşanıyormuş gibi, sanki ölümler sadece haber bültenlerinin süresini doldurmak için varmış gibi…

Bir Çocuğun Gözünden Filistin

“Bu gece uyumak istemiyorum.”

Böyle söylüyor 8 yaşındaki Leyla. Çünkü uykuda bir bomba düşerse, bir daha uyanamayacağını biliyor. Oyun oynarken göz ucuyla gökyüzünü kontrol ediyor; kuş mu geçiyor, yoksa bir uçak mı? Babasının elini bırakmaya korkuyor çünkü geçen hafta elini bıraktığı anda bir patlama olmuştu.

Leyla’nın tek hayali bir gün kendi yatağında, ışığı kapatıp sadece karanlıktan korkabilmek. Ama şimdi korkusu çok daha büyük: Karanlıkta gelen bir sesin, bütün ailesini elinden alabileceği gerçeği.

Filistin’de yaşananlar sadece politik bir kriz değil, insanlığın aynaya bakıp yüzleşmek zorunda olduğu bir utançtır. Orada yitirilen her hayat, hepimizin vicdanında açılmış bir deliktir. Çocuklar büyümeden çocukluklarını kaybediyor, insanlar mezar taşlarından daha büyük bir hayali olmadan yaşıyor.

Artık şu soruyu sormanın zamanı geldi: Sessiz kalmak tarafsızlık mıdır, yoksa zulme ortak olmak mı?

Birilerinin acısını görmezden gelmek, sadece yeni acıların önünü açmaz mı?

Belki de en büyük sorun şu: İnsanlık, başkalarının dramlarını izlemekten bir çeşit seyir keyfi alıyor. Telefon ekranlarımızda akan görüntüler bir “içerik” haline gelmiş durumda. Ama gerçek şu ki Filistin’de akan kan, hepimizin ortak insanlık sınavıdır.

Bir gün bu savaş bitecek. Ama geriye ne kalacak biliyor musunuz? Yıkılmış şehirler, kayıp nesiller ve “Biz o zaman ne yaptık?” sorusunun dayanılmaz ağırlığı.

Barış sadece politikacıların değil, hepimizin talep etmesi gereken bir şeydir. Sessiz kalmayın. Çünkü bir gün sessizlik, bizim kapımızı çaldığında kimse konuşmuyor olabilir.

Yorumlar (0 yorum)
Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.