Son yıllarda çevremize dikkatlice baktığımızda bir gerçeği fark etmemek mümkün değil:
Üniversite okuyan gençlerimizin büyük bir kısmı, mezun olur olmaz rotasını yurtdışına çeviriyor. Kimisi yüksek lisans için gidiyor, kimisi daha iyi bir iş bulabilmek için. Ama ortak bir nokta var: kalıcı olarak dönmeyi düşünmüyorlar.
Peki neden?
Gelecek Kaygısı
Türkiye’de gençlerin en büyük sıkıntısı geleceğe dair belirsizlik. “İyi bir üniversite oku, çabalarsan karşılığını alırsın” cümlesi artık inandırıcılığını yitirmiş durumda. Gençler, işsizlik oranlarının yüksek olduğu bir ortamda, yıllarca emek verdikleri eğitimlerinin karşılığını alamamaktan korkuyor.
Adalet ve Fırsat Eşitsizliği
Birçok genç, kendi çabalarıyla bir yere gelebileceğine olan inancını kaybetmiş durumda. Liyakat yerine tanıdık ilişkilerinin, torpilin, siyasi görüşlerin ön plana çıkması onları başka ülkelerdeki daha adil sistemlere yöneltiyor. Orada alın terinin karşılığını alacağına, emeğinin boşa gitmeyeceğine inanıyor.
Özgürlük İhtiyacı
Gençler sadece ekonomik değil, sosyal olarak da daha özgür bir hayat arıyor. Kendini ifade edebileceği, eleştirebileceği, hayallerini korkusuzca dile getirebileceği bir ortam istiyor. Bazı gençler için yurtdışına gitmek, sadece bir “iş kapısı” değil; nefes alabilecekleri bir alan.
Yaşam Standardı
Ekonomik sıkıntılar, yükselen enflasyon, konut ve gıda fiyatlarındaki artış gençleri ciddi anlamda zorluyor. Aynı emekle yurtdışında çok daha iyi bir yaşam standardına ulaşabileceklerini görmek, bu kararı kolaylaştırıyor.
Beyin Göçünün Topluma Etkisi
Gençler gidince ne oluyor? Ülke, en nitelikli insan kaynağını kaybediyor. Tıp, mühendislik, bilim, sanat gibi alanlarda yetişmiş, yaratıcı ve üretken bireyler başka ülkelerin kalkınmasına katkı sunuyor. Oysa ki bu gençler burada kalsaydı, ülkenin gelişimine büyük katkı sağlayabilirlerdi.
Çözüm Var mı?
Evet, var. Öncelikle gençlerin sesini gerçekten duymak gerekiyor. Onlara sadece “gitmeyin” demek çözüm değil. Adil bir eğitim ve çalışma sistemi, özgürlüklerin güvence altına alınması, ekonomik istikrar ve liyakat temelli bir düzen gençleri tutabilecek en önemli faktörler.
Bugün belki bir uçak biletine sığdırdıkları umutlarıyla giden gençler, yarın bu ülkenin gelişmesi için en çok ihtiyaç duyacağımız insanlar olacak.
Sorun sadece onların gitmesi değil; bizim onları burada tutacak bir gelecek sunamamamız.