Şehrin göbeğinde, cam, beton ve asfalt arasında çocuk kahkahaları daha sessiz, sokaklarda ip atlayan daha az. Özellikle metropol kentlerde çocukların oyun alanlarına erişimi daralıyor. Bu yazıda, Türkiye’den ve dünya genelinden sayılarla bu gerçeği gösterip, çözüm yollarını da öneriyorum.
İstatistiklerle Durumun Boyutu
Türkiye’den Örnekler
Tekirdağ kent merkezinde yapılan bir çalışmada, mahalle ölçeğinde çoğu mahallede çocuk oyun alanı miktarı oldukça düşük. 15 mahalleden sadece 3’ünde çocuk oyun alanı kişinin başına düşen alan yönünden 1 m²’den fazla, 9 mahallede 1 m²’den az, 3 mahallede ise hiç oyun alanı olmadığı tespit edilmiş. Kent ölçeğinde çocuk başına düşen oyun alanı miktarı ise 0,556 m²/kişi olarak belirlenmiş.
Bartın kentinde de kişi başına düşen oyun alanı normlarının oldukça altında; 2003'te Kent Merkezinde kişi başına düşen oyun alanı yaklaşık 0,38 m²/kişi olarak ölçülmüş.
Didim (Aydın) özelinde yapılan bir çalışmada çocuk oyun alanları hem nicelik hem de planlama açısından geleceğe yönelik değerlendirmelerde yetersizlik gösteriyor; mevcut alanların artırılması gerektiği vurgulanıyor.
Dünya Genelinden Veriler
Küresel olarak, şehirleşmenin hızlanmasıyla birlikte çocukların kentlerde yaşama oranı artıyor. 2050’ye kadar çocukların yaklaşık %70’inin şehirlerde yaşayacağı öngörülüyor. Bu durum, kamusal açık alanlara ve oyun alanlarına olan ihtiyacı daha da artırıyor.
Amerika ve Avrupa’da yapılan çalışmalar, çocukların oyun alanlarına gitme sıklığının yıllar içinde azaldığını gösteriyor. Örneğin park kullanım sıklığı 2008’den 2017’ye kadar artmış olsa da, 2020’de pandemi gibi özel şartların da etkisiyle dramatik şekilde düşüş görülüyor.
Ayrıca tarihsel olarak, çocukların yaşadığı mekânın boyutu ve dolaşım alanının 1950’lerden sonra büyük oranda daraldığına dair veriler var; metropol bölgelerde günlük oyun alanı adedi ve erişimi ciddi ölçüde azalmış durumda.
Neden Bu Durum?
Bu istatistiklerin gösterdiği gibi, sorun sadece alanın yokluğu değil; planlama eksikliği, standartların geride kalması, ulaşım ve güvenlik sıkıntıları, yoğun trafik, betonlaşma, yerel yönetimlerin önceliklendirme sorunları gibi çok boyutlu.
Örneğin, Tekirdağ örneğinde mahalle ölçeğindeki oyun alanı sayısı ve büyüklükleri standartların oldukça altında. Bartın’da geleneksel norm olan kişi başına 1,5-3 m² gibi değerlerin çok altında kalmış alanlar var.
Somut Çözüm Önerileri
Sorunun boyutu net. Şimdi ne yapılabilir, hangi adımlar somut değişim sağlar?
Standartların Yenilenmesi ve Uygulanması
Belediye ve imar planlarında “çocuk oyun alanı standardı” yeniden belirlenmeli. Örneğin her mahallede, belli nüfus ve çocuk sayısına göre gerekli m² oyun alanı zorunlu hale getirilmeli.
Mevcut imar düzenlemeleri gözden geçirilmeli ve yeni projelerde çocuk oyun alanı zorunluluğu getirilmelidir.
Erişilebilirlik ve Konum Planlaması
Göç, nüfus yoğunluğu yüksek mahalleler öncelikli olmalı.
Oyun alanları çocukların evlerinden yürüme mesafesinde olmalı (örneğin ≤5-10 dakika).
Güvenli yollarla ulaşım sağlanmalı: trafik yoğunluğu, geçiş noktaları, aydınlatma gibi etkenler dikkate alınmalı.
Kapsamlı Donanım ve Çeşitlilik
Salıncak-kaydırak gibi geleneksel araçların yanı sıra açık hava spor alanları, macera oyunları, doğayla etkileşimli alanlar, ekip çalışması gerektiren oyun alanları eklenmeli.
Yaş gruplarına uygun alanlar oluşturulmalı; 0-3 yaş, 4-7 yaş, 8-12 yaş gibi farklı döngüler için farklı yapı ve ekipman.
Bakım, Güvenlik ve Sürdürülebilirlik
Oyun alanlarının malzeme kalitesi, düşme geciktirici yüzeyler, gölgelendirme, temizlik gibi unsurlar sürekli denetlenmeli.
Ebeveyn ve kullanıcı şikayetlerini toplayan bir sistem kurulmalı.
Yeşil alanlarla entegrasyon sağlanmalı; gölgelikler, bitkilendirme gibi.
Toplumsal Katılım ve Farkındalık
Mahalleli, aileler ve çocuklar sürece dahil edilmeli; onların görüşleri alınarak oyun alanları tasarlanmalı.
Okullarda ve yerel medyada “oyun hakkı”na dair bilinç kampanyaları düzenlenmeli.
Belediyeler bu konuyu bütçesinde önceliklendirmeli.
Politika ve Yasal Düzenlemeler
Yerel yönetimlerin sorumluluk alanı netleştirilmeli; çocuk oyun alanlarının planlanmasından kim sorumlu, nasıl denetlenecek açık olmalı.
Ulusal çapta bir strateji geliştirilebilir; “çocuklara oyun hakkı”, “şehirde çocuk dostu alanlar” gibi.
Bir Şehrin Geleceği Çocukların Oyuncaklarıyla Tıkanmasın
Oyun, sadece eğlence değil; çocukların fiziksel sağlığı, sosyal becerileri, zihinsel gelişimi için temel bir ihtiyaçtır. Betonlaşan şehirler çocuklarının oyun alanlarını daralttıkça, aslında geleceğimizin alanlarını daraltıyoruz.
İstatistikler bize gösteriyor ki, ne kadar erken farkına varırsak o kadar iyi; çünkü çocukluk bir kez geçer ve fırsat kaçtığında geri gelmez.