Her kriz döneminde aynı sahne tekrarlanır:
Borsalar düşer, döviz dalgalanır, yatırımcı panikler… Ve bir kez daha altın vitrinlerde değil, manşetlerde parlar.
Son haftalarda altın fiyatları neredeyse her gün yeni bir rekor kırıyor. Ons altın 2.500 dolar seviyesinin üzerini test ederken, gram altın içeride hem döviz kuru hem de yüksek enflasyonun etkisiyle tarihi zirvelerde dolaşıyor. Peki bu yükselişin arkasında ne var? Ve asıl soru: altın hâlâ güvenli liman mı, yoksa şişen bir balonun habercisi mi?
Belirsizliğin Parlayan Yüzü
Dünya ekonomisi uzun zamandır huzurlu bir dönem geçirmiyor.
Jeopolitik gerilimler, savaş endişeleri, enerji fiyatlarındaki oynaklık ve küresel enflasyon… Tüm bu faktörler yatırımcıları yeniden “güvenli liman” olarak bilinen altına yöneltti.
İnsanlık tarihinin binlerce yıllık refleksi bu aslında: Ne zaman belirsizlik artsa, insanlar paranın değil, değerin peşine düşer.
Faizler Düşüyor, Altın Yükseliyor
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası’nın faiz indirim sinyalleri, altının önünü açtı.
Faizler düştükçe sabit getirili yatırımlar cazibesini yitiriyor, altın ise “faiz getirmese de değerini korur” düşüncesiyle yeniden ön plana çıkıyor.
Yani, piyasanın diliyle söylersek: risk algısı arttıkça altın parlar.
Türkiye’de Ayrı Bir Hikâye
Türkiye’de tablo biraz farklı.
Burada altın sadece yatırım aracı değil; aynı zamanda bir gelenek, bir güven, hatta bir alışkanlık.
Enflasyonun yüksek seyrettiği, dövizin baskılandığı bir ortamda, vatandaş tasarrufunu “gram gram” altına çeviriyor.
Bir nevi kendi sigortasını yapıyor aslında.
Bu da iç talebi canlı tutarak fiyat artışlarını daha da hızlandırıyor.
Balon mu, Gerçek Değer mi?
Ekonomistler bu yükselişi ikiye ayırıyor:
Kimi “balon şişiyor” diyor, kimi ise “altının uzun vadeli değerini yeni dünya düzeni belirliyor” görüşünde.
Gerçek şu ki; küresel krizler azalmadığı sürece, altının tahtını sarsmak kolay görünmüyor.
Ama kısa vadede keskin iniş çıkışlar her zaman mümkün.
Son Söz
Altın, yüzyıllardır aynı sorunun cevabı oldu: “Paramın değerini ne korur?”
Bugün de cevap değişmedi.
Belki dijital çağdayız, kripto paralar hayatımıza girdi, finansın dili bambaşka bir yöne evrildi…
Ama bir şey hâlâ aynı kaldı:
İnsan, belirsizlikten korkar. Ve korktuğunda, her zaman altına sığınır.