Bir Like Uğruna Vicdanını Susturmak

YAYINLAMA
17 Ekim 2025 16:44
GÜNCELLEME
17 Ekim 2025 16:53

Görünür olmak, bu çağın en büyük tutkusu haline geldi. Artık kimse sadece yaşıyor gibi değil; herkes kendini izletiyor. Bir sokak köpeğine su veren elin bile “hikâyeye eklenmeden” anlamı kalmıyor. Yardım etmekten çok, yardım ederken nasıl göründüğümüzle ilgileniyoruz. 

Bir “like” uğruna, vicdanımızı süs eşyasına dönüştürdük. 

Eskiden iyilik sessizdi. Bir komşunun kapısına bırakılan sıcak bir çorba, kimse bilsin istemezdi. Şimdi aynı hareketi telefon kamerasına göstermeden yaparsak, sanki eksik kalıyor. İyiliğin değeri, kalpten kalbe değil, ekran ekran dolaşınca ölçülüyor.

Ve ironik olan şu: Gerçekten iyilik yaptığını düşünen birçok insan, bunu paylaşmadığında sanki hiç yapmamış gibi hissediyor. 

Bir çocuğun yüzündeki gülümseme, artık beğeni sayısına indirgenmiş durumda. O anın duygusu değil, o anın algoritması daha önemli. “Vicdan rahatlığı” yerini “takipçi kazanma” arzusuna bıraktı.

Kısacası, içimizdeki sessiz tanığı susturduk — çünkü vicdanın sesi, bildirim sesinden daha kısık çıkıyor.

Belki de sormamız gereken basit ama rahatsız edici bir soru var:

Eğer kimse görmese, hâlâ o iyiliği yapar mıydık?

Sosyal medya çağında, sahicilik en değerli ama en nadir erdem haline geldi. Çünkü “iyi görünmek”, “iyi olmaktan” daha çok prim yapıyor.

Oysa gerçek iyilik, görünmediğinde bile var olandır.

Belki de yeniden hatırlamamız gereken şey bu:

Bazı şeyler paylaşılmadığında daha değerlidir.

 

Yorumlar (0 yorum)
Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.