Hafta Sonuna Sığan Hayat

YAYINLAMA
09 Kasım 2025 14:29
GÜNCELLEME
09 Kasım 2025 14:30

Bir haftayı daha geride bıraktık…

Alarm sesleri, yoğun toplantılar, trafikte geçen dakikalar ve “bir gün dinleneceğim” cümlesinin yankılandığı günler. Hafta içi, çoğu insan için bir koşu bandı gibi: ilerliyorsun ama sanki hep aynı yerde kalıyorsun. O yüzden cumartesi sabahı gelen sessizlik, adeta bir armağan gibi hissediliyor.

Hafta sonu… Kimi için evde uzun bir kahvaltı, kimi için dışarıda arkadaşlarla bir kahve molası. Kimi sessizliği seçer, kimi kalabalıkla dertleşir. Ama aslında amaç hep aynıdır: ruhu dinlendirmek, biraz nefes almak. Çünkü bazen insanın en çok ihtiyacı olan şey, hiçbir şey yapmadan sadece var olmaktır.

Evde geçirilen bir hafta sonu da sandığımız kadar “boş” değildir. Kahveni yudumlarken camdan dışarıyı izlemek, sevdiğin bir müziği açıp koltuğa uzanmak, kitap sayfaları arasında kaybolmak… Hepsi insanın kendine dönme biçimidir. Sessizlik, ruhun kendini onardığı yerdir aslında.

Ama elbette sosyalleşmek de bir ihtiyaç. İnsan, insanla iyileşir. Dostlarla paylaşılan bir kahkaha, kısa bir yürüyüş, bir film gecesi… Tüm bunlar, yaşadığımız haftanın ağırlığını hafifletir. Her sohbet, biraz terapi gibidir. Ve bazen bir “nasılsın?” sorusu bile günün bütün stresini unutturabilir.

Belki de mesele, hafta sonunu dolu dolu geçirmek değil; içini iyi hissettiren şeylerle doldurabilmek. Bir çiçekle ilgilenmek, kısa bir yürüyüşe çıkmak, sevdiğin yemeği yapmak ya da sadece pencereden gökyüzüne bakmak… Küçük anlar, büyük dinginlikler yaratır.

Hafta içi koşuşturmanın arasında unuttuğumuz “yaşamak” fiilini, hafta sonları yeniden hatırlarız.

O iki gün, ruhun yeniden nefes aldığı en sessiz zamanlardır aslında.

Yorumlar (0 yorum)
Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.